Karadeniz`e ilk Mavi Akım borusu eylülde

Bigpara Haber
Rusya ile Türkiye arasında doğalgaz aktarımını sağlayacak olan Mavi Akım projesinde, 25 Haziran`da denizin altına iniliyor. Projeyi gerçekleştiren İtalyan Eni`nin CEO`su Vittorio Mincato, dünyanın en büyük döşeme kulesi Saipem 7000`in 1 Ağustos`ta İstanbul Boğazı`ndan geçerek Karadeniz`e çıkacağını söyledi.


İtalya`nın en büyük petrol ve doğalgaz arama şirketi Eni`nin CEO`su Vittorio Mincato, Karadeniz`den geçerek Rusya ile Türkiye arasında doğalgaz iletimini sağlayacak ‘‘Mavi Akım’’ doğalgaz boru hattının döşenmesine 25 Haziran`da başlanacağını söyledi. Vinç-döşeme gemisi Castoro Otto`nun Temmuz ayında sığ sularda çalışmaya başlayacağını belirten Mincato, 1 Ağustos`ta da dünyanın en büyük döşeme kulelerinden olan Saipem 7000`in Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi köprülerinin altından geçerek Karadeniz`e çıkacağını ve Eylül`ün ilk günlerinde, Karadeniz`in derin sularına boru döşeme işlemine başlayacağını ifade etti.


Mincato, bugüne kadar ‘‘Mavi rüya’’ diye adlandırılan projeyi gerçekleştireceklerini belirterek, ‘‘Biz rüya görmüyoruz ve biz bir işi taahhüt ettiğimizde, onu tamamlayacağımızdan emin olabilirsiniz’’ dedi.


TÜRKİYE MERKEZ


Üç Denizin Hikayesi Konferansı`nın ikinci gününde onur konuğu olarak konuşan Mincato, Mavi Akım hattı sayesinde Türkiye`nin şimdiden üç kıtanın petrol ve gaz merkezi ve dağıtıcısı olacağını gösterdiğini söyledi.


Mincato, Mavi Akım projesinin Türkiye`nin doğalgaz ihtiyacının belkemiğini oluşturduğunu belirterek şöyle devam etti:


‘‘Türkiye, Hazar Bölgesi, Orta Doğu, Kuzey Afrika`yı birleştiren bir yerdedir. Türkiye hem güvenilir bir pazar hem de birçok potansiyel gaz üreticisi ülkeyle, birçok potansiyel nihai tüketici arasında bir köprü ülke olma konumundadır. Türkiye`nin arz açısından Rusya Federasyonu`na, Kuzey Afrika`ya Orta Doğu`ya, Orta Asya ülkelerine ve talep açısından da Doğu, Orta ve Güney Avrupa`ya yakınlığını gözönüne alırsak sözkonusu rol açıktır. Jeoekonomik açıdan Türkiye, üç kıtayı kapsayan bölgesel bir doğalgaz merkezinin oluşturulmasını olanaklı kılabilecek bir ülkedir.’’


TEHLİKE İSTEMİYORUZ


Mincato, Eni`nin Hazar Denizi ve Orta Asya bölgelerinde birçok dev projeye imza attığını ve bölgede petrol arama çalışmalarına devam ettiğini belirterek, ‘‘Bu bölgenin petrol rezervleri açısından çok zengin olduğunu biliyoruz. Bu zenginliğin dünya merkezlerine taşınması gerekir’’ dedi.


Mincato, bu çerçevede Türkiye`nin ana ulaşım koridorlarından birine ev sahipliği yapmaya doğal bir aday olduğunu ve Bakü-Ceyhan petrol hattının detaylı mühendislik çalışmalarına katılmak istediğini söyledi. Mincato, ‘‘Bakü-Ceyhan konusunda politik ve teorik tartışmalardan sıyrılıp olayların somut ve teknik değerlendirmelerine geçmek gerekir’’ diye konuştu.


Üç Denizin Hikayesi Konferansı`nda konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Gökyiğit, İstanbul Boğazı`nın zehirli madde ve güvenliksiz geçişler için kullanılamayacağını söyledi.


Rusya tarafından devreye sokulacak yeni petrol boru hatları ile boğazlardan petrol geçişi yoğunluğunun artacağını belirten Gökyiğit, ‘‘Hiçkimsenin bu güzel bölgeyi tehlikeye atma hakkı yoktur’’ dedi.


Boğazların uluslararası trafiğin yanı sıra çok yoğun bir bölge trafiğine sahip olduğunu kaydeden Gökyiğit, İstanbul`un da Türkiye ekonomisinin yüzde 40`ını oluşturduğunu ayrıca bu nedenle de boğazlar konusunun öneminin arttığını söyledi.



TPAO: Independenta faciası unutulmasın


Türkiye Petrol Arama Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mete Gürel, Bakü- Ceyhan boru hattının alternatifleri içerisinde en güvenli ve ucuz proje olduğunu, projenin 2005 yılının başında sona ererek petrolün Ceyhan`a akmaya başlayacağını söyledi. Projenin 2.8 milyar dolara mal olacağını ve boru hattıyla günde 1 milyon varil petrol iletileceğini belirten Gürel, ‘‘Sadece petrolün değil Azeri doğalgazının da Türkiye`ye ulaştırılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz’’ dedi. Konuşmasında boğazlar konusuna da değinen Gürel, 2010 yılında boğazlardan günde 2.5 milyon varil petrol geçeceğini bu rakamın bugünkünün on katı olduğunu söyledi. Türkiye`nin boğazların güvenliği konusuna çok hassas olduğunu belirten Gürel, 1979 yılında meydana gelen Independenta tanker felaketinin unutulmadığını söyledi.



İran: Dışarda kalmayalım


Konferansa katılarak İran`ın görüşlerini aktaran Hazar Bölgesi Çalışmaları Enistütüsü Başkanı Abbas Maleki, İran`ın zengin petrol kaynağına ve gelişmiş bir boru hattı altyapısana sahip olduğuna dikkat çekerek İran`ın Hazar enerji kaynaklarının dünyaya aktarılması olayının dışına itilmemesi gerekteğini söyledi. İran`ın Hazar Denizi`ne kıyısı olan 5 ülke içerisinde yer aldığını belirten Maleki, ‘‘İran`dan Türkiye`ye uzanan bir doğalğaz boru hattı Tebriz ve Tahran`da da gelişmiş rafinelerisi var. İran projelerin içine dahil edildiğinde bundan hem Türkiye hem de enerji kaynaklarına ihtiyacı olan batı ülkeleri kazanır’’ diye konuştu. Maleki, şu anda ABD ve Türkiye`nin savunduğu Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına karşılık Bakü-Tebriz-Ceyhan hatını önerdi. Bu hattın, Bakü-Tebriz böümünün şu anda var olduğunu kaydeden Maleki, Tebriz`de bulunan rafinelerinde devreye girmesiyle hattın hem Bakü`den Ceyhan`a petrol üreten bir hat hem de petrolü işleyen bir yapısının olacağını söyledi.


Chevron: Tanker sayısı azalacak


Konferansta Chevron adına konuşan, Chevron Avrasya Petrol Pazarlama ve Ulaştırma Genel Müdürü Mustafa Habib, Chevron`un Bakü-Süpsa hattından petrol aldığını ve bunu dünyaya ilettiğini söyledi. Boğazlardan geçen petrol miktarında artış olmasına karşın alınan önlemlerle petrol tankeri sayısında azalma olacağını belirten Habib, petrolün önümüzdeki yıllarda bugünkünden çok daha geniş kapasiteli ve güvenli tankerlerle taşıyacağız dedi. Habib, boğazların güvenliği için Türk hükümeti ile ortak çalışmalar yaptıklarını bundan sonra da yapılacak çalışmalara aktif olarak katılacaklarını ifade etti.


BP: Türkiye anahtar ülke


Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı`nı inşa edecek olan konsorsiyumun ve projenin en büyük ortağı BP`nin Başkanı Sir John Browne, tüm kuşku ve kaygıların yersiz olduğunu belirterek, ‘‘Proje tamamdır’’ dedi. Sir John Browne, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı`nın Boğazlar`ın yükünü azaltacağını ve Şah Deniz Gazı Projesi`nin Türkiye ve Avrupa ülkelerinin enerji ihtiyacını karşılayacağını söyledi. Browne, ‘‘Ben ülkenizi dünyanın anahtar ülkelerinden biri olarak görüyorum. Türkiye`deki yatırımlarımız ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edecek, her zaman Türkiye`ye bağlı kalacağız’’ diye konuştu.

Diğer Genel Haberleri