Koç: Anayasa hemen, partiler kanunu sonbaharda değişmeli

Bigpara Haber
TÜSİAD Mustafa Koç, ‘‘Siyasi partiler yasasındaki değişiklik için var gücümüzle bastıracağız’’ dedi. Meclis`in tatile girmeden önce Anayasa değişikliğini yapmasını isteyen Koç, sohbahar da da Siyasi Partiler Kanunu`na ilişkin çalışmalar tamamlanması gerektiğini kaydetti.


Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Parlamento İşleri Komisyonu Başkanı Mustafa Koç, bir sivil toplum örgütü olarak siyasi partiler yasasındaki değişiklik için, var güçleri ile bastıracaklarını açıkladı.


Mustafa Koç, TÜSİAD Siyasi Kriterler Çalışma Grubu Başkanı Can Parker ve Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süheyl Batum ile birlikte, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu`na ilişkin Değişiklik Önerilerini, Ankara`da düzenledikleri bir basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıdan sonra gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koç, siyasi partiler kanununda değişiklik öngören çalışmalarını parlementoya sunacaklarını bildirdi. Ancak bu değişikliğin tek başına ele alınmasının doğru olmadığını, siyasi partiler yasasında değişiklik önerisinden önce, Anayasa`da değişiklik öngören düzenlemenin geçmesi gerektiğini anlatan Koç, ‘‘Ondan sonra siyasi partiler yasasındaki değişiklik için var gücümüzle bastıracağız’’ dedi.


ÖNCELİK, ANAYASA


Siyasi Partiler Yasası`nda değişikliği öngeren çalışmalarının ne zaman hayata geçirilmesini istediklerini ilişkin soru üzerine Koç, şunları söyledi:


‘‘Bu kanunun geçmesinden evvel, önerilen anayasa değişikliklerinin inşallah Meclis tatile girmeden önce, bu 20 gün içerisinde imzaya açılıp kabul edilmesi lazım. Ve Siyasi Partiler Kanunu`ndaki değişiklikler de, tahmin ediyorum Meclis tatilden çıktıktan sonra, sonbaharda ele alınabilecek. Ama özellikle ve öncelikle Anayasa`daki değişikliklerin muhakkak ve muhakkak Meclis tatile girmeden evvel değişmesi gerekli.’’


Seçim kanunuyla ilgili bir açılımlarının bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de Koç, bunların basamak basamak yapılması gerektiğini, bütün düzenlemelerin bir arada Meclis`e getirilmesini doğru bulmadığını kaydetti. Koç, ‘‘O nedenle bence Siyasi Partiler Kanunu`ndaki değişiklikler geçtikten sonra seçim sistemiyle ilgili gerekli çalışma ve düzenlemeler yapılmalı’’ dedi.


BİR TANE DEMOKRASİ VAR


TÜSİAD`ın hazırladığı raporların, Türkiye`nin AB`ye verdiği taahhütler ile paralellik taşıyıp taşımadığına ilişkin soruya karşılıkda Koç, TÜSİAD`ın önerilerinin, tamamiyle batı standartlarında ve evrensel ilkeler çerçevesinde olduğunu kaydetti. ‘‘Bir tane demokrasi var. `Bizim şartlarımız daha değişik. Biz kendimize göre bir demokrasi dizayn edeceğiz` diye bir şey söylememiz. Eğer batı ile bütünleşeceksek bu mümkün değildir’’ diyen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:


‘‘Demokrasi neyi gerektiriyorsa, o şartları bir an evvel getirmek lazım. Bu kolay olacak mı? Kolay olmayacak. Kolay olmadığını da görüyoruz. Partiler Uzlaşma Komisyonu Başkanı ve bu komisyonda çalışan bütün partiler büyük bir özveri ile çalışmaktadırlar. Ve bu önerilerin imzaya temmuz ayında açılmasını ümit ediyoruz. Çünkü birçok değişik partilerin tek bir paydada buluşması kolay olmuyor. Belli bir yere kadar gelmişler. O bakımdan bizde kendilerine sivil toplum örgütü olarak gerekli desteği sonuna kadar veriyoruz.’’


Bir başka soru üzerine, yaptıkları çalışmayla ilgili görüştükleri parlementerlerden olumlu tepki aldıklarını da belirten Koç, ‘‘Sayın parlamenterlerle yaptığımız toplantıda almış olduğumuz intiba çok olumlu, çok yapıcı ve bunların eninde sonunda yapılmasına kendileri de inanıyorlar’’ diye konuştu.


Diyanet tartışılsın


Paketin ikinci ayağını, Siyasi Partiler Yasası`nın siyasi partilerle ilgili yasakları ve parti kapatmaya ilişkin bölümleri ile Anayasa`nın siyasal partilere ilişkin maddelerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda yeniden ele alınması oluşturdu. Diyanet İşleri Başkanlığı`nın genel idare içindeki yerinin tartışılmasını yasaklayan maddenin tümden kaldırılması önerildi.


Paker: Toplumun yarısı oy vermeme kararında


TÜSİAD Siyasi Kriterler Çalışma Grubu Başkanı Can Paker, yaşanan ekonomik krizinin temelinin siyasi olduğunu savunurken, ekonomik krizin sadece siyasal yapının çökmesinin ortaya çıkardığı bir gösterge olduğunu öne sürdü. Son 20 yıla yakın süre içinde yaşanan gerek siyasi çıkmazların, gerek ekonomik çıkmazların artık tüm kamuoyonda, bütün toplumda ve parlamenterler arasında değişmesi gerektiği konusunda belli bir noktaya gelindiğini belirten Paker, şunları söyledi:


‘‘Toplum dönüm noktasına gelmiştir. Bunu liderlerin tek başlarına karşılayacakları, hiç olmazsa uzun süre karşı koyabilecekleri ihtimalini düşünmüyorum. Çünkü toplum yıllardır kendi siyasi sorunlarını çözemeyen, yıllardır dış sorunlarını siyasal nedenlerle çözemeyen, tartışma ortamının yaratılmaması nedeniyle çözemeyen ve bunun sonucu olarak ağır ekonomik krizlerle karşı karşıya kalan bir sistemi bundan sonra benimsememelidir. Türk toplumunun yüzde 70`i, bir siyasi hareketi doğru bulmamaktadır. Yüzde 40-50`si bugünkü partilerin hiç birisine rey vermeyeceği kanaatindedir. Kararsız değil. Ve bu kadar toplumsal baskıve toplumsal dinamiğe karşı durulacağını çok tahmin etmiyorum.’’


Bu arada Paker, sivil toplumun örgütlerinin siyasete yöngöstermeye çalışması, kendi fikirlerini kamuoyunda açıklayarak onlara kendi görüşlerini aktarmasının, ‘‘siyasiler hiçbir iş yapamaz. Bunu biz yapacağız’’ anlamına gelmediğini vurguladı.


Üye listelerine Savcı denetimi


TÜSİAD`ın Siyasi Partiler Kanunu`na ilişkin Değişiklik Önerileri Paketi`ndeki öneriler arasında siyasi partilerin üye kayıt ve silinmesi işlemlerinin Cumhuriyet Savcılıkları tarafından denetlenmesi de bulunuyor. TÜSİAD`ın önerilerinden bazıları şöyle:


PARTİ KAPATMAK SON ÇARE:


Siyasi partilerin uyacakları ilkeler, laik cumhuriyet, demokratik cumhuriyet, bölünmezlik yasağının, diğer unsurlardan arındırılarak açıklıkla belirtilerek yeniden ele alınmalı. Bunun yaptırımını düzenleyen 69`uncu madde de değiştirilerek parti tüzük ve programlarının bu ilkelere aykırılığı durumunda, aykırılığının niteliğine, ağırlık derecesine göre kademeli bir yaptırımlar dizisi öngörülmeli. Kapatma, ancak bu yaptırımların başarıya ulaşmaması durumunda son çözüm olarak yer almalı.


ANAYASA MAHKESİNE YARDIM:


Buna karşılık, partinin 68`inci maddedeki ilkeleri ihlal eden nitelikteki eylemleri, bu ilkeleri ortadan kaldıracak bir tehlike oluşturduğu ve söz konusu parti bu tehlikeli eylemlerin odağı haline geldiği takdirde parti kapatılabilmeli. Odak haline gelme, bu eylemlerin parti içinde belli bir yoğunlukla işlendiği ve parti üst kademeleri tarafından onaylanarak desteklendiği durumlarda söz konusu olacak biçimde açıklığa kavuşturulmalı ve Anayasa Mahkemesi`ne yardımcı olacak bir düzenlemeye yer verilmeli.

Diğer Ekonomi Haberleri