Mustafa Asula; Avrupa Birliği`ne Uyum Sürecinde Özel Sektör

Bigpara Haber
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Dr. Erkut Yücaoğlu, 25 Eylül Pazartesi günü, öncülük ettiği ve geniş katılımlı bir toplantı ile, çok önemli bir süreci başlatmış oldu. Avrupa Birliği`ne uyum çabalarnın yoğunluk kazanmakta olduğu şu sırada, Türkiye`de, ekonominin, bazı hassas sektörler hariç, yüzde 80`ini elinde bulunduran özel sektörün, bu çalışmalar içindeki yerinin ve olabilecek hizmetlerinin belirlenmesi gereği üzerinde durulan toplantıda, bu vesile ile, ayrıca, hükümeti ve Avrupa Komisyonu`nu temsilen, bazı açıklamalar da yapıldı.AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural, henüz başlamak fırsatını bulabildiği teşkilatlanma çalışmaları hakkında bilgi verdi. Komisyondan, Türkiye Birimi Şefi M.Alain Servantie, 8 Kasım`da tamamlanması beklenen Katılım Ortaklığı Belgesi`nin içeriği hakkındaki görüşlerini açıkladı. Devlet Planlama Teşkilatı temsilcisi de, AB müktesebatına uyum yolunda, şimdiye kadar katedilen merhaleleri anlattı. Görebildiğim kadariyle, özel sektör, haklı olarak, katılım Ortaklığı Belgesi`nin, ekonomiyle ilgili bölümlerinin oluşturulmasında söz ve rey sahibi olmak istiyor. Ancak nasıl? AB Genel Sekreteri, başında olduğu teşkilatın, bu konuda özel sektörle yakın temas ve işbirliği halinde olacağını, bir bakıma, kişisel tercihi olarak, temin ediyor. Zira, organizasyon bünyesinde, özel sektöre, ne bundan önceki düzenlemelerde öngörüldüğü üzere, danışma kurulu misali bir organ içinde yer veriliyor ve ne de, sektör danışmanlıkları gibi hizmet birimleri öngörülüyor. Bu noksanlığın, kısa sürede, münasip bir formülle giderilebilmesi, herhalde vacip olacak. Hatıra gelen diğer önemli bir sual de şudur: AB Genel Sekreterliği, özel sektör adına, hangi çatı kuruluşunu muhatap alacak? TÜSİAD mı, TOBB mu, yoksa İKV mi? veya bu temel kuruluşların hepsi mi? Bu takdirde, koordinasyon sorumluluğu, doğrudan özel sektörü temsil eden kuruluşlara düşmeyecek mi? Bu da, kanımca, işin, özel sektör içinde, tezelden çözümlenmesi gereken yönüdür. Avrupa Birliği fikrinin, ülkede, geniş kitlelere yayılmasında ve benimsetilmesinde, yaygın örgüt avantajı nedeniyle, TOBB`un, çok önemli bir işlevi yerine getirebileceği muhakkaktır. Ancak, bunun da, siyasi kadronun, ezcümle, hükümetin ve hükümeti oluşturan koalisyon ortaklarının, paralel tanıtma faaliyetiyle takviye edilmesi gerekir. Zira, halkımız, bir yandan özel sektörü dinlerken, diğer taraftan da, siyasi cenahtan farklı frekans arasında kalmamalı ve zihni karışmamalıdır. Toplantıda, katılım ortaklığının siyasi bölümünü oluşturan Kopenhag kriterlerine uyum konusunda da, özel sektörün görüşlerinin alınması lüzumundan bahsedildi. Kopenhag kriterleri, siyasi nitelikli ve içerikli olmakla beraber, şüphesiz, doğrudan veya dolaylı olarak, ekonomik sonuçlarla da yüklüdür. Ancak, kabul etmek gerekir ki, bu konudaki tercihler, tümüyle siyasidir. Dolayısıyle, Kopenhag kriterlerine uyumda, siyasi otoritenin yetkisi esas olmalı ve serbestisi de, ortaklıklarla sınırlandırılmamalıdır. Doğrusu, özel sektör, ekonomiyle ilgili olarak, kendisinden beklenen esas çaba ve dikkati, siyasi münakaşaların içine girerek, gereksiz yere, dağıtmamalıdır. (FİNANSAL FORUM)

Diğer Politika Haberleri