Manifaturacılar Yapı Denetçisi Oldu

Bigpara Haber

Deprem sonrası uygulamaya geçirilen Yapı denetim Yasası, çeşitli kuruluşların tepkisini çekmeye devam ediyor. Bu eleştiri zincirini oluşturan kuruluşların başında Türk Müşair Mühendisler ve Mimarlar Birliği (TMMMB) geliyor.

Yasanın hazırlanması sırasında görüşleri alındığı halde alınmamış gibi davranıldığını söyleyen birlik yetkilileri yapı denetiminin bir süreç olarak algılanmamasını eleştiriyor. Yen iyasanın uygulanma sürecinde etkin bir işlev görmesi gereken ve beklenen, binlerce mühendis ve mimarın üye olduğu TMMMB’nin Başkanı Haluk Doğançay’ın söyledikleri şaşırtıcı. Doğançay’ın söylediklerine bakılırsa süreç hiç de kolay işlemeyecek. Çünkü Doğançay’a göre manifatauracılar bile yeni yasa ile birlikte denetçi oldu.

Deprem gibi önemli bir konuda, Türkiye’nin önde gelen kurumlarından birinin başındaki bir ismin böyle bir iddiada bulunması önemli. Doğançay ile yeni Yapı denetim Yasası ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeleri konuştuk:

Doğançay, Bu tarz yasaların artık eskisi gibi ‘Ben yaptık oldu’ mantığıyla çıkmaması lazım. Toplumsal bir konsensüs oluşmalı. Halbuki şimdi çıkan yasaya bakıyorsunuz toplumun her kesimi tenkit ediyor. Demek ki bir sakatlık var.

Yüksek Fen Kurulu Başkanı birliğimiz ile yaptığı bir görüşmede, ‘sizin üyeleriniz bizim en güçlü kaynağımız, hepsine yapı denetim şirketi belgesi vermeye söz veriyorum’ dedi. Tüm özellikleri taşıyan üyelerimiz var ama bunlar bir kenarda duruyor. Müteahhitlerin kurduğu şirketler bu belgeleri alıyor.

Bakıyorum bugüne kadar gelmiş yapı denetçişi olmuş. Bu yasa hatalı ama bir adım ileri atarken iki adım geriye atmanın bir anlamı yoktu. Çağdaş uygulamaları hiç sayarak ‘Biz böyle uygun gördük’ denmemeli.

Konuya sadece nihai olarak kontrol açısından yaklaştığımız zaman tüm süreci bir kenara atıyorsunuz. Masada akrşılıklı oturup onu kabul ettim, bunu kabul etmedim diyorsunuz. Bu doğru değil. Tüm bu sürecin içinde müşavir mühendisin olması gerekiyor. En sonda yapılan iş denetim değil sertifakasyondur.

Bugüne kadar müteahhitler tarafından taşınmış olan yapının çökme riskini, mimarın mesleki riskini, üreticilerin sistem ve ekipmanlarının risklerini müşavir mühendisler taşıyor. Asansör alınıyor, gizli ayıp, gizli kusur sonradan ortaya çıkabiliyor ama buna rağmen bundan sonra bunun günah keçisi yapı denetim kuruluşları olsun diye bir anlam çıkıyor.

Bilinçli müşavir mühendisler bu riskin altına girmezler. Öyle bir risk ki uluslar arası reassürler dahi sigorta etmiyor. Tüm bunlar için risk yapı denetim kuruluşlarına aktarılıyor.

Yasa diyor ki, ‘Sen bu riski üstlen sonra gider ilgilisine dava açarsın, hakkını alırsın.’ Yapı denetim kuruluşunun taşıması gereken riskin karşılığı profesyonel sorumluluk sigortasıdır. Yasada böyle bir değişiklik yapılabilir ama bu bakanlıkla aramızda bir mağlubiyet, galibiyet olayına döndü.

Toplumda kilit oyuncuların görüşlerini alsınlar. Bunlar ve uluslar arası standartlar doğrultusunda düzenlemeler yapsınlar. Biz özellikle bu ihtiyaçları gözününe alarak bir yasa taslağı hazırladık. Olaya sadece son aşamada polisiye bir yapı ya da denetleme mekanizması olarak değil tüm süreci ele alarak planlama, yürütme ve denetleme açısından bakan bir bakış açışı getirdik. Ama dikkate alınmadı.

Hollanda gibi küçük bir ülkede her birisi en az 3-5 bin çalışanı olan 8-10 tane müşavirlik firması var. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde gelişmişlik oranları ile doğru orantılı olarak gelişen bir dal bu. Müşavir mühendisler dış pazarlarda müteahhitlere öncülük ediyor.

Mart 2001’de yapacağımız genelk urulu 2-3 günülk uluslar arası bir toplantıya dönüştüreceğiz. ABD ve Japonya’dan çok önemli konuşmacı davetlilerimiz var. Bir takım workshoplar, seminerler, eğitim toplantıları var. Bu işin önemini daha büyük alanlarda toplama anlatmak istiyoruz. Dünyada mühendisler seslerini duyurmaktan pek hoşlanmazlar. İşin bu tarafı pek dikkate alınmaş ama artık mühendislik kurumları kendi kurumsal kimlikleriyle ortaya çıkmalı. (EKONOMİST)

Diğer Genel Haberleri