Faiz indirimi dalgası yavaşlayacak

Bigpara Haber
Türban tartışmaları geçici bir sorun olduğunu söyleyen   Deutsche Bank ekonomisti Norbert Walter`a göre yabancı yatırımcının gözünde bu tartışmalar özel bir zorluk yaratmıyor. 2008`de FED ve AMB`nin faiz indireceği beklentileri suya düşecek. En önemli risk enerji.
 

Sıla ÖZÇELİK / REFERANS GAZETESİ
 
Espresso kahve gibiyim, küçük, koyu ve güçlü. İnternetin geleceğinden en karmaşık ekonomik tartışmalara kadar uzun uzun konuşmayı seven Deutsche Bank`ın 63 yaşındaki ünlü başekonomisti Norbert Walter kendisini bu şekilde tanıtıyor. Aynı zamanda Avrupa Menkul Kıymetler Borsalarının Regülasyonu konusunda çalışan Akil Adamlar Komitesi`nin üyelerinden olan Norbet Walter, Beyrut`tan Berlin`e Londra`dan Münih`e kadar uzanan turne gibi konferans dizisinin İstanbul durağında ise Referans`a özel tek içimlik notlar verdi: Türban tartışmaları geçici, cari açık risk, 2008`de küresel piyasalar için en büyük risk petrol fiyatları ve İran, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası`ndan (AMB) faiz indirimi bekleyenler hayal kırıklığı yaşayacak.

Bir çok ekonomistin Türkiye için yaptığı ilk uyarı olarak cari açık sorununa kırmızı ışık nitelemesi yapan Walter son dönemdeki türban tartışmalarına da değindi. Walter`a göre ABD`de ortaya çıkan mortgage krizi sonrası küresel yatırımcının en güvenli yatırım alanı olarak gördüğü ABD hazine tahvillerinin getirisi yüzde 4`ün altına düşünce alternatif güvenli liman arayışı hızlandı. Bunun Türkiye için de bir avantaj olduğunu söyleyen Walter, son dönemdeki türban tartışmalarının yatırımcıların gözünde sadece devam eden bir zorluk olduğunu hatta üzerinde çok fazla durulması gereken bir konu bile olmadığını söyledi. Küresel yatırımcı kriz sonrası artık iyi fikirlere ve iyi hikayelere yatırım yapmak istiyor. Bu Türkiye için de geçerli. Bu nedenle Türkiye`nin türban tartışmaları çerçevesinde şu an için özel bir zorluk içinde bulunduğunu düşünmüyorum. Çok açık ki Türkiye bir Malezya değil dedi.

Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Politikalar Merkezi`nin konuğu olarak cuma günü İstanbul`a gelen Walter, Türkiye`nin hala çok yüksek getirili bir ülke olduğunu ancak diğer yandan da bazı Avrupalı gelişen piyasaların yanında daha riskli durduğuna dikkat çekti. Walter, Türk piyasasında yüksek bir getiri dönüşü var ama halen cari açık ve yüksek enflasyon gibi kabul edilebilir riskler sürüyor. Birçok özel sektör yatırımcıları da Türkiye`yi bu şekilde görüyor. Genel seçimlerden sonraki siyasi istikrar karamsar senaryoların gerçekçi olmadığını ortaya koydu. Ancak yabancı finansman çok önemli bir rol oynuyor Türk ekonomisinde. Bu da AB ve IMF`nin Türk hükümetini daha istikrarlı bir ekonomi politikası izlemesi konusunda ikna etmesini sağlayabilecek bir güç aslında diye konuştu.
 
FED bekler, AMB faiz indirimine girişmez bile

Wall Street`e 140 milyar dolar zarar mal olan, sigorta şirketlerini bölünme noktasına getiren, gelişmiş ekonomilerin elinde petrodolar olan Ortadoğulu ya da ihracat zengini Asyalı devlet fonlarına el açmasına neden olan küresel krizin çıkaracağı toplam fatura hala öngörülemiyor. Birbirine paketlenmiş karmaşık yatırım araçları, bu araçlara yatırım yapan hedge fonlar derken ortaya çıkabilecek zarar da iyice öngörülmesi zor hale gelmiş durumda. Böyle bir dönemde piyasaya yaptıkları milyarlarca dolarlık nakit enjeksiyonu ve hızlı faiz indirimleri ile duruma hakim olmaya çalışan merkez bankalarının güvenilirliği ise tartışma konularından biri.
 
Kriz merkez bankalarının kredibilitesini nasıl etkiledi? sorusuna Çok eleştiri aldılar ama dramatik bir hata da yapmadılar. En doğru hareket eden saniye kaybetmeden devreye giren AMB oldu. İngiltere Merkez Bankası (BoE) çok fazla güvenilir değil artık. FED ise oldukça agresif indirimleri ile kredibilitesini en çok zedeleyen merkez bankası oldu şeklinde cevap verdi. ABD`den gelen yüzde 4,3`lük Ocak ayı enflasyonu rakamlarının ardından FED`in faiz indiriminde daha az agresif olacağı tartışılmaya başlandı.

Walter`a göre de 2008`e kötü başlandı diye FED ve AMB`den faiz indirimleri bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacak. Avrupa ve ABD`deki enflasyon aslında idare edilebilir düzeyde olduğunu söyleyen Walter şöyle konuştu: Şu anda ABD`de yüzde 4, Avrupa`da yüzde 3 civarında. ABD`de yıl sonuna kadar yüzde 2.5, Avrupa`da ise yüzde 2 seviyesine kadar inebilir enflasyon. Bu yüzden de piyasa oyuncularının bu sene agresif faiz indiremlerine yönelik beklentileri suya düşebilir. FED faiz indirimine devam etmek için bir süre bekler, AMB ise enflasyonla savaşır ve bu sene indirim işine girmez bile.
 
Kapitalizm 0 - Evrenin yeni efendileri 2

Deutsche Bank`ın araştırma biriminin son tahminlerine göre devletlere ait servet fonlarının kontrolü altındaki varlıkların büyüklüğü 3.1 trilyon doları buluyor. Bu elinde 1.4 trilyon dolalrık varlık bulunduran hedge fon sektörünün iki katı bir rakam.

Küresel fon piyasasının ise 7`de 1`ine tekabül ediyor. Bankacılık sektörü varlıklarının ise yüzde 5`ine yakın. Yani devletlere ait servet fonları kısa bir süre önceye kadar piyasanın en etkili aktörlerinden biri olarak gösterilen hedge fonlardan çok daha etkili bir yapıya dönüşmüş durumda. Buna karşın devlet fonlarının yetersiz şeffaflığı da en az hedge fonların şeffaflık konusundaki eksikliği kadar çok tartışılıyor.

ABD`deki mortgage krizi sayesinde rollerin değiştiğini söyleyen Walter ise eski kapitalistlerin savunmaya geçmek zorunda kaldıklarını söylerken devlete ait servet fonları ile kriz sonrası kült şirketlerde hisse avına başlayan gelişmekte olan ülkeleri de Apartmana yeni gelen çocuklar olarak tanımlıyor. Roller değişti ve değişmeye de devam edecek. Evrenin artık yeni hakimleri var ve dünyanın alışılmadık yerlerinden çıkıyorlar. Eğer bu bir maçsa kapitalizm sıfır, apartmandaki yeni çocuklar iki diyebiliriz. diyen Walter, 10 Eylül tarihli bir araştırma raporunda da devlete ait servet fonlarının önümüzdeki yıllarda büyümeye devam edeceğini, bir çok yatırım sınıfına bu fonlardan nakit akışı yaşanacağını öngörmüştü.

Diğer Genel Haberleri