Japonya resesyon yolunda

Bigpara Haber
1990`lı yıllarda hem hisse senetleri piyasasında hem de emlak  piyasasında yaşadığı çöküşler sonrası kendi kabuğuna çekilen ve neredeyse 10 yıl boyunca resesyonda kalan Japon ekonomisi yeni bir resesyonun eşiğinde.


REFERANS GAZETESİ

Ülkenin en büyük 225 şirketinin hisselerini takip eden Nikkei endeksi 12 gündür düşüşle açılıyor ve günü yine eksilerde kapatıyor. Son olarak cuma gününü de yüzde 0,2 aşağıda kapatarak 13 bin 237 puana kadar gerileyen Nikkei endeksi neredeyse yarım yüzyıldır bu denli uzun süreli bir kan kaybı yaşamamıştı.

En son 1954 yılında bu denli uzun süre düşüş yaşayan endeks o dönemde 15 gün üst üste günü ekside kapatmıştı. Nikkei 225 endeksi ise cuma günü petroldeki artışın Japon otomotiv satışlarını olumsuz etkileyeceği endişesi ile son 2 ayın en düşük seviyesine geriledi. Üstelik sadece Nikkei`nin resesyon dönemlerine benzer kan kaybı değil başka olumsuz göstergeler de Japonya`nın yeniden durgunluğa sürüklenmekte olduğunun sinyallerini veriyor.

Sene başından bu yana yüzde 40 artan tarımsal gıda fiyatları karşısında Japon halkı sofrasına koyduğu ekmeğin sayısını bile azalttı. Perakende satışları yerlerde sürünüyor, işsizlik artıyor. Cuma günü kabine ekonominin durumuna ilişkin yaptığı açıklamada 2001 yılındaki resesyon döneminde olduğu gibi bir dil kullandı ve durumu açık açık kabullendi; Dönüm noktasındayız. Uzmanlara göre ise Japon ekonomisinin bu denli yavaşladığı bir dönemde Japonya Merkez Bankası`nın (BoJ) kısa vadede enflasyonla savaşa soyunması artık çok zor.

Yani Avrupa Merkez Bankası`nın (AMB) hafta içinde faizini yüzde 4,25`e çıkarmasına, FED`in artırım sinyali vermese de enflasyona vurgu yapıp faizini sabit tutmasına ve İngiltere`nin de sıkı para politikasına geçeceği beklentilerine karşı Japonya`nın resesyon korkusu artarken kısa süre içinde faiz artırımına gidemeyebilir. BoJ`un küresel enflasyona karşı savaş kampına katılması ekonominin Avrupa ve Asya`dan ihracat talebinin düştüğü, ekonomiye olan güvenin 6 yılın en düşük seviyesini gördüğü bir dönemde ancak kendi kendine harakiri yapmak olur.
 
Ekmeğe yapılan harcama yüzde 5,9 düştü

Mayıs ayında ülkede harcamalar yüzde 3,2 düşerek 2006 yılının eylül ayından bu yanaki en düşük seviyesine geriledi. İstihdam oranı ise aynı ay içinde son 3 yılın en düşük seviyesini gördü. Enflasyon ise bir çok ekonomi gibi Japonya`da da fenomen haline gelmiş durumda. Nisan ayında yüzde 0,9 yükselen çekirdek enflasyon mayıs ayında bir yıl öncenin aynı ayına oranla yüzde 1,5 yükseldi.

İstatistik bürosunun verilerine göre artan tarımsal emtia fiyatlarını da etkisiyle mayıs ayında ekmek, pasta ve makarna fiyatlarındaki artış tüketicinin alım gücüne de yansıdı. Tüketiciler mayıs ayında ekmeğe yüzde 5,9 daha az harcama yaparken, makarna alımlarını da yüzde 6,1 düşürdü. Öte yandan mayıs ayında perakende satışları yüzde 0,2 ile neredeyse hiç artmadı. Japon şirketlerinin ilk çeyrek karları ise Japon ekonomisinin en son 2002`de girdiği resesyondan bu yana ilk kez en sert düşüşünü yaşadı.

Sanayi üretimine ilişkin cuma günü açıklanan raporda üretimde mayıs ayı için yüzde 2,9`luk bir artış gösterlimiş olsa da Tokyo hükümeti sanayi üretimine ilişkin öngörülerini düşürmeye devam ediyor. Ticaret Bakanlığı dün yaptığı açıklamada da Yüksek enerji maliyetleri ve zayıflayan küresel talep karşısında üretimin zayıflama sinyalleri gösterdiğine dikkat çekti.
 
BoJ yeniden köşeye sıkışmaya başlayacak

Japonya ekonomisi 1990`lı yılların başında emlak merkezli yaşadığı krizin ardından üst üste 3 kez resesyona girmiş, BoJ zamanının çoğunu deflasyonla savaşa ayırmıştı. BoJ ekonomiyi yeniden diriltmek için faiz indirimlerine asılmış, ancak bir süre sonra piyasalar tıpkı şu anda ABD Merkez Bankası`nın (FED) da yaşadığı gibi bu faiz indirimlerine tepki vermemeye başlamıştı. Bu noktadan sonra BoJ`un ekonomiyi canlandırmak için elinde silahı kalmayınca Japon ekonomisi 10 yıl süren derin bir resesyona sürüklenmişti.

Uzun yıllar sıfır faiz politikası uygulayan Japon ekonomisi 2000`li yılların başında yeni yeni düze çıkmaya ve büyümeye başlamışken vuran ABD mortgage krizi ise BoJ`un tüm planlarını alt üst etmiş durumda. Üstelik şimdi bir de enflasyon belası var. Gelişmiş ülkeler arasında en düşük faizli ekonomi olan Japonya`da en son faiz artırımı 2007`nin şubat ayında gerçekleştirildi. O zamandan bu yana ülkede enflasyon oranı ise mayıs ayında yüzde 1,5 ile son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

Şimdi bir yanda küresel piyasalarda yaşanan ayı etkisi, diğer yandan 200 dolara bulacağı öngörülen petrol fiyatları ile büyüyen enflasyon ve düşen sanayi üretimi ile BoJ yeniden köşeye sıkışıyor. Bloomberg`e konuşan RBS Securities ekonomistlerinden Mamoru Yamazaki`ye göre Japonya`da stagflasyon yani ekonomik durgunluk yaşanırken enflasyonun da yüksek olması haline ilişkin risk giderek artıyor.

Yamazaki`ye göre Japonya her an yeniden resesyona sürüklenebilir. Üstelik bundan endişeli olanlar sadece ekonomistler değil. BoJ`un para politikası kurulu üyeleri de ekonominin görünümünün belirsiz olduğu yönünde açıklamalar yapıyor ve yüksek fiyatların hem işletmeleri hem de bireyleri daha az harcamaya yönlendirmesinden duydukları endişeleri dile getiriyor.

Diğer Genel Haberleri