Krizler olmasaydı kendimi 5’e katlardım
Bigpara Haber
Bussinessweek`in ‘Avrupa’ın 25 Yıldızı` arasında gösterdiği Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, ‘‘Bizim devlet girişimci mantığını kavrasaydı ve bu ülkede birkaç senede bir kriz çıkmasaydı bugünkü Zorlu, 5 misli Zorlu olurdu. Birçok girişimci de öyle olurdu’’ dedi.
Bussinessweek Dergisi tarafından ‘‘Avrupa`nın 25 Yıldızı’’ arasında gösterilen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, istihdam şartlı destek verilmesi halinde hem yerli hem yabancı yatırımcının yeni yatırıma yöneleceğini söyledi. Zorlu, Türkiye`de devletin girişimci mantığını kavrayamadığını ve birkaç yılda bir tekrarlayan krizlerin de Türkiye`deki girişimcileri ciddi şekilde engellediğini savunarak, ‘‘Bizim devlet girişimci mantığını kavrasaydı ve bu ülkede sık sık kriz çıkmasaydı bugünkü Zorlu, 5 misli Zorlu olurdu. Birçok girişimci de öyle olurdu’’ dedi.
Türkiye`de bürokrasinin ‘‘girişimci’’ önemini hálá anlayamadığını savunan Ahmet Nazif Zorlu, eski Doğu Bloku ülkelerinin son 10 yılda yaptıklarını örnek gösterdi. Zorlu şunları söyledi:
‘‘Bu ülkede girişimciye ihtiyaç var. Girişimci sayısının artması lazım. Biz bunlardan sadece biriyiz. Bakın bugün eski Doğu Bloku ülkeleri istihdam üzerine verdikleri desteklerle çok büyük yabancı sermaye yatırım çektiler. Bunları Türkiye`de de uygulayalım. Onlar Özelleştirmeyi de tamamladılar. Hızla öne geçiyorlar. Bunu tek nedeni var onların devleti, girişimci mantığını çok iyi kavradı ve ona göre uygulama yaptı. Bizimkiler ise maalesef kavrayamadı. Türkiye`de son 10 yılda 50 tane 100 tane Zorlu çıkmalıydı.’’
SANAYİSİZ OLMAZ
Avrupa`nın 25 yıldızı arasında gösterilmesine en çok da Türkiye adına sevindiğini belirten Ahmet Nazif Zorlu, ‘‘Biz risk alırken de her zaman Türkiye`nin sanayisiz kalkınamayacağını düşündük. Çünkü bütün kalkınmış ülkeler sanayi ile kalkınmışlar. Sanayici olursak hem biz hem ülkemiz başarır diye düşündük ve sadece kendi üzerimize düşeni yaptık’’ dedi. Zorlu, Türkiye`nin sahip olduğu avantajlarla Uzakdoğu`dan çok daha hızlı kalkınması gerektiğini savundu ve şöyle devam etti:
‘‘Uzakdoğuda bulunan imkanlar burada zaten var. Üstüne de Avrupa gibi, Rusya gibi pazarlara yakınlık var. Onlar 1.5 ayda mal getirebilir biz 1.5 günde göndeririz. Bunu benden başka girişimciler de görmeliydi. Öyle olsaydı, TV konusunda şimdi Türkiye dünya lideri olmuştu.’’
Ahmet Nazif Zorlu, elektronikte ve tekstilde grup olarak volüme (yüksek miktarda üretim) inandıklarını söyledi. Zorlu, ‘‘Volümde önemli hedefler yakaladık ve bu bizim en büyük avantajımız oldu. Çünkü volüm arttıkça rekabet gücümüz de arttı. Satın alırken de satarken de bu çok önemliydi. En önemlisi de Vestel`in 2-3 misli büyüklükte yan sanayi kurdurduk. Yan sanayi ile birlikte en girişimci organizasyon olmayı başardık’’ dedi.
2005`te 25 milyon cihaz üreteceğiz
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Vestel`deki hedeflerini de şöyle özetledi: ‘‘Dünyadaki ölçeklere bakınca hedeflerimizi yine büyük koymalıyız. 2005 ya da en geç 2006`da grup olarak 25 milyon cihaz üretiyor oluruz. Şu anda Manisa`da inşaatı devam eden tesislerimiz var. Ağustos ya da Eylül de faaliyete geçecekler. Beyaz eşya, televizyon, klima ve birçok konuda yeni ve ek üretimler başlayacak. Tabii ki illa daha büyük olalım derdinde değiliz. Ama büyüme rekabette bizi öne geçiriyorsa büyümek zorundayız. Onun için mücadele ediyoruz. Ciroda da yine aynı yıllarda 4 milyar doları buluruz. Bu 5 milyar dolar sadece sanayicilikten yani reel sektör faaliyetlerinden sağlanan ciro olacak.’’
Destek isteyince ‘avantacı’ diyorlar
Ahmet Nazif Zorlu, başta eski Doğu Bloku olmak üzere birçok rekabetçi ülkenin sanayicisine çok ciddi destekler sağladığını belirtti. Zorlu, Türk sanayicisinin de benzer testekler istediğinde ‘‘Sanayici yine avanta jstiyor’’ diye eleştirildiklerini söyledi ve şöyle konuştu: ‘‘Herşeyde önce yabancı sermayenin desteklenmesi lazım. Bu ülkedeki sermaye eksikliğinin giderilmesi için olmazsa olmaz şart bu. Peki bu adamlar gittikleri ülkeye niçin gidiyorlar. Mesela eski Doğu Bloku ülkelerine niye Türkiye`den daha fazla ilgi gösterdiler? Çünkü onlar istihdam başına destek veriyor. Hatta Avrupa Birliği ülkelerinde de istihdam temelinde destekler çok güçlü. Bunu biz söyleyince sanki avanta istiyor gibi damgalanıyoruz. Ne alakası var? Devlet ve özel sektör olarak işsizine iş buluyorsun, sonra da iş başlayınca zaten ödediğin destek misli misli geri dönmeye başlıyor.’’
Bussinessweek Dergisi tarafından ‘‘Avrupa`nın 25 Yıldızı’’ arasında gösterilen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, istihdam şartlı destek verilmesi halinde hem yerli hem yabancı yatırımcının yeni yatırıma yöneleceğini söyledi. Zorlu, Türkiye`de devletin girişimci mantığını kavrayamadığını ve birkaç yılda bir tekrarlayan krizlerin de Türkiye`deki girişimcileri ciddi şekilde engellediğini savunarak, ‘‘Bizim devlet girişimci mantığını kavrasaydı ve bu ülkede sık sık kriz çıkmasaydı bugünkü Zorlu, 5 misli Zorlu olurdu. Birçok girişimci de öyle olurdu’’ dedi.
Türkiye`de bürokrasinin ‘‘girişimci’’ önemini hálá anlayamadığını savunan Ahmet Nazif Zorlu, eski Doğu Bloku ülkelerinin son 10 yılda yaptıklarını örnek gösterdi. Zorlu şunları söyledi:
‘‘Bu ülkede girişimciye ihtiyaç var. Girişimci sayısının artması lazım. Biz bunlardan sadece biriyiz. Bakın bugün eski Doğu Bloku ülkeleri istihdam üzerine verdikleri desteklerle çok büyük yabancı sermaye yatırım çektiler. Bunları Türkiye`de de uygulayalım. Onlar Özelleştirmeyi de tamamladılar. Hızla öne geçiyorlar. Bunu tek nedeni var onların devleti, girişimci mantığını çok iyi kavradı ve ona göre uygulama yaptı. Bizimkiler ise maalesef kavrayamadı. Türkiye`de son 10 yılda 50 tane 100 tane Zorlu çıkmalıydı.’’
SANAYİSİZ OLMAZ
Avrupa`nın 25 yıldızı arasında gösterilmesine en çok da Türkiye adına sevindiğini belirten Ahmet Nazif Zorlu, ‘‘Biz risk alırken de her zaman Türkiye`nin sanayisiz kalkınamayacağını düşündük. Çünkü bütün kalkınmış ülkeler sanayi ile kalkınmışlar. Sanayici olursak hem biz hem ülkemiz başarır diye düşündük ve sadece kendi üzerimize düşeni yaptık’’ dedi. Zorlu, Türkiye`nin sahip olduğu avantajlarla Uzakdoğu`dan çok daha hızlı kalkınması gerektiğini savundu ve şöyle devam etti:
‘‘Uzakdoğuda bulunan imkanlar burada zaten var. Üstüne de Avrupa gibi, Rusya gibi pazarlara yakınlık var. Onlar 1.5 ayda mal getirebilir biz 1.5 günde göndeririz. Bunu benden başka girişimciler de görmeliydi. Öyle olsaydı, TV konusunda şimdi Türkiye dünya lideri olmuştu.’’
Ahmet Nazif Zorlu, elektronikte ve tekstilde grup olarak volüme (yüksek miktarda üretim) inandıklarını söyledi. Zorlu, ‘‘Volümde önemli hedefler yakaladık ve bu bizim en büyük avantajımız oldu. Çünkü volüm arttıkça rekabet gücümüz de arttı. Satın alırken de satarken de bu çok önemliydi. En önemlisi de Vestel`in 2-3 misli büyüklükte yan sanayi kurdurduk. Yan sanayi ile birlikte en girişimci organizasyon olmayı başardık’’ dedi.
2005`te 25 milyon cihaz üreteceğiz
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Vestel`deki hedeflerini de şöyle özetledi: ‘‘Dünyadaki ölçeklere bakınca hedeflerimizi yine büyük koymalıyız. 2005 ya da en geç 2006`da grup olarak 25 milyon cihaz üretiyor oluruz. Şu anda Manisa`da inşaatı devam eden tesislerimiz var. Ağustos ya da Eylül de faaliyete geçecekler. Beyaz eşya, televizyon, klima ve birçok konuda yeni ve ek üretimler başlayacak. Tabii ki illa daha büyük olalım derdinde değiliz. Ama büyüme rekabette bizi öne geçiriyorsa büyümek zorundayız. Onun için mücadele ediyoruz. Ciroda da yine aynı yıllarda 4 milyar doları buluruz. Bu 5 milyar dolar sadece sanayicilikten yani reel sektör faaliyetlerinden sağlanan ciro olacak.’’
Destek isteyince ‘avantacı’ diyorlar
Ahmet Nazif Zorlu, başta eski Doğu Bloku olmak üzere birçok rekabetçi ülkenin sanayicisine çok ciddi destekler sağladığını belirtti. Zorlu, Türk sanayicisinin de benzer testekler istediğinde ‘‘Sanayici yine avanta jstiyor’’ diye eleştirildiklerini söyledi ve şöyle konuştu: ‘‘Herşeyde önce yabancı sermayenin desteklenmesi lazım. Bu ülkedeki sermaye eksikliğinin giderilmesi için olmazsa olmaz şart bu. Peki bu adamlar gittikleri ülkeye niçin gidiyorlar. Mesela eski Doğu Bloku ülkelerine niye Türkiye`den daha fazla ilgi gösterdiler? Çünkü onlar istihdam başına destek veriyor. Hatta Avrupa Birliği ülkelerinde de istihdam temelinde destekler çok güçlü. Bunu biz söyleyince sanki avanta istiyor gibi damgalanıyoruz. Ne alakası var? Devlet ve özel sektör olarak işsizine iş buluyorsun, sonra da iş başlayınca zaten ödediğin destek misli misli geri dönmeye başlıyor.’’