Kurlar, dış ticaret ve finansman gereği

Türkiye, bu yıl 95 milyar dolar dış finansman bulmak durumunda ve 2008 yılının dış finansman açısından kolay bir yıl olmayacağı da ortada

Bigpara Haber

Türkiye, bu yıl 95 milyar dolar dış finansman bulmak durumunda ve 2008 yılının dış finansman açısından kolay bir yıl olmayacağı da ortada. Bu nedenle ekonomi yüzde 4-5`den daha yavaş büyüyecek ve kurlar hareketlenecek. 

Baturalp Candemir / REFERANS GAZETESİ

İhracat performansı üzerinde yorumlar yapılırken, hep kurlara odaklanan bir tartışmanın içinde buluyoruz kendimizi. Yapılan ampirik çalışmalar ihracatı etkileyen en önemli değişken olarak dış talebe işaret ediyor. İster OECD ülkelerinin büyüme hızını, ister Avrupa Birliği`nin (AB) büyüme hızını alın; ihracatı etkileyen en önemli değişken dış talep. Reel kur ise çoğunlukla istatistiki olarak anlamsız veya çok düşük bir parametreye sahip bir değişken olarak kalıyor. Buna rağmen kurlar, ihracatla ilgili tüm tartışmaların odak noktasında. 

Tartışmalar çok doğal

İmalat sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerin maliyetlerinin işçilik, hammadde, aramalı ve finansman maliyetlerinden oluştuğunu düşünelim. Dışa açık ülkelerde, ulaştırma maliyeti nedeniyle bir miktar fark olsa da hammadde ve aramalı maliyetlerinin birbirine çok yakın olduğu varsayılabilir. Ayrıca, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ortamda, ihracatçı şirketlerin de büyük oranda yabancı para cinsinden kendilerini fonladığı düşünülürse, finansman maliyeti de farklı ülkelerdeki şirketler için çok farklılaşmayacaktır. Böylece, birim işgücü maliyeti ve kurlar aynı sektörde, farklı ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin rekabet gücünü belirleyen faktörler olarak ortaya çıkıyor. Bu çerçevede, kurlarla ilgili tartışmaları doğal karşılamak gerek.

Ancak, acaba yukarıda diğer maliyetlerle ilgili olarak yaptığımız varsayımlar gerçeğe ne kadar yakın?

Maliyet rekabeti etkiliyor

Ülkede kayıt dışı ve elde edilen geliri düşük beyan etme pratiği o kadar yaygın ki devlet gelir ve kurumlar vergisi toplamakta zorlanıyor. Kendisinden beklenen hizmeti sunmak için gereken kaynak dolaylı vergilerden sağlanmaya çalışılıyor. Belge düzeni de bir türlü oturtulamadığı için, dolaylı vergilerin de etkin bir şekilde toplanması da mümkün olmuyor. O zaman yapacak tek birşey kalıyor; toplanabilen vergilerin artırılması.

Türkiye`de, akaryakıt ürünleri ve doğalgaz üzerindeki vergilerin ne kadar yüksek olduğu biliniyor; elektrik fiyatları da daha önce yapılan anlaşılması güç kontratlar nedeniyle yüksek. Buna bir de elektrik parasını ödemeyenlerin ve iletirken kaybedilen enerjinin de maliyetini ekleyince, elektrik parası ödeyenler sanayicinin omuzlarındaki yükün ne kadar yükseldiği anlaşılıyor. Benzer bir şekilde sosyal güvenlik primlerinin yüksekliği, iş piyasasının esnekliğini yitirmiş olması ve diğer maliyetler şirketlerin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.

Belki de, bunlar çözümü kolay olmayan sorunlar olduğu için hep, Merkez Bankası`nın kur politikasına takılıp duruyoruz. 

Dış finansman zorda

2008 yılının dış finansman açısından kolay bir yıl olmayacağı ortada. Petrol fiyatları 2007 yılında ortalama 73 dolar civarındaydı. Şu anda 95 dolar civarında seyreden fiyatlar, 2008 ortalamasında 85 dolara bile gerilese, enerji ithalatı faturası 5 milyar dolar kadar kabaracak. Sadece sözkonusu artışın karşılanması için ihracatın yüzde 5 büyümesi gerekiyor. AB ekonomisinin yavaşladığı bir ortamda, bu hiç kolay değil.

2007 yılında kısa vadeli borçlarını döndürdükten sonra, yaklaşık 80 milyar dolar dış kaynak bulan Türkiye, 2008 yılında, yine kısa vadeli dış borcunu çevirdikten sonra, 85 milyar dolar dış finansman bulmak durumunda. Bu rakama, bir de Merkez Bankası`nın ihale yöntemiyle alacağı minimum (bugünden itibaren günlük 30 milyon dolar alacağı varsayımıyla) 8.5 milyar doları da eklediğinizde gereken finansman 95 milyar dolara yaklaşıyor. "Dış koşullar kötüye giderken, daha fazla kaynak bulabilmek mümkün olmayacaktır" diye düşünüyoruz. O zaman ekonomi bizim düşündüğümüz gibi yüzde 4-5`den daha yavaş büyüyecek ve/veya kurlar hareketlenecek. Gidişatı dış konjonktür olduğu kadar yerli bireysel yatırımcının yabancı para-YTL arasındaki tercihi belirleyecek.

Diğer Genel Haberleri