İş Dünyası Yeniden Ayakta

Bigpara Haber
`Özel sektör hükümete değil, programa destek veriyor` diyen Çolakoğlu, enflasyonu düşürecek yapısal tedbirlerin siyasi kaygılar nedeniyle geciktirildiğini söyledi.


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu, Türk iş dünyasının hükümetin ortaya koyduğu ekonomik programa kararlılıkla ve kayıtsız şartsız destek verdiğini belirtirken, bu desteğin sonuna dek süreceğini söyledi. Hükümetin enflasyonu düşürmeye dönük gayretlerini yetersiz bulduklarını ifade eden Çolakoğlu, ``Bizim gösterdiğimiz fedakarlığı ve kararlılığı hükümet ortaya koymadı. Türkiye`nin bu programı uygulamaktan başka alternatifi yok ama demokrasi içinde bu hükümetin alternatifi var`` dedi. Koalisyonun devam ettirilmesi adına ekonominin gözardı edildiğini kaydeden Çolakoğlu, programı destekleyecek parasal ve yapısal tedbirlerin alınmasında siyasi kaygılar nedeniyle gecikildiğini ileri sürdü. ``Biz hükümete değil, programa kayıtsız şartsız destek veriyoruz`` diyen Çolakoğlu, şöyle konuştu: Hükümet, programı ortaya koydu ve kenara çekildi. Enflasyonu aşağı çekmek için hiçbir yapısal düzenleme yapılmadı. Özel sektörün gayretleriyle program belli bir yere geldi ama üretim artışı ve ihracata dönük hiç bir düzenleme yapılmadı. Yılın sonlarına gelindiğinde hükümet büyük bir rehavet içinde özelleştirmeyi de ertelemişti. Rehavetin yanı sıra koalisyon hükümetinin yürütülmesi adına verilen ödünlerle de ülke ekonomisi krize sürükleniyor. Türkiye`nin en önemli sorunu ekonomideki açmazlar. Bunu düzeltirseniz,eğitim, adalet tüm alanlardaki aksaklıklar giderilir.``


Ekonomide güven bunalımının yaşandığını öne süren Çolakoğlu, bunun giderilerek, piyasalara rahatlık verilmesi gerektiğini savundu. Mali piyasalardaki son gelişmelerle önünü göremeyen reel sektörün yatırımları durdurduğunu, üretimi kıstığını kaydeden Çolakoğlu, ``Piyasalarda satışlar da durdu. Üretemeyen ve satamayan işletmeler, kar da yapamayacağından vergilerini de ödeyemeyecek`` dedi.


İTO, MİLLİ KOALİSYON ÖNERDİ;

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıldırım, hükümetin kendini alternatifsiz görmemesi gerektiğini belirterek, Demokrasilerde çare tükenmez, alternatif bulunur. Çok çok zorlanırsak, milli koalisyon yapalım dedi. Parlamento dışından bir hükümetin 2 yılda Türkiye`de bir çok şeyi değiştirebileceğini anlatan Yıldırım, Türkiye`nin Milli Güvenlik Kurulu var. Artık eften püften şeylerle uğraşacağına, Türkiye gidiyor, ekonomi gidiyor, bunlarla uğraşsın. MGK, (Arkadaş siz beceremediniz, bu işi becere 15 - 20 kişiden kabine oluşturalım) desin diye konuştu. İTO`nun 2001 yılı programı ve bütçesinin ele alındığı Meclis Toplantısı`nın açılışında konuşan Yıldırım, ekonomik programın sadece finansa yönelik geliştiğini savunan ve üretimin ihmal edildiğini ve ülkenin bu nedenle bir kaos yaşadığını söyledi. Yıldırım, Türkiye`nin bankalar nedeniyle önemli kayıplara uğradığını ve
bunun hala devam ettiğini söyledi.


EL KONULSA DA, İÇLERİ BOŞALIR

İTO Başkanı Yıldırım, zor durumdaki bankalara el konulma uygulamasını benimsemediğini belirterek, bankaların el konulduğu sürece içlerinin boşaltılmaya devam edeceğini ve kötü amaçlı kullanımların önlenemeyeceğini savundu. Türkiye`nin yönetim sorunu bulunduğunu kaydeden Yıldırım, milli koalisyon hükümeti önerisinde bulundu. Özel sektör temsilcilerinden oluşacak bakanlar kurulunun Türkiye`yi 2 yılda çok daha iyi yerlere getireceğini öne süren Yıldırım, şöyle konuştu:MGK herşeye burnunu sokuyor, Türkiye kötü gidiyor, ekonomi kötü gidiyor. Bunlarla uğraşsın. Gelsin buraya el atsın. Dese ki (arkadaşım siz beceremediniz. Bu işi beceren 15 - 20 bakan oluşturalım. Bu hükümet kendini alternatifsiz görmesin. Demokrasilerde çare tükenmez. Alternatif bulunur. Çok çok zorlanırsak milli koalisyon yapalım. Türkiye`nin varlığı, geleceği sözkonusu.


TÜSİAD GEÇ BİLE KALDI;

TÜSİAD`ın program uygulamalarıyla ilgili olarak hükümete yönelik yaptığı eleştirileri `geç kalmış bir uyarı` diye nitelendiren Yıldırım, TÜSİAD`ınki geç kalmış bir uyarı. Gemiyi terk ediyor gibi geldi. Belki ekonomik politikaların bir yıl sonra yanlış olduğunu anlayabildiler. Biz bir yıldır bunun ülkenin bünyesine uygun olmadığını ifade ettik dedi. Uygulanan ekonomik program bu şekilde devam ettiği takdirde hiçbir yere varılamayacağını iddia eden Yıldırım, programın revize edilmesi gerektiğini, programdan önce de hükümetin revizyonuna ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Gelir dağılımı bozukluğu ve haksızlıklar sürdükçe sosyal patlamaların engellenemeyeceğini anlatan Yıldırım, Türkiye`de adaleti hapishanelerdeki çeteler sağladığını öne sürerek, Bir yerde düğmeye basılıyorsa o zinciri oluşturanlar utansın dedi.


DİMYAT`A PİRİNCE GİDERKEN ENDEKİ BULGURDAN OLDUK;

TÜSİAD-YİK Başkanı Bülent Eczacıbaşı, son zamanlarda Türkiye`nin sürekli yabancı sermaye çıkışı yaşanan bir ülke haline gelmesinden endişe ettiğini söyledi ve Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olma noktasına geldik dedi.
Opel, Mercedes, Pirelli ve son olarak da Isuzu, yatırımlar için Türkiye`yi tercih etmeme noktasına geldiler. Bunun nedeni, sadece kriz mi? Durum, sanıldığından da kötü. Yabancı sermayeyi nasıl kaybetmemeliyiz aşamasındayız. Yabancı sermaye geliyor, gelmiyor meselesini bir kenara bırakalım. Dimyat`a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma noktasındayız. Konu, Türkiye`den yabancı sermaye çıkışını nasıl önleriz oldu. Bunu düşünmemiz lazım.


Neden gelmiyor öyleyse?

Birincisi, Türkiye`nin hukuk düzenine duyulan güvensizlik ve bunun neticesinde ortaya çıkan haksız rekabet. Birçok sektörde kayıtdışı ekonominin büyüklüğü. Ve de, Türkiye`nin neredeyse övünür gibi kayıt dışı ekonomisinin büyüklüğünden sözetmesi. Bu ne demek? Aynı sektörde çalışan bazı kuruluşların, bir kısım satışlarını faturasız yapmaları, genel müdürlerine asgari ücretten maaş vermeleri ve her türlü kalite konusuna dikkat edilmemesi. Maliyetler açısından Türkiye, cazip olmaktan çıktı. Türkiye, kişi başına milli geliri 3000 doların üzerindeki bir ülke iken, işçi ücretleri açısından Avrupa ülkeleri düzeyine vardı. Türk patronlar bile dışarıya yatırıma gidiyorlar. Demek ki iş sıkıntıda.


Programda değişiklik bekliyor musunuz?

Programın değişmesi değil önemli olan, programın muhafaza edilmesi, korunması ve program hedeflerine yaklaşılmasıdır. Tutulmasını da bir kenara bırakabiliriz, ama programdaki hedeflere yakın noktalara gelinmesi çok önemli.


Tepki alan konuşmanızda, başarısız siyasetçiler gitmeli dediniz. Hükümeti tümüyle değiştirmek mi gerekiyor?

Hükümeti tümüyle değiştirmek değil sorun. Türkiyedeki siyasi sistemin can damarına değiniyoruz. Başarılı olan ödüllendirilip, başarısız olan görevden uzaklaştırılmadığı sürece sistem hiçbir yerde başarılı olamaz. Bunun tersine birşey düşünülemez. Küçük bir bakkal dükkanı yönetiminden, şirketler, kurumlar, devlet daireleri, bakanlıklar ve devlet yönetimi için bu ilke değişemez. (FİNANSAL FORUM)


Diğer Ekonomi Haberleri