Konut kredisi faizleri daha düşecek mi?

Bu iki çağrı bankaların aksiyon alması için yeterli oldu. Ve bankalardan ardı ardına konut kredisi faiz indirim haberleri gelmeye başladı. Bankaların yaptığı indirimle konut kredisi faizleri yüzde 1’in altına geriledi. 

Ancak bu gelişmelere karşın hala konut kredisi faiz oranlarını yüksek bulan bir kesim de yok değil. Aynı kesim faiz oranlarında bir miktar daha gerileme olması gerektiğini de düşünüyor. 

İKİNCİ İNDİRİM Mİ GELİYOR?

Nitekim bu beklenti cevap bulmak üzere. Birçok bankanın geçen hafta konut kredisi faiz oranlarını çeşitli vadelerde aylık yüzde 1'in altına düşürmesine rağmen beklentilerin karşılanmaması piyasalarda ikinci indirimi gündeme getirdi.

Peki böyle bir olasılık var mı? Yani konut kredisi faiz oranlarında indirim devam edecek mi? Yoksa son indirimle gelinen nokta aslında konut sahibi olmak isteyenler için bir fırsat mı? 

Bu soruları hangikredi.com Genel Müdürü Yılmaz Sonışık yanıtladı.

-  Öncelikle bankaların konut kredisi faiz oranlarında yaptığı son indirimi nasıl değerlendirdiğinizi öğrenebilir miyiz? Sizce neden böyle bir adım atıldı?

Ekonomiyi canlandırmak için piyasalarda sıcak paranın dönmesini sağlamanız lazım. Yaklaşık 300 sektöre dolaylı etkisi olan gayrimenkul sektörünü canlandırmak elbette ki en hızlı ve kolay adımlardan biri. Hükümetin konut kredisi faizlerini düşürmek için agresif olmasının temel sebeplerinden biri bu diyebiliriz. Bankalar da bu noktada işin karlılığından öte içinde bulunduğumuz günleri ele alarak, kamu bankalarının önderliğinde milli bir görev şeklinde faizleri indirme kararı aldı.

- Net soralım… Konut kredisi faizleri daha çok iner mi?

Aslında günümüz koşullarına göre çok iyi konut kredisi faiz oranları mevcut artık şu anda. 120 ay için yüzde 0.99, 60 ay için yüzde 0.90 ve 24 ay için yüzde 0.80 faiz oranlarını görebiliyoruz. Mevcut kredi fonlama maliyetleri bankaların normal şartlarda daha fazla aşağı yönlü ilerlemesine engel oluşturuyor, şu an hükümetin de bankaları bu doğrultuda yönlendirmesi sebebiyle, biraz mecburiyetten biraz da vatan millet aşkına yapılan bir hamle diyebiliriz. Kısa vadeli kredilerde yapılan indirim, hazırda parası olan piyasa koşullarının olgunlaşmasını bekleyen alıcılar için faydalı olabilir ama indirimin tüketicinin tabanına yayılmasını istiyorsak uzun vadeli kredilerde indirim yapılmalı. Dolayısıyla piyasada 120 ay gibi uzun vadeli konut kredilerinde, tüketiciler için hala nispeten yüksek olan faiz oranlarının biraz daha aşağıya inme beklentisi var. Ancak bankalar hamlesini yaptı, şu an top tekrar ekonomi yönetiminde.

- Diyelim ki konut alımı için şu anki faiz oranlarını değerlendirmedik ve biraz daha gerilemesini bekledik. Hangi koşullar oluşursa faiz oranlarında bir miktar daha indirim beklenebilir?

Mevzuatsal adımlar atılırsa neden olmasın. Cari açığın kapatılması için ekonomi yönetimi tarafından alınmış olan makro ihtiyati tedbirler biraz daha gevşetilebilir. Bu doğrultuda Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıkların 50 baz puan düşürülmesi adına aldığı karar ile serbest kalan 1,1 milyar TL likidite bankaların kredi fonlamasında az da olsa olumlu etkisi oldu diyebiliriz, nitekim faiz indirimleri bu kararın akabinde geldi. Ancak henüz hedeflenen 0,70’lerdeki faizleri karşılamak için yeterli değil. Bankaların kredi için gerekli fonlamayı sağladığı “mevduat, öz sermaye ve dış borç”  kaynaklarının yıllık maliyetleri hala çok yüksek yüzde 12’lerde. İnilmesi istenilen faiz ise yüzde 9. Şu an Sayın Cumhurbaşkanının çağrısının da etkili olduğu bu indirim sürecinin Ağustos ayına özel kredi diye sınırlandığını görebiliriz zaten bazı bankalarda. Kamu bankalarının duruşu, görev zararı yazmadan ama kar da etmeden ilerlemeye devam ederse, özel bankalar için de itici bir güç olmaya devam edebilir. Ancak şu kesin ki bankalar için şu anki faiz indirimi pazar payı kapma yarışından öte belli bir duruş sergilemesidir.

- Yani bu bir fırsat öyle mi?

Konut kredisi faizleri şu an mevcut piyasa şartlarının çok altına indi, bu açıdan önemli bir fırsat var. Bununla birlikte uzun vadeli konut kredisi faizleri için hala olumlu gelişmeler beklenebilir. Ama şunu da belirtmekte fayda var. Eğer aradığınız, beğendiğiniz evi uygun fiyata bulduysanız kaçırmamakta yarar var. Zira bu faiz oranlarının daha da düşmesini beklerken almak istediğiniz konutun fiyatının artması ya da satılması riski bulunduğunu unutmamak lazım.

- Nelere dikkat edilmeli?

Dikkat edilmesi gereken konu bankaların vadeye göre kademeli değişen faiz oranları uygulaması. Yüzde 0,80’den başlayan faiz oranları, vade arttıkça, 120 aya çıkıldığında bankasına göre yüzde 1,15’lere kadar çıktığını görebiliyoruz. Dolayısıyla kredi kullanmak istenilen tutar ve vade için hangi bankanın ne kadar faiz uyguladığının hesaplanıp karşılaştırılması gerekir. Bununla birlikte günümüz koşullarında bankalar anlık olarak faiz değiştirebiliyorlar, hangi bankanın daha uygun faiz oranları olduğunu kaçırmamak için güncel faiz oranlarını yakından takip etmek gerekiyor. Hangikredi.com gibi bankaların güncel faiz oranlarının kolayca karşılaştırıldığı platformlar tüketicilere bu tür araştırmalarda önemli zaman kazandırır.

- Faiz oranlarındaki bu indirim konut fiyatlarına yansır mı?

Konut alımında tüketiciler için asıl önemli olan kriter konut fiyatları. Arz-talep dengesi burada önemli. Talep artmaya başladıkça ve satışlar hızlandıkça gayrimenkul fiyatları da artabilir. Alacağınız konutun civarındaki muadil konutların fiyatları ile mutlaka karşılaştırma yapmak gerekir. Eğer konutun fiyatı da uygunsa, bugünkü mevcut şartlarda satın alma için ideal bir tablo oluştuğunu söyleyebiliriz.

- Son olarak önümüzdeki hangi gelişmeler kredi faiz oranlarını etkiler?

Bugünlerde masaya yatırılan komşu ülkeler ile ekonomik ilişkilerimizin iyileştirilmesinin sağlayacağı pozitif etkilerden, kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklayacağı Türkiye’nin kredi notu etkilerine kadar birçok etmen var elbette. Bunları göz ardı ederek sadece iç piyasa hareketleri ile değerlendirecek olursak, tüketicinin bu faiz oranı indirimine etkisi ile dolaylı olarak değişebilir. Ne kadar gayrimenkul satışı olduğu, konut kredisi kullanımının ne kadar büyüdüğü, bu alış verişin piyasalara nasıl bir etkisi olduğu önemli. Eğer piyasalarda bir canlanma görülüyorsa hükümet bu durumu korumak için bankalara baskı yapmaya ve bu doğrultuda mevzuatsal değişiklikler ile kredi fonlamasında bankalara destek olmaya devam edebilir.