Güçlü dolar ne kadar uzakta?
Bigpara Haber
ABD Başkanı Bush bir defa daha güçlü dolar dedi. Aynı şeyi fırsat buldukça Amerikan Hazine Bakanı Henry Paulson da sık sık yapıyor.
Servet Yıldırım (Yorum) / REFERANS GAZETESİ
Bu ikilinin sözlerine bakınca insan, doların çok da fazla değer kaybetmeyeceğini çünkü Amerikan yönetiminin bunu istemediğini düşünüyor ama işin aslı biraz daha farklı. Çünkü son birkaç yıldır ABD yönetiminin dediği hiçbirşey çıkmadı. Dolar euro karşısında son bir yılda yüzde 10`a yakın bir oranda değer kaybetti. Euro/dolar paritesi 1.60`ın üzerini gördü. Ve görülüyor ki sözlü açıklamalarla doların zayıflığının önüne geçilmesi mümkün değil.
Çin bile ABD`ye yükleniyor
Zayıf dolar dünya ekonomileri için sorun olmaya başladı. Bizdeki Türk Sanayici ve İşadamları Derneği`nin (TÜSİAD) İtalya`daki muadili olan Confindustria`nın başkanı Eğer euro/dolar paritesi euro lehine yükselmeye devam ederse İtalyan ekonomisi bir resesyona girebilir demiş. Öte yandan ithal enerji bağımlısı gelişmekte olan ekonomiler artan petrol fiyatları nedeniyle zorlanmaya başladılar. Petrolün 150 dolara dayanmasının ardındaki nedenlerden biri doların içine düştüğü durum. Bundan birkaç yıl öncesine kadar dünya Çin`e yükleniyordu, para biriminin değerini normalde olması gereken seviyelere getir diye. Şimdi ise Çin bile ABD`ye yükleniyor, ulusal para biriminin istikrarını sağla diye. Rusya devlet başkanı bile zayıflayan değil, istikrarlı bir dolar görmek istiyoruz diye tartışmaya bir yerinden girdi.
Herkes şikayetçi
İşte tüm bu konular pazartesi günü Japonya`da başlayan ve bugün sona erecek olan G 8 toplantısında ele alınıyor. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada, Japonya ve Rusya`nın yanı sıra bu toplantılara Çin ve Hindistan gibi son yıllarda global ekonomide öne çıkan yeni güçlerin liderleri de katılıyorlar. İklim değişikliği, artan enerji ve gıda fiyatları gibi konuların yanı sıra toplantılarda şu ana kadar genel düzeyde de olsa kurların tartışıldığını biliyoruz. Ama G-8 ya da eski haliyle G-7`nin sözlü açıklamalarından kısa vadede somut sonuçlar çıkmadığını da hatırlıyoruz.
Avrupalılar euronun aşırı değerlenmesinden şikayet ediyorlar. Amerikalılar doların aşırı değer kaybından yakınıyorlar. Hem Amerikalılar hem Avrupalılar Çin para birimi Yuan`ın değerinin hükümet zoruyla düşük tutulmasından şikayetçiler. Ve tüm bu şikayetler G-8 gibi platformlarda yüksek sesle dillendiriliyor ama pratikte sonuç değişmiyor.
Doların değer kaybının bir bölümünü geri alması liderler düzeyinde bile olsa yapılacak sözlü açıklamalara değil, büyük ölçüde Amerikan ve Avrupa faizlerinin seyrine bağlı. Mevcut manzarada Avrupa faiz artırırken, ABD bekliyor. Ancak bir süre sonra Avrupa`nın beklediğini, ABD`nin ise faiz artırdığını görmeye başlayabiliriz. Kimine göre bu tablo eylül, kimine göre Kasım ve kimine göre ise 2009 başında gerçek hale gelebilir. İşte o durumda doların euro karşısında kayıplarını hiç değilse kısmen telafi ettiğini görebiliriz.
Servet Yıldırım (Yorum) / REFERANS GAZETESİ
Bu ikilinin sözlerine bakınca insan, doların çok da fazla değer kaybetmeyeceğini çünkü Amerikan yönetiminin bunu istemediğini düşünüyor ama işin aslı biraz daha farklı. Çünkü son birkaç yıldır ABD yönetiminin dediği hiçbirşey çıkmadı. Dolar euro karşısında son bir yılda yüzde 10`a yakın bir oranda değer kaybetti. Euro/dolar paritesi 1.60`ın üzerini gördü. Ve görülüyor ki sözlü açıklamalarla doların zayıflığının önüne geçilmesi mümkün değil.
Çin bile ABD`ye yükleniyor
Zayıf dolar dünya ekonomileri için sorun olmaya başladı. Bizdeki Türk Sanayici ve İşadamları Derneği`nin (TÜSİAD) İtalya`daki muadili olan Confindustria`nın başkanı Eğer euro/dolar paritesi euro lehine yükselmeye devam ederse İtalyan ekonomisi bir resesyona girebilir demiş. Öte yandan ithal enerji bağımlısı gelişmekte olan ekonomiler artan petrol fiyatları nedeniyle zorlanmaya başladılar. Petrolün 150 dolara dayanmasının ardındaki nedenlerden biri doların içine düştüğü durum. Bundan birkaç yıl öncesine kadar dünya Çin`e yükleniyordu, para biriminin değerini normalde olması gereken seviyelere getir diye. Şimdi ise Çin bile ABD`ye yükleniyor, ulusal para biriminin istikrarını sağla diye. Rusya devlet başkanı bile zayıflayan değil, istikrarlı bir dolar görmek istiyoruz diye tartışmaya bir yerinden girdi.
Herkes şikayetçi
İşte tüm bu konular pazartesi günü Japonya`da başlayan ve bugün sona erecek olan G 8 toplantısında ele alınıyor. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada, Japonya ve Rusya`nın yanı sıra bu toplantılara Çin ve Hindistan gibi son yıllarda global ekonomide öne çıkan yeni güçlerin liderleri de katılıyorlar. İklim değişikliği, artan enerji ve gıda fiyatları gibi konuların yanı sıra toplantılarda şu ana kadar genel düzeyde de olsa kurların tartışıldığını biliyoruz. Ama G-8 ya da eski haliyle G-7`nin sözlü açıklamalarından kısa vadede somut sonuçlar çıkmadığını da hatırlıyoruz.
Avrupalılar euronun aşırı değerlenmesinden şikayet ediyorlar. Amerikalılar doların aşırı değer kaybından yakınıyorlar. Hem Amerikalılar hem Avrupalılar Çin para birimi Yuan`ın değerinin hükümet zoruyla düşük tutulmasından şikayetçiler. Ve tüm bu şikayetler G-8 gibi platformlarda yüksek sesle dillendiriliyor ama pratikte sonuç değişmiyor.
Doların değer kaybının bir bölümünü geri alması liderler düzeyinde bile olsa yapılacak sözlü açıklamalara değil, büyük ölçüde Amerikan ve Avrupa faizlerinin seyrine bağlı. Mevcut manzarada Avrupa faiz artırırken, ABD bekliyor. Ancak bir süre sonra Avrupa`nın beklediğini, ABD`nin ise faiz artırdığını görmeye başlayabiliriz. Kimine göre bu tablo eylül, kimine göre Kasım ve kimine göre ise 2009 başında gerçek hale gelebilir. İşte o durumda doların euro karşısında kayıplarını hiç değilse kısmen telafi ettiğini görebiliriz.