Krizin şiddeti IMF`yi şaşırttı

Michael Deppler, Türkiye`nin IMF destekli programının yeniden revize edildiğini ve bu çerçevede destek olmaya devam edeceklerini belirtti

Bigpara Haber
IMF Avrupa 1`inci Bölüm Başkanı Michael Deppler, Türkiye`nin IMF destekli programının yeniden revize edildiğini ve bu çerçevede destek olmaya devam edeceklerini belirtti. Deppler, Türk hükümeti tarafından hazırlanan ve üzerinde mutabakata varılan Çerçeve Anlaşması`nın, ekonomik ve mali istikrarın yeniden tesis edilmesiyle, 1999 sonunda başlatılan mali uyum ve enflasyonla mücadele sürecinin yeniden başlatılmasını amaçladığını bildirdi. Hükümetin sosyal taraflar ile daha çok görüş alışverişinde bulunacağını belirten Deppler, bu görüşmelerin ardından program üzerindeki çalışmaların tamamlanacağını ifade etti. Deppler, hükümet ile görüşmelerinin gelecek ay başına kadar devam edeceğini, revize edilmiş bu ekonomik programın da IMF İcra Kurulu`na Nisan sonu ya da Mayıs başında sunulacağını kaydetti.

Deppler, çerçeve anlaşmanın `spesifik` ve `genel hususlar` olmak üzere iki bölümden oluştuğunu ve her iki bölümün de Türk Hükümeti`nin geçen hafta açıkladığı önceliklerle uyumlu olduğunu söyledi. Anlaşmanın genel hususlarının daha ayrıntılı belirlenmesi ve işlenmesi gerektiğini belirten Deppler, spesifik bölümün de taraflar arasında bir centilmenlik anlaşması niteliği taşıdığını anlattı. Hükümete `Acil önlemler paketinin ardındaki dayanakları` sorduklarını vurgulayan Deppler, çerçeve anlaşmanın içine oturtulacağı makro çerçevenin de belirleneceğini kaydetti.

Seneye yüzde 5 büyüme olabilir
Yılın genelinin ekonomik daralmayla tamamlanacağını belirten Deppler, 2002`de ise ekonominin toparlanmaya geçerek yılı yüzde 5 büyümeyle tamamlamasını beklediklerini bildirdi. Deppler, bu yıl faiz dışı fazlanın GSMH`ya oranının konsolide bütçede yüzde 4, toplam kamu sektöründe ise yüzde 3.6 oranında hedeflendiğini de belirterek, harcama ve kaynak dengelerinin buna göre saptanmasının gerektiğine işaret etti. Çerçeve Anlaşmada mali sektörün istikrarının çok önemli olduğunu, bütçe içinde bankaların yeniden yapılanma maliyetlerinin yer alacağını, programın esasında geçen sonbahar döneminden bu yana bankacılık sektöründeki sıkıntıların çözümüne yönelik olduğunu ifade eden Deppler, kamu bankalarının gecelik faizden kaynaklanan büyük faiz maliyetlerinin, yönetilebilir bir düzeye çekileceğini de söyledi.

Dolarlar erken mi geliyor?
Deppler, ek mali desteğe ilişkin sorular üzerine, IMF`den 6.25 milyar dolarlık çekilmemiş bir kaynak bulunduğu, bunun bir kısmının sorunların çözümü için daha etkin nasıl kullanılabileceğini tartıştıklarını belirtti. Deppler, `Dalgalı kur rejimine geçildiğinden dolayı bu kaynağın döviz rezervleri için kullanılması değil, bütçeyi desteklemesi daha önemlidir. Ayrıca kalan kredinin çekilişlerinin zamanlamasını öne alma çalışmaları yapıyoruz` dedi. Deppler, dış kaynak konusundaki sorular karşısında bu konuda bir kaygılarının bulunmadığını, Bakan Derviş`in bu konuda çalıştığını, önemli olanın problemleri çözmeye yönelik doğru politikalar üretmek olduğunu söyledi. Deppler `Hükümetin dış kaynak arayışlarını destekliyoruz` dedi.
Geçmiş başarısızlıklardan ders alınarak hazırlanan yeni programın, son derece güçlü bir bankacılık sistemi üzerinde odaklandığını vurgulayan Deppler, bankacılık sistemindeki zaafların giderilmesine çok önem verdiklerini söyledi. Deppler, Cottarelli`nin geçen yıl ekonominin aşırı ısındığı uyarısında bulunduğunu da hatırlatarak, Türkiye`nin uyguladığı programın başlangıçta iyi çalıştığını, ancak bu tür programların son derece kırılgan bir yapıya sahip olduğunu, özellikle bankacılık sektörüyle ilgili önlemlerin bu türden programlarla paralel götürülmesi gerektiğini, ancak Türkiye`deki krizin temelinde bankaların ihmal edilmişliğinin bulunduğunu vurguladı. Eski programın kırılganlığının iki nedenden kaynaklandığını vurgulayan Deppler, bunlardan birincisinin, programın biraz raydan sapmış olması, diğerinin de bankacılık sektöründeki durum olduğunu belirtti.

Barut kalmadı
Deppler, krizlerin neden öngörülemediğinin sorulması üzerine, `Bizi şaşırtan bu krizin şiddetiydi. Tecrübelere baktığımızda bu tanıdık bir unsur değil` diye konuştu. Deppler, sektörün büyük bir baskı altındığı olduğunu, fakat hükümetin doğru kararlar alarak uygulamaya koyduğunu da belirtti. Deppler, gelinen noktaya ilişkin olarak bir de benzetme yaparak, `Kibrit veya kıvılcım etrafta hala dolanıyor olabilir. Ancak, ortada patlayacak barut artık yok` diye espri yaptı. Cottarelli`nin bir kaç hafta içinde yeniden Ankara`ya dönmesini beklediklerini belirten Deppler, Cottarelli`nin Ankara`ya dönüşünün ardından, anlaşmanın tamamıyla sonuçlandırılmasını ümit ettiklerini söyledi.

IMF`nin 4 önceliği

Michael Deppler`in basın toplantısı öncesinde IMF adına dağıtılan yazılı basın açıklamasında da, üzerinde mutabakata varılan politika çerçevesinin ekonomik ve mali istikrarı sağlamaya yönelik olduğu belirtilerek, bu çerçevenin IMF tarafından Türkiye`nin desteğinin yenilenmesi konusunda ümit verici bir baz oluşturduğu kaydedildi. Açıklamada, çerçevenin temel unsurları da şöyle sıralandı:

1. Kamu bankalarının temel mali yeniden yapılandırılmalarını ve yönetimlerindeki değişiklikleri de içermek üzere bankacılık sektörünün güçlendirilmesine yönelik acil tedbirler alınacak.

2. Enflasyonun daha hızlı düşürülmesine yönelik olarak para politikalarına hız verilecek. Bu çerçevede yılın sonlarında enflasyon aylık bazda yüzde 2`nin üzerine çıkmayacak. Döviz kurlarının serbest bırakılmasıyla ilk aylarda enflasyonda kaçılınmaz olarak nispi bir artış yaşanacak.

3. 2001`de GSMH`ya oran olarak konsolide bütçede yüzde 4, toplam kamu sektöründe ise yüzde 3.6 oranında faiz dışı fazla sağlayacak bir bütçe politikası izlenecek. Böylece, hem bu senenin yüzde 2`lik küçülmesi konusunda bir avans sağlanmış, hem de orta vadede sürdürülebilirliğin zemini yaratılmış olacak.

4. Özelleştirme konusunda yasal ve düzenleyici adımlar atılacak. Piyasa koşulları elverdiğinde Türk Telekom`un çoğunluk hissesinin satışı gerçekleştirilecek.

Diğer Ekonomi Haberleri