Çok bilinmeyenli kriz

Finansal piyasalardaki krizin boyutları geçtiğimiz haftalarda korkunç ivmeyle artış gösterdi. Az sayıda uzmanın tahmin edebildiği boyutlardaki bu kriz

Bigpara Haber

Finansal piyasalardaki krizin boyutları geçtiğimiz haftalarda korkunç ivmeyle artış gösterdi. Az sayıda uzmanın tahmin edebildiği boyutlardaki bu krizin atlatılması hiç de kolay görünmüyor.

Krizin boyutlarının global anlam taşıdığı kuşkusuz. Çünkü krizin çıkış noktası dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülke olan ABD. Başlangıçta her ne kadar mortgage krizi ABD’deki iç piyasanın sorunu gibi görünse de, dünyanın en büyük ithalatçısı olan bu ülkedeki ekonomik sorun, kendisiyle ile doğrudan veya dolaylı ilişkide olan bütün ülkeleri negatif etki altında bırakmaktadır. Ülkemize de ucu dokunan ve dokunacak olan bu negatif etkinin boyutlarını malesef biz belirleyemiyoruz.

Çünkü global piyasaların parçası olmamızla beraber, etki eden değil, etki altıda kalan ülkelerdeniz. Borsamızın yüzde 70’i, bankalarımızın yüzde 40’ı, sanayimizin büyük kısmı, hizmet sektörümüzün yarısı yabancıların elindeyken, cari açığımız ayyuka çıkmışken (GSMH’mızın yüzde 9’u), bu orandaki cari açığımızı dünyanın en bonkör merkez bankası sayesinde görülmemiş faizlerle alınan borçlarla finanse etmeye çalışırken etki altında kalan ülke olmamız da çok doğal.

Peki bu krizin sebepleri neler?

Uzmanlar krizin çıkış noktasını sorunlu mortgage kredilerinin toksit bonolarla finanse edilmesi olarak görüyorlar. Bence öncelikle bu tip mortgage kredilerinin neden geri ödenemediğine bakmak gerekiyor. Sebep ABD’nin makroekonomik göstergelerinde açıkça görünüyor. Başlıca sebepler istihdamdaki, büyümedeki, üretimdeki düşüşler, ihracatın ithalatı karşılama oranının dengesizliği veya başka bir değimle kronikleşmiş negatif dış ticaret saldosu, cari işlemler açığının  ve makroekonomik giderlerin artması, ki bunda en büyük etkiyi Afganistan ve Irak savaşları ile petrol fiyatlarındaki artış oluşturmaktadır.

Makroekonomik göstergeleri günden güne kötüye giden ABD’de mortgage kredilerinin büyük bölümünün geri ödenememesi ABD’de bir kaç bankayı batırmakla kalmamış, benzer ekonomik yapıya sahip İngiltere’de de bankaları batırmıştır. Zaten yüksek riski sevmediği için gayrimenkul sektörüne kaymış olan sermaye ise kendisini artık izole etmiştir. Bu izolasyondan nasibini bir çok ülkenin gayrimenkul sektörü de almıştır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde gayrimenkul yatırım ortaklıklarının hisseleri bu sebeple 2007’den beri değer kaybetmektedir. Kazakistan, Rusya, Ukrayna gibi inşaat sektörünün patladığı ülkelerde ABD’deki mortgage krizi etkisini göstermiş, inşaat sektörü resesyona girmiştir. Gayrimenkul piyasasındaki karlılıklar bu sebeple düşmüştür.

Piyasaları sakinleştirmek için başta FED, AB, Japonya, Rusya ve Çin merkez bankaları olmak üzere bir çok merkez bankası borçlanma faiz oranlarını düzenleseler de, bu yöntemler piyasalar için geçici olduklarından sorunu çözememişlerdir. ABD ve İngiltere’deki batık mortgage kredilerinin toksit bonolarının merkez bankaları tarafından satın alınması ise bile bile lades anlamı taşımaktadır. Serbest piyasa ekonomisinde merkez bankalarının borçlanma faiz oranları ile düzenleyemediği piyasalarda oluşan şişirilmiş kağıt kirliliğini fonlamalarla  temizlemeye çalışması krize dem vurmuştur.

Sonuçta dünyanın en büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers batmış, Merilly Lynch satılmış, Morgan Stanley satılmak üzere ve dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden American International Group (AIG) 85 milyar dolara de-facto kamusallaştırılmıştır. ABD’deki yatırım bankalarındaki bu çöküş bütün dünyada yatırım bankacılığının tadını kaçırmıştır. Artık yatırım bankaları garantili fonlardan bahsetmez oldular.
 
FED çareyi bazı yatırım bankalarına ticari işlem yapma yetkisi de vermekte bulmuş, ki bu bankalar hem mevduat artışına gidebilsinler hem de ticari faaliyetlerden de kar edebilmeleri içindir. ABD’de bunlar olurken bütün dünyada borsalar paraşüt açmış, en büyük kaybı ise rus borsası RTSI görmüştür. Bizim açımızdan tek olumlu gelişme kısa vadede petrol fiyatlarının yeniden düşüş hareketine geçmesi ve 86 dolara kadar inmesi oldu. ABD’de petrol ve petrol ürünleri tüketimi resesyon nedeniyle düşerse, petrol fiyatları daha da düşebilir.

Peki şimdi ne olacak?

FED ve ABD Hazine Bakanlığı bütçeden 700 milyar dolar kaynağı piyasalarda oluşan deliği kapatmak için kullanmak istiyor. Zaten bütçe açığı olan ABD bu şekilde büyük risk almak durumda olacak. ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı yeni bir fon yönetimi şirketi kurulacak ve bu şirket batık kredilerin bonolarını satın alacak. ABD Hazine Bakanı Henry Paulson diğer gelişmiş ülkelerinde aynı şekilde piyasaları fonlamalarını istedi. Bildiğim kadarıyla Almanya dışındaki gelişmiş ülkeler Henry Paulson ile aynı fikirdeler.

FED başkanı Ben Bernanke geçenlerde yaptığı açıklamada bu kaynağın piyasalara aktarılmaması durumunda ABD’yi resesyonun beklediğini de kaydetti. Korkarım sözkonusu kaynak ayrılırsa da krizden çıkmaları mümkün görünmüyor. Çünkü finansal piyasalar reel ekonomi değildir. Sadece reel ekonomiye destek verirler. Bu da finansal piyasalardaki işlem gören kağıtların şişirilmediği durumlarda geçerlidir.

Finansal piyasalar reel ekonomiyi destekleme görevini yerine getiremeyince reel ekonomide de batan şirketlerle karşılaşacağız. Bankalar uzun vadeli krediler verirken daha seçici olacak, yatırım bankaları ve kurumsal yatırımcılar satın alacakları hisse senedi, bono ve tahvillerde daha seçici olacaklar ve bütün bunlar da reel ekonominin kaynak bulmasını zorlaştıracak. 

Borçlanma maliyetleri artacak, ki bu da ürün maliyetlerinin artmasına sebep olacaktır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranlarının düşeceği kesindir. Bizim gibi yüksek cari işlemler açığına sahip ülkeler için yaşanacak likidite sorunu borçlanma faiz oranlarının daha da artmasına neden olacaktır. Zaten zor durumda olan yabancı sermayenin gelişmekte olan ülke piyasalarından çekileceği de bir gerçektir.

Korkarım bu krizin bizim için fırsata dönüşmesi mümkün değil. Ülkemizde bankalar açık pozisyonlarını kısaltmalı, yatırımcılar kısa vadede gayrimenkul yatırımları konusunda daha dikkatli olmalılar. Bu dönemde mevduat sertifikalarının (Certificate of Deposit) fiyatları artacak ve mevduat sertifikası piyasası genişleyeceği fikrini taşımaktayım.

Sağlıcakla kalın...

Kafkas BARANSELİ

Diğer Genel Haberleri