Hollanda`dan AB İçin Şartlı Destek

Bigpara Haber
Geçtiğimiz günlerde Hollanda Başbakanı Wim Kok Türkiye`ye bir ziyarette bulundu. Bu ziyaretin en büyük önemi Türkiye`nin AB`ye tam üyeliğinin tescil edildiği Helsinki zirvesinden sonra Türkiye`ye gelen ilk AB üyesi bir ülkenin Başbakanı olmasıydı. Kok`un ziyaretinin ilk ayağını Ankara oluşturdu. Burada temaslarda bulunan Kok, özellikle Başbakan Bülent Ecevit`le yaptığı görüşmeden sonra düzenlenen basın toplantısında çok net bir mesaj verdi: Türkiye gerekenleri yaptığında tam üyelik için daha fazla beklenmeyecektir. Wim Kok, daha sonra İstanbul`a geçerek burada DEİK / Türk - Hollanda İş Konseyi`nin onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı. Kok, burada da işadamlarına işbirliği yapma çağrısında bulundu. Hollanda Avrupa`nın ve dünyanın en önemli ekonomilerinden biri kuşkusuz. Türk - Hollanda İş Konseyi tarafından hazırlanan ülke raporunda da bu konuya değiniliyor. Rapor özetle şöyle:


AB`NİN KURUSU ÜYESİ;

Hollanda, Avrupa Birliği`nin altı kurucu üye ülkesi arasında yer almaktadır. Avrupa Birliği bünyesinde yer alan ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya İngiltere ve İspanya`dan sonra en büyük ekonomiye sahip olan ve 1998 yılı itibariyle toplam 320 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip Hollanda, Maastricht Anlaşması ile saptanan ve convergence criteria olarak bilinen kriterleri başararak, Avrupa Para Birliği`ne dahil oldu. 15.6 milyonluk bir nüfusa sahip bulunan Hollanda yarattığı ulusal hasıla itibariyle dünya genelinde 13., AB ülkeleri arasında ise 6. sırada yer alıyor. AB üyesi ülkeler arasında işşizlik oranının ve enflasyon oranının en düşük olduğu Hollanda, Avrupa Birliği`nin altı kurucu üye ülkesi arasında yer almaktadır. Avrupa Birliği bünyesinde yer alan ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya İngiltere ve İspanya`dan sonra en büyük ekonomiye sahip olan ve 1998 yılı itibariyle toplam 320 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip Hollanda, Maastricht Anlaşması ile saptanan ve convergence criteria olarak bilinen kriterleri başararak, Avrupa Para Birliği`ne dahil oldu. 15.6 milyonluk bir nüfusa sahip bulunan Hollanda yarattığı ulusal hasıla itibariyle dünya genelinde 13., AB ülkeleri arasında ise 6. sırada yer alıyor. AB üyesi ülkeler arasında işşizlik oranının ve enflasyon oranının en düşük olduğu Hollanda, yüksek hayat standartları ile de ilk sıralarda yer almakta.


Küçük bir coğrafyaya sahip olan Hollanda sınırlı doğal kaynaklara sahip olması sebebiyle ekonomik gelişmesini başta hizmetler sektörü, ticaret ve imalat sanayi olmak üzere kar marjı yüksek alanlarda gerçekleştirmiştir. Özellikle kısıtlı imkanlara karşın tarım ve hayvancılık sektöründe teknoloji yoğun yöntemler kullanılarak dünya pazarlarına arzı gerçekleştirilebilecek nitelikte ürünlere yönelinmiştir. Bunun neticesinde Hollanda dünyanın üçüncü büyük tarımsal ürün ihracatçısı konumunda bulunuyor. Öyleki Hollanda dünya kesme çiçek pazarının yüzde 59`unu, saksı çiçekçiliğinin ise yüzde 50`sini elinde bulunduruyor. Ülkenin uluslararası pazarlara yönelik gelişmiş bir dağıtım ağına sahip oluşu da tarımsal ürün ihracatını destekleyici yönde bir etki yapmıştır.


GENEL EKONOMİK DURUMU;

1998 yılında Hollanda ekonomisi dünyadaki ekonomik gelişmelere paralel bir eğilim göstererek, 1997 yılında olduğu gibi piyasanın itici gücünü yine iç talep oluşturdu. 1998 yılı mayıs ayında seçimler yapıldı. Ülkede yine bir koalisyon hükümeti kuruldu ve kurulan koalisyon hükümeti, bir önceki hükümet tarafından açıklanan 1999 yılı bütçesi çerçevesinde, sürdürülebilir büyüme oranı, düşük enflasyon ve istihdam yaratılmasına yönelik icraatlara devam edileceğini açıkladı. 1998 yılı bütçesi, hükümet harcamalarının kısıtlanması, ücret artışlarının kontrol edilmesi, vergi ve sosyal güvenlik primlerinin düşürülmesi, gelir ve servetten alınan doğrudan vergilerden çok tüketim üzerinden alınan dolaylı vergilerin mali politika aracı olarak kullanılması hususlarında yoğunlaşılırken, 1999 yılı bütçesinde bunlara ek olarak, ekonomik ve sosyal yapıyı güçlendirecek altyapı yatırımlarına öncelik verildi ve olabilecek kriz dönemleri ile dönemsel değişikliklere uygun mali politikaların belirlenmesi yönünde daha esnek bir yapı oluşturulması, istihdamın ve ihracatın artırılması hususları ağırlık kazandı. Sonuçta, yapılan hükümet protokolünde önceliğin kamu açıklarının kapatılmasına verilmesi, ancak, kamu giderlerinde yapılacak kısıtlamalardan elde edilecek fon fazlalarının yatırım harcamaları için kullanılması yönünde mutabakata varıldı. Ayrıca, hızlı büyümenin düşük faiz oranları ile değerlendirildiğinde aşırı bir ısınmaya neden olabileceği gerekçesiyle büyümenin kontrol altında tutulması yönünde prensip kararı alındı.


Ekonomik büyüme GSYİH 1996 yılında yüzde 3.2 oranından 1997`de yüzde 3.9`a 1998 yılında ise yaklaşık yüzde 4`e yükseldi. İşsizlik oranının düşmesi ve Amsterdam menkul kıymetler piyasasında fiyatların yükselmesi ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyen faktörler oldu. Diğer yandan, halkın alım gücünün yükselmesiyle tüketim yüzde 4.5 oranında arttı ve GSYİH büyümesinde olumlu rol oynadı. 1999 yılında ise ekonomik büyüme yüzde 2 civarında gerçekleşti. Enflasyon oranı ise 1998 yılında yüzde 2 olarak gerçekleşti. Konut ve kira fiyatları tüketici fiyat endeksinin dörtte birine tekabül ediyor. Ranstad bölgesinde yaşanan arazi kısıtlılığı ve birtakım sosyolojik faktörlere bağlı olarak 1997 yılından itibaren konut ve arazi fiyatları hızla artmaya başladı. 1999 yılı ilk çeyreğinde yüzde 12.5 oranında artan konut fiyatlarıyla enflasyon tırmanışa geçti.


SANAYİ ÜRETİMİ;

Sanayi üretimi 1998 yılında yüzde 1.2 oranında arttı. Bu oran bir önceki yıla göre daha düşük bir seviyede kaldı. Sanayi sektörünün en önemli kolu sayılan imalat sanayi üretimi 1997 yılında yüzde 4.3 büyürken, 1998 yılında yüzde 2.4 büyüme kaydetti. Söz konusu büyümedeki düşüşün en önemli nedeni ise yarı mamul ürünlerin uluslararası fiyatlarındaki düşüşe ilaveten Güney Doğu Asya Ülkeleri ve Rusya`da yaşanan ekonomik kriz oldu. Bu durumdan en olumsuz etkilenen gıda ve kimya sektörleri olurken, gıda işleme sektöründeki büyüme yüzde 0.9, kimya sektöründeki büyüme ise yüzde1.2 olarak gerçekleşti.


NUFÜS VE İSTİHDAM;

Halihazırda ülkedeki göçmen nüfusu toplam nüfusun yüzde 7`sine tekabül ediyor. Bu oranın 2015 yılında yüzde 12`ye ulaşacağı tahmin ediliyor. İşgücü yaratılmasına yönelik olarak yürütülen politikalar çerçevesinde 1998 yılında istihdam bir önceki yıla göre yüzde 3 oranında arttı. 1998 yılı itibariyle toplam çalışan sayısı 193 bin artış gösterdi. Bunun en büyük nedeni part - time iş sayısındaki artıştan kaynaklanmakta. Tüm gün çalışanların sayısı ise 143 bin arttı. Part - time çalışma şekli Hollanda`da oldukça yaygın olup, 1998 yılı verilerine göre toplam çalışan işgücünün yüzde 30`una tekabül eden 2 milyon kişi haftada 12 ila 34 saat arasında çalışıyor. 1998 yılında işsizlik yüzde 24 oranında bir düşüş kaydederek, 287 bin kişiye iş imkanı yaratıldı. 1998 yılı itibariyle AB Ülkeleri ortalama işsizlik oranı yüzde 10 seviyesinde iken, Hollanda`da bu oran yüzde 4 seviyesinde gerçekleşti. 1999 yılı ilk üç aylık verilerine göre ise işsizlik oranı AB Ülkelerinde yüzde 10.4 seviyesinde iken bu oran Hollanda`da yalnızca yüzde 3.5 oldu.


İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN İŞ KONSETİ GÖRÜŞLERİ;

İş Konseyimizin bugüne kadar yürüttüğü çalışmalarda işbirliği için tesbit ettiği belli başlı alanlar şunlar olmuştur;

Tohumculuk
Hayvancılık
Gıda ve gıda sanayi ara girdileri
Kesme çiçek
Tekstil ve hazır giyim
Paketleme
Seramik ve mermer
Elektrik - elektronik
Makina sanayi
Sulama

Son yıllarda özellikle turizme ilişkin olarak Türkiye`de yaşanan olumsuzlukları da dikkate aldığımızda, bu sektörde de otel, tatil köyü, termal ve sağlık turizmi, marinacılık alanlarında ortak yatırımlar, Türkiye`de ve BDT`de otel işletmeciliği, uluslararası tur operatörlüğüne yönelik ortak firma kurma şeklinde işbirliği imkanları üzerinde durulmaktadır. Bu arada Türkiye`deki serbest bölgelerin önemini göz önüne alarak, Hollandalı yatırımcıları buralara çekmek üzere girişimlerin artırılması gerekmektedir. Ayrıca, Hollanda`dan yüksek teknoloji transferine olanak sağlayacak bazı sanayi projelerini geliştirmek üzere mevcut ya da sadece bu alanda kurulması öngörülen serbest bölgelerden de yararlanılması mümkün görülmektedir.


Hollanda`nın ileri bankacılık sistemi içerisinde kredi ve sigortacılık kavramları çok gelişmiş durumda olup, özellikle dış ticarete kredi ve sigorta sağlanması konusunda uzmanlaşmış başlıca iki kuruluş bulunmaktadır. Bunlardan biri NCM diğeri ise FMO olup, özellikle ihracat bedellerinin ödenmemesi gibi direkt ticari risklerin yanısıra, gelişmekte olan ülkelere yapılacak yatırımların politik risklere ve doğal afetlere karşı sigorta yapan NCM ile Türk - Eximbank arasında bir ortak sigorta anlaşmasının imzalanmasında büyük yarar görülmektedir. (FİNANSAL FORUM)


Diğer Politika Haberleri