I Kiss You

Bigpara Haber
Başlık, bundan yıllar önce `çok yüksek` bir kültür seviyesi ve `Şekspir İngilizcesi` ile site hazırlayan ve bu sayede yurtdışındaki insanlar tarafından alay konusu olmamıza yardım etmiş `internet Mahir` isimli şahsiyetin ünlü sözlerinden alıntıdır...

Dün gazetelerde manşetlere bir konu taşındı: Bundan yaklaşık bir yıl önce, İstiklal Caddesi`nde bir şirketin kurduğu kablosuz internet bağlantısı vardı. Başta büyük beğeni toplayan bu hizmet, diğer internet servis sağlayıcılarının yaptığı başvuruyla durduruldu ve davası da halen sürüyor. Gazetenin haberine göre bu olay 1924 yılına ait `Telgraf Telefon Kanunu`na dayanılarak çıkarıldı. Gazete bunu `şaşırtıcı` olarak yorumlasa da haber aşağı yukarı o tarihlerden kalma olduğu için biz pek şaşırmadık.

Bilişime hep bu açıdan bakmayı yeğliyoruz. Teknolojiyi bir yerden alıp diğer bir noktaya getirmek ana amacımız değil. Bu yüzden `İnternet Mahirler` yaratıyoruz ve onların peşinden koşuyoruz. Oysa Türkiye`nin birbirinden farklı sorunları var ki bunların başında ülkede her noktaya gidememiş internet, özel sektörüyle düzenli bir savaş halinde olan `genel sektör`, söz verilmesine rağmen bir türlü özelleştirilemeyen `genel sektör` ve bilişim okuryazarlığının yerlerde sürünmesi geliyor. Bu ana başlıkların herhangi birini yoluna koysak, ülkede kıpırdanmalar başlayacak. Ama hayır biz hala Beyoğlu internetinin `atlatma haber`ine takılmış durumdayız.

Ülkenin bilişim lokomotifi olan onbinlerce firma yok. Birkaç büyük şehrin apartman dairesine tıkılmış programcılar, Türkiye`nin yazılım gururunu kurtarmak için kanser olmacasına program yapıyor. Bir donanım şirketimiz 500 milyon dolarlık ciro amaçlıyor, geri kalan tüm şirketler toplamlarını o rakama getirebilecek mi şüpheli... Microsoft, Oracle ve SAP gibi yabancı sermayeli yazılım platformlarında programlama yapan mühendislerimiz yurt dışında ödül üstüne ödül alıyor. Linux açık kaynak kodunda yazılım geliştiren programcılarımız milyarlarca dolarlık dünya devlerine kafa tutuyor. Yabancı meslekdaşları kendi ülkelerinde devletten birkaç sene yaşayacak, rahat rahat program yapacak parayı alırken; bizimkiler hala anne babalarından aldıklarıyla yaşıyorlar. `Bir sonraki ay karınları doyacak mı` garantisi olmadan yaratıcılık yapıyorlar. (Öyle bir yaratıcılık nasıl yapılırsa artık...)

Ama hayır bunlardan çok daha önemli konular var başımızda... Bir sene önce Bey- oğlu`na konan internet kaldırılmış. Tüm haberler bekleyebilir. Bu haberin önünü sadece bir İnternet Mahir haberi kesebilir. Bu ülkenin tüm sanayi kolları her tür gazete ve dergide aslanlar gibi savunabilir kendisini. Ama bilişimcilerin derdi yarınları kurmak olduğu için ne özelleştirmelerinin peşinden koşulur, ne bir türlü inmek bilmeyen vergi dilimlerinin, ne de kişisel hakların korunması ve SPAM gibi konulara yönelik kanunların...

Sorduğumuzda bakanlardan ilkokul öğrencisine kadar uzanan bir yelpazede herkes tarım toplumundan sanayi toplumuna oradan bilgi toplumuna geçtiğimizi ve bilişimin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu söyler durur. Oysa okullara gönderilen bilgisayarlar `kırılır` diye açılmaz. Öğretmenlere sağlanan ücretsiz eğitimlere burun kıvırarak bakılır.

Ama kimse `Mahir`siz bilişime bir omuz atıp yokuştan düzlüğe çıkarmaz... I kiss you!

Diğer Genel Haberleri