Hükümetin enerji telaşı

Bigpara Haber
Elektrikte, kamu üretim ve dağıtım tesislerinin işletme devir haklarına ilişkin çalışmaların süresini 31 Ekim`e kadar uzatan tasarı, TBMM Başkanlığı`na sunuldu. Sürenin uzatılması, 2.2 milyar dolarlık gelirin kurtarılması anlamına gelecek. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu`na (EPDK) ilişkin yasada yapılacak değişiklikle, şirketler işletme hakkı devir bedelinin yarısı olan 1.1 milyar doları peşin ödeyecekler. Geri kalan kısım ise 1 ve 2 yıl sonra iki eşit taksitte ödenecek. Devir işlemleri bitirilebildiği taktirde 2001 bütçesine yaklaşık 1.5 katrilyon liralık yeni gelir yaratılmış olacak.

Yarısında hukuki süreç bitti
FF`nin belirlemelerine göre toplam 20 görev bölgesinden 10`unda devir sözleşmesi ve elektrik satış anlaşması imzalanarak tesisler devire hazır hale getirildi. Bunlar arasında 500 milyon dolar toplam bedelli İstanbul da bulunuyor. Diğer 10 görev bölgesinde ise henüz devir sözleşmesi ve elektrik satış anlaşması imzalanmadı. Bu grupta da 300 milyon dolar toplam bedelli İzmir bölgesi de bulunuyor.
Bu arada hükümetin yasada değişiklik yapmak istemesinin geri planında Anayasa Mahkemesi`nin FP`nin kapatılma davasını bitirir bitirmez, EPDK Yasa Tasarısı`na ilişkin iptal istemini görüşmek istemesinin yattığı da ileri sürüldü. Hükümet, FP davası bitene kadar söz konusu uzatmayı Meclis`ten geçirebilirse Anayasa Mahkemesi, konunun aciliyetini yitirdiği gerekçesiyle, iptal isteminin incelenmesini sonbahara bırakabilecek.

ELDER: Dünya Bankası hatalı
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği`nce (ELDER) hazırlanan `Elektrik Dağıtım Hizmetlerinde İşletme Haklarının Devredilmesi ile Sağlanacak Kaynak ve Tasarruflar` başlıklı raporda ise Dünya Bankası`nın devirlerin geleceğiyle ilgili düşüncesinin yanlış olduğu ileri sürüldü. DB, işletme hakkı devri yoluyla özelleştirme yapılamazsa, acilen mülkiyet satışı yoluyla özelleştirme istiyor. ELDER, işletme hakkı devri modelinin seçilmesinin anayasal engellerden kaynaklandığını belirterek, Anayasa`nın 168. maddesi ve Anayasa Mahkemesi kararları gereği bu tesislerin varlık satışı yoluyla özelleştirilemedeğini bildirdi. Mülkiyet satışı ile işletme hakkı devri arasında ciddi farklılıklar olduğu kaydedilen raporda şöyle denildi: `Mükliyet satışı sözkonusu olduğu taktirde tesislerin gerçek değerinin tespit edilmesi yasal zorunluluktur. Bu tespit ise sanıldığından daha fazla zorluk taşımaktadır. Buna örnek vermek gerekirse, bu müesseselerin tapularının önemli bölümü kurum (TEDAŞ) adına değildir. Halen belediyeler TEK, TEAŞ ve hatta Etibank üstüne kayıtlı tapular vardır. Ülkeye yayılmış bu tesislerin gerçek miktar ve değerini tespit etmeden mülkiyet satışının mümkün olmayacağı açıktır. Oysa işletme hakkı devrinde tesislerin fiziki varlıklarına ait bir değer tespiti söz konusu değildir. Çünkü tesislerin mülkiyeti kamuya ait olacaktır ve bundan sonrakı yatırımlar da kamu adına yapılacaktır.`

Diğer Ekonomi Haberleri