Ekonomi Başdanışmanı 'kur seviyesi'ni değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Ertem, kur seviyesi için düşük demenin yanlış olduğunu söyledi.

Bigpara Haber

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, ara malı üretimi konusunda yapılan saha çalışmalarına dayanarak bu kanaldan gelen enflasyonist baskıyı ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılabileceğini söyledi. Ara malı üretimi yapanlara ciddi destekler sağlanabileceğini ifade eden Ertem, Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) kalan kefaletinden kredilerin de bu alana yönlendirilebileceğini söyledi.

Ertem Reuters ile gerçekleştirdiği söyleşide, "Türkiye'deki sanayiciler dışarıdan temel girdilerini sağlıyorlar. Ancak bazen o ürünleri Türk üreticiler yurtdışına yollamış bile olabiliyor. Bu çok garip bir durum. TCMB bir saha çalışması yaptı ve çok ilginç veriler elde etti. Bu çok hızlı halledebileceğimiz bir sorun. Ara malı ithalatındaki enflasyonist baskıyı ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılabilir" dedi ve ekledi:

Haberin Devamı

"Burada aramalı üretimi yapan firmalara ciddi destekler verebiliriz. Bu destekler sonucunda da bu enflasyonist baskıyı ve çarpıklığı giderebiliriz. Bu doğrultuda da bir adım atılır. Yeni birtakım destekler, düzenlemeler gündeme gelebilir ve gelmeli."

PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN... 

Ertem, KGF'de kalan kredi hacminin de ara malı üretimine aktarılabileceğine de dikkat çekerek, "KGF'nin geri kalan miktarı var. Kalan tutarın ekonomiyi ayağa kaldıracak teknolojisi, katma değeri yüksek alanlara yönlendirilmeli, bu durum ara malı ithalatını gereksizleştirir... Kamu bankaları burada daha cesur davranabilirler ve girişim sermayesi çerçevesinde de bu alanları destekleyebilirler" dedi.

KGF verilere göre 8 Eylül itibarıyla kurum 250 milyar TL'lik kredi hacminin 214.2 milyar TL'sini kullandırdı.

Haberin Devamı

KGF sisteminin devam edip etmeyeceğinin tartışılmasını anlamsız bulduğunu belirten Ertem, "Başarılı olmuş kurumların devamlılığını değil, bunları daha mükemmel nasıl yapabilirizi tartışmamız lazım... KGF geri dönüşlerinin şüphesiz yeni kredi yaratmada kullanılması gerektiği kanısındayım."

BÜYÜME 2018'DE YÜZDE 5-7 ARALIĞINDA GERÇEKLEŞEBİLİR

Bu yıl KGF'nin de desteğiyle büyümenin yüzde 5.5-6 civarında gerçekleşeceğini belirten Ertem, önümüzdeki yıl ise büyümenin yüzde 5-7 bandında gerçekleşebileceğini belirtti. Ertem, ekonomideki büyümeyi siyasi istikrar, terörle mücadelede sağlanan başarı, geleceğe duyulan güven ve KGF gibi yeni dönem kurumlarının hızla inşa edilmiş olmasına bağladı.

KGF gibi "yeni dönem" kurumlarının büyümeye önemli bir destek sağladığını da belirten Ertem, "Büyümenin istikrarlı olmasının ikinci temel nedeni de yeni dönem kurumlarının hızla inşa edilmesi ve bu kurumların piyasa yönlü hareket etmesi... KGF gibi kurumlar çoğalabilir mi? Evet çoğalabilir" dedi.

Haberin Devamı

İkinci çeyrekte sabit sermaye oluşumundaki yüzde 9.5 artışa dikkat çeken Ertem, "Bu yatırımlarda çok ciddi bir artışa işaret ediyor. Ben bu trendin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini düşünüyorum. Büyüme enflasyon ve cari açık yaratmadan da sağlanabilir. Bu tamamen ekonomi yönetiminin reformları uygulama yeri ve zamanında yapma hızına bağlıdır. Türkiye'nin 2018'de en az yüzde 5-5.5 en çok yüzde 6.5-7 büyümede tamamlayacağını düşünüyorum" dedi.

ALMANYA VE AB İLE İLİŞKİLER DÜZELİR

Ertem Almanya seçimlerinin ardından Almanya ile ilişkilerin toparlanmaya başlayacağını, AB ile ilişkilerin ise 2018 ilk çeyrek itibarıyla "ciddi bir iyileşme" göstereceğini belirterek bunun da ekonomiye yansımalarının olacağını söyledi.

Ertem, "Turizmde 2018'de iyi bir sezon geçirecek. AB ile ilişkilerin düzelmesine bağlı olarak daha hızlı ve daha nitelikli turist bekliyoruz... Türkiye-AB ilişkileri Almanya dolayısıyla kötü görünüyor ancak ben aynı kanıda değilim. Türkiye AB ilişkileri 2018 ilk çeyrek itibarıyla hızla düzelecek" dedi.

Ertem, Türkiye'nin AB'ye ihracatının siyasi ve ekonomik gerekçelerle 2018'de ciddi sıçrama göstereceğini düşündüğünü bildirdi.

Ekonomide sadece pembe bir tablo çizmenin gerçekçi olmadığına da değinen Ertem, "Ekonomide sorunlarımız tabii ki var. Genç işsizlikte hâlâ istediğimiz yerde değiliz. Ciddi önlemler alınması gerektiği çok açık ortadadır" dedi.

DÜŞÜK FAİZİ HERKES İSTİYOR

Son dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki faiz indirimi trendinde Türkiye'nin geride kalıp-kalmadığı sorusuna Ertem, "TCMB enflasyon hedeflemesi uyguluyor ve sıkı para politikası duruşu yürütüyor. TCMB sadeleşme sözüne karşılık koridor sistemi uyguluyor... Sadeleşme gerçekleşmedi ancak bu çok da yararlı oldu" dedi ve şöyle devam etti:

"Önemli olan ağırlıklı fonlama maliyetidir ki burada TCMB'nin çok ciddi hızlı hareket etme kabiliyeti var; elindeki araçlar çok güçlü. Swap mekanizmasını çok iyi kullanıyor. Yalnızca politika faizini indirmek ve çıkarmak gibi eski bir aracı da kullanması gerekmiyor" dedi.

Bu kapsamda TCMB'nin faiz indirecek mi indirmeyecek mi tartışmalarını artık geride kalması gerektiğini belirten Ertem, "Reel sektör, bankalar, TCMB, siyaset tarafı herkes düşük faiz istiyor. Ancak burada TCMB piyasayı çok iyi takip etmek, yönlendirmek ve piyasanın önünde olmak durumunda ve bizim isteğimiz dışında bir piyasa gerçeği de var. TCMB piyasa gerçeğini bizden ayrı olarak yönetmesi gereken tek kurum ve burada TCMB'ye bu yönetme hakkını ve iradesini vermemiz gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Ertem son dönemde TL'deki değerlenme ve iniş çıkışlar konusunda, "Bu tür iniş çıkışlar göreceğiz. Ancak rahatsız edici bir volatilite olmayacak ki olmadığını da görüyoruz. Kurun bu seviyesi iyi mi kötü mü? derseniz bana göre piyasanın belirlediği her şey iyidir... Dalgalı kur rejimi uyguladığımız için kur seviyesi 'düşük ve bu seviye tehlikeli' demek yanlış."

BANKALARIN ESAS İŞİ REEL SEKTÖRÜ DESTEKLEMEK

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "yatırımcıların önünün açıklaması için bankaların sıkıştırılacağı" açıklamasına dair ise Ertem şunu söyledi:

"Cumhurbaşkanı olması gerektiğini söylüyor. Bankalar esasında reel sektörü destekleyen mevduatlarımızı reel sektöre plase etmesi için kullanan kurumlardır. Dolayısıyla cumhurbaşkanının vurgusu da bu yönde. Bankalar esas işlerini yapsın, reel sektörü desteklesin diyor. Devlet burada ne yapabilir? Banka sistemini zorlama, kafasına basarak bir şey yapmaz. Burada devlete düşen şey yasal düzenlemeleri yapmaktır."

KGF deneyimiyle banka sisteminin kaynaklarını reel sektöre kaynaklarını plase etme iştahının çok yüksek olduğunu gördüklerine de değinen Ertem, "KGF'de gördük ki Türkiye bankacılık sisteminde önemli bir payı olan yabancı bankalar dışarıdan çok ciddi kaynaklar sağladılar. Bazı ülkelere ayrılmış kaynakları da Türkiye'ye getirdiler ve KGF kredilerinde kullandılar" dedi.

Ertem bankaların fonlama sıkıntısı bulunmadığını kaydederek,

"Artık finansal sistem küresel bir sistem. Sermaye giriş çıkışlarının serbest olduğu dalgalı kur sistemi uyguladığınız bir ekonomide yerel bir finansal sistemden bahsedemeyiz. Böyle olunca bankaların 'kaynak bulamıyorum' diye bahsetmeleri 'ben işimi yapamıyorum' demektir. 'Kaynak bulamıyorum' diyen bankacı Türkiye'de işini yapmayan bankacıdır; o zaman istifa etsin" dedi. 

BU VİDEO İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Diğer Ekonomi Haberleri