IMF’nin dilini anlayamadık

Bigpara Haber
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan programların dilinin anlaşılamadığını söyleyen Koç Yatırım Başekonomisti ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cevdet Akçay, 2000 yılı programının bu nedenle başarılı olamadığını söyledi.

Koç Yatırım tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Akçay, programların başarısı için performans ve yapısal reform kriterlerinin tutturulmasının zorunlu ön koşul olduğunu belirtti. Program hedeflerinde sapma olabileceğini kaydeden Akçay, şöyle konuştu: Hedeflerde sapma olabilir. Bu önemli değildir oturur bunu konuşursunuz, programların dilini anlayamadık. 2000 programı cari açık ve TL’nin aşırı değerlenmesi yüzünden batmadı, dili bilmediğimiz için battı. Programının performans kriterlerini tutturduk. Ancak yapısal reformalar yerine getirilmediği için çöktü.

‘IMF iyi polis’

IMF’nin Türkiye’de uygulamada ve teşhiste ciddi hatalar yaptığı savunan Akçay, Ancak bize dayatılan program, zorunlu olan ve iyi niyet içeren programlardır. Programa karşı çıkabilirsiniz, ama dayatmaya karşı çıkamazsınız. Finans sektörü ve kamu dönüşümde ciddi şekilde direndi. Finans sektörü bu dönüşümü şimdi acı bir şekilde yapıyor. İngilizce’de (iyi polis, kötü polis) tabiri vardır. IMF bana göre polis ama, iyi polis olarak bakmak durumundayım dedi.

Türkiye’de yaşanan şokların para piyasalarından kaynaklandığını söyleyen Akçay, buna karşın esnek kurun her zaman nihai hedef olması gerektiğine işaret etti. Akçay, yeni ekonomik programın özü itibariyle bir dezenflasyon programı olmadığını kaydederek, ciddi bir değer kaybına uğrayan TL’nin bu kaybı bertaraf etmesinin uzun süreceğini, bu nedenle de enflasyonun beklendiği kadar hızlı düşmeyeceğini söyledi.


‘2002’de işler düzelir’

Cari dengede düzeltmenin yaşandığını, 2002 yılında hiçbir şekilde problem yaşanmasını beklemediğini vurgulayan Akçay, Türkiye’nin sorunu cari denge değil borç sorunu. Kamu borcu / GSYİH oranının yüzde 95’lerden yüzde 87’lere çekilmesi zorunlu dedi. Akçay, devletin büyümeyi sağlayacağına inanmadığını ve 2002’de ortamın kendi kendisini iyileştirmesini beklediğini söyledi. Akçay, gelişmekte olan pazarlara girmek için bekleyen çok ciddi paralar olduğunu vurguladı ve yatırım fonlarının da gelişmekte olan piyasalarda ayrımı daha iyi yaptıklarını, bünyelerinde daha fazla iktisatçı bulundurmaya başladıkları anlattı. Doğru bir yakalaşımla Türkiye’nin iki - üç yılda bu işten sıyrılmasının mümkün olduğunu söyleyen Akçay, IMF yetkilileri gelip bizimle de görüşüyorlar artık. İstanbul’la bilgi alışverişi rutin hale gelmeli dedi. Kamunun borç kompozisyonu itibariyle konosolidasyona gidecek bir durumu olmadığını söyleyen Akçay, konsolidasyon laflarının ciddi analizlere dayanmadığını söyledi.


‘Reklam gelirleri 2002’de artacak‘

2002 yılına ilişkin sektörel değerlerdirmelerde bulunan Koç Yatırım Araştırma Müdürü Bora Tezgüler şunları söyledi:
•2001 yılında yaşanan ekonomik daralmanın ardından 2002 yılında GSYİH’daki büyümeye paralel gazete ve dergi reklam gelirlerinde 2001 yılına göre yüzde 8’lik artış bekliyoruz.

Medyada faaliyet gösteren şirketlerin 2002 yılında gerçekleşmesini beklediğimiz bu iyileşmeden olumlu olarak yararlanacaklarını düşünüyoruz.
Otomotiv sektöründe önümüzdeki yıllarda global bazda üretim ve satışın gelişmekte olan ülkelere kayma trendinin devam etmesini bekliyoruz.
Türkiye’de petrol sektöründe fiyatlandırma büyük oranda 1998 yılında yürürlüğe girmiş olan Otomatik Fiyatlandırma Mekanizması çerçevesinde yürütülüyor.
Bu bağlamda sektörün liberalize edilmesi için yeni bir petrol yasasının çıkarılması gündemde. Bu yasa ile sektörün Avrupa standartlarına uyum sağlanması amaçlanmakta.

11 Eylül sonrası oluşan olumsuz havanın ortadan kalkması ve telekom sektörünün tekrar canlanmasının 2003 yılını bulabilir.

Diğer Ekonomi Haberleri