İşte yarı yılda ekonomik görünüm

Bigpara Haber

Türkiye ekonomisinin 2008’e ilişkin gidişatını etkileyen çok sayıda faktör var. Hemen söylemeliyim ki bu faktörlerin hemen hepsi beklentileri ve gelişmeleri olumsuz yönde etkilemiştir.

Aydın AYAYDIN / VATAN GAZETESİ

Uluslararası piyasalarda sorun daha iyi anlaşıldı, çözüm ise çok yavaş ilerliyor. Petrol fiyatları yükselmeye devam ediyor. En güçlü olduğu söylenen ekonominin parası tepe takla gidiyor. AB’de işler yavaşlıyor. Enflasyon yükselme eğiliminde. Dünyada ticaret ve üretim yavaşlıyor. Borçlanma ve borç verme piyasaları toparlanamadı. Çok iyi durumda olan sektörler için kaynak bol ve ucuz, durumu kritik olanlar için kaynak yok. Borsalar düşüşte, servetler kayboluyor. Faizlerde düşüş durdu, aksine yükselme eğilimi var. dışarıdaki koşullar sıkıntılı da içerisi iyi mi? Hayır, değil.

Türkiye’de gündem 2007 Nisan’ından günümüze siyasi ağırlıklı. Bir türlü sorunlara eğilip çözüm üretemiyoruz. Üstelik sorunlar daha da ağırlaşıyor. ‘Seçimler siyasi istikrar getirir’ diyenlerin dahi tahmin edemediği sıkıntılar yaşanıyor. Çok az kişi dışında yakın gelecek için siyasi tahmin yapan yok. Senaryo çok ama yazanlar da pek inanmıyor. Güçlü bir hükümet var ama yarın ne olacak bilinmiyor. Türkiye huzur arıyor. Sevelim sevmeyelim, katılalım katılmayalım, geçen hafta dış basında yazılanlar Türkiye’yi derin bir krizde gösteriyor. Haydi hayırlısı.

Dış ve iç kaynaklı etkiler altında ilk yarıda ekonomide neler olduğuna bakalım. Beklendiği gibi büyüme yavaşlıyor. TÜİK’in açıklamasına göre, ilk çeyrekte beklenenden daha iyi bir gelişme var. Ancak yıllık bazda yurtiçi hasılanın büyüme hızı yüzde 4.3 oldu. Tüm alt sektörlere yayılmasa dahi imalat sanayiinde işler yolunda. Ticaret sektöründe de hızlanma var. Ticaretteki canlılık ulaştırmayı olumlu etkilyor. Sıkıntılı sektörlerin başında inşaat geliyor. İnşaat sektöründe iki yıl öncesi mumla aranıyor. Tamamlanmayı bekleyen çok konut var.

GİRİŞİMCİLER KAYNAK ARIYOR. Bankalar ise dış piyasalarda uzun vadeli kaynak bulamaz oldu. Satış için fiyatların düşmesi lazım. Fakat sektör temsilcileri maliyetlerin hızla arttığını söylüyor. Umarım olmaz ama görünen o ki bu sektörde canlar çok sıkılacak. Tarımı tahmin etmek hâlâ zor. Tarım ülkesinde tarım tahmini yapamıyoruz. Kuraklık hâlâ gündemde. Verimlilik artışı da yavaş. Özetle, büyüme hızında yüzde 4 civarında bir seyir var. İkinci yarıda da beklentimiz, yavaşlamanın süreceği yönünde, yıllık büyüme hızı yüzde 3.7 ile yüzde 4.2 arasında.

Merkez Bankası, bozulan enflasyon beklentilerini yeniden düzenlemeye çaba gösteriyor. İlk yarı sonunda enflasyon yüzde 10 oldu. Maliyet enflasyonu ise yüzde 17. Durum hâlâ kritik aşamada. Merkez Bankası da durumun ciddiyetinin nihayet farkına vardı ki, söylemini değiştirdi. Enflasyonu yıllık hedefe çekmek için faiz oranlarını artırmakta kararlı.

Yok efendim faiz oranlarındaki yükselme enflasyonu etkilemezmiş, yok efendim faiz oranları daha da düşürülmeliymiş. Enflasyondaki kritik eşikteyiz ve Merkez Bankası’nın tavrını desteklemeliyiz. Büyümeyi sürdürebilmek için salıverin enflasyonu yaklaşımını çok tehlikeli buluyorum. Enflasyonu yeniden kontrol altına almadan büyümede rahat olamayız.

Kısa vadeli faiz oranları yıl sonunda yüzde 15.75 idi. İlk çeyrekte yüzde 15.25 oldu. Haziran sonunda ise 16.25’e yükseldi. Görünen o ki “ölçülü” de olsa yükselecek. Merkez Bankası’nın likiditeyi sıkacağını tahmin ediyorum. Hazine’nin borçlanmasında birinci piyasada ortalama faiz 4 puan alarak yüzde 23 oldu.

İkinci piyasada faiz oranları yüzde 23 civarında. Hazine şimdilik rahat. Şimdilik diyorum, çünkü Hazine’nin mevduatı oldukça iyi, bir süre talep düşüşüne dayanabilir. Daha sonra bütçedeki gelişmeler ile yatırımcıların tercihleri daha belirleyici olacaktır.

Diğer Genel Haberleri