Emlakta beyanı kaldırmak en doğrusu

Bigpara Haber
2002’nin genel beyan dönemi olması ve son çıkan yasa ile büyükşehir belediye sınırları içindeki bina, arsa ve arazilerin vergi oranlarının yüzde yüz yükseltilmesi, kamuoyunun dikkatini Emlak Vergisi uygulamalarına çevirdi. Önce, son derece karmaşık olan, 1970’ten beri uygulanan Emlak Vergisi hesaplama yöntemi yeniden keşfedildi. Arsa ve arazilerin asgari metrekare birim değerlerini 4 yılda bir takdir komisyonlarının belirlediğini, bu değerlere muhtarların ve ticaret odasının 15 gün içinde itiraz edebileceğini öğrendik.

Binalar için metrekare maliyet bedellerini Maliye ve Bayındırlık bakanlıklarının ortaklaşa belirleyip ilan ettiklerini öğrendik.

Metrekare birim değerlerinin ilçeler ve semtler itibariyle büyük farklılıklar ve çelişkiler içermesi yoğun tepkilere neden oldu. Başbakan Ecevit metrekare birim değerlerinin tespitinde ölçünün kaçtığını söyledi.

Kaçan ölçü böyle düzelir

Geçen pazartesi (21.01.2002) bu köşedeki yazımızda kaçan ölçünün nasıl düzeleceğinin çözümünü net olarak anlatmıştım. Emlak Vergisi’nin 23. maddesindeki 4 yılda bir beyanname verme mecburiyetinin kaldırılmasını ve 1998’de beyan edilen rayiç değerlerin 2002’de de endekslenmesi ve böylece ulaşılan değer üzerinden verginin hesaplanmasını önermiştim.

Örneklersek, 1998’de 100 milyar olarak beyan edilen rayiç değer, 1999’da yüzde 77.8, 2000’de yüzde 26.05, 2001’de yüzde 30 oranında artırılmak suretiyle 291.3 milyar liraya ulaşıyordu. 2002 yılında yeniden değerleme oranının yarısı kadar (yüzde 26.6) artırılırsa 368.8 milyar liraya ulaşacaktı. Bu değerin vergisi 737.6 milyon lira tutacaktı. Aynı binanın 2001 yılı Emlak Vergisi 291.3 milyon lira idi.

Maliye Bakanı Sümer Oral’ın açıklamalarından genel beyan mecburiyetini kaldıracakları, yürürlükteki vergi oranlarında ısrar edecekleri, ancak rayiç bedel (üzerinden vergi hesaplanacak) matrahın ne olacağı konusunda çeşitli alternatifler üzerinde durulduğu anlaşılıyor.


Takdir olgusunda ‘keyfilik’ var

Üzerinde durulan alternatiflerden biri yasa değişikliği yaparak takdir komisyonlarının rayiç bedelleri yeniden tespit etmeleri istenecek. Ancak bu yöntem, şimdi şikayet edilen ölçüsüz ve çelişkili metrekare rayiç değerlerinin ortaya çıkmasını önleyemez. Çünkü faaliyette geçilemez. Yüzlerce takdir komisyonları yine ölçüsüz ve çelişkili değerler belirler. İşin özünde takdir olgusunda keyfilik vardır.

Ayrıca komisyonların yeniden rayiç değer tespiti uzun süre alacak, bu durum vergi tahsilini geciktirdiği gibi 18 milyon emlak sahibini huzursuz bir bekleyişe sokacak. Bu seçeneğin uygulanabilmesi için hem Emlak Vergisi Yasası’nda, hem de Vergi Usul Kanunu’nda değişiklikler zorunludur.

İkinci alternatif ise, bizim bu köşede ayrıntılarıyla anlattığımız şekilde, genel beyanı kaldırmak ve 2002’de de endekslemeye devam etmektir. Hükümet, vatandaşın tepkisine rağmen ille daha fazla Emlak Vergisi almak istiyorsa 1998’de beyan edilen değerleri 2002’de yeniden değerleme katsayısı kadar (yüzde 53.2) artırarak vergilendirebilir. Çeşitli partilere mensup milletvekillerinin verdikleri yasa tekliflerinde de yer alan bizim çözüm önerimizin gerçekçi, basit, tek çözüm olduğu açıktır.

Diğer Ekonomi Haberleri