Büyük Bankanın Derdi Büyük Olacak

Bigpara Haber
Banka birleşmeleri sürürken, ABD ve Avrupa`nın büyük bankalarının ciddi sorunlarla karşılaşabileceğine dikkat çekiliyor.


Atlantik`in hem Avrupa hem de ABD yakasındaki bankalar, sektörde yeni alanlara da kaymalarına fırsat verecek birleşmelere gidiyorlar. Gözler bu gelişmeye çevrilmişken, The Economist dergisi büyük bankaların büyük oldukları için yakalanacakları bir fare kapanı ile karşı karşıya olabileceklerini ileri sürdü.
ABD bankalarının kredi risklerini değerlendiren kuruluşlardan bir uzman, izlediği bankaların oldukça güvenli bir şekilde büyük karlar elde etmenin yollarını buldukları görüntüsüne karşın riskleri azımsadıklarını düşünüyor. The Economist`in değerlendirmesinin çıkış noktasını da bu oluşturuyor.


Bay Gibbons`un bu görüşü, çalıştığı kurum olan Office of the Comptrollers of the Currency`nin (OCC) bankaların denetlenmesi konusundaki tek kuruluş olmamasına karşın, ABD Merkez Bankası (FED) ve Federal Mevduat Sigortası Kurumu (FDIC) ile birlikte en önemlilerinden biri olması nedeniyle önem taşıyor. FED`in daha rahat davranmasına karşın Gibbons`ın son birkaç yıldır çaldığı ısrarlı alarm zilleri, bankaların yatırımcılar tarafından tatmin edici bulunan güvenilirlik tezlerini sorgulatacak nitelikte.


KÖKLÜ BANKALARA İLGİLİ KÖKLÜ KAYGILAR;

Gibbons ve çeşitli ülkelerdeki meslektaşlarının kaygılarını dile getirdiği köklü bankacılık kuruluşlarından biri, on yıl öncesinin en büyük 10 bankasının toplamının altı katı piyasa kapitalizasyonuna sahip olan Citigroup. Bu konuda dile getirilen kaygılar, 1980`lerde Latin Amerika bankalarının krizinin boyutları düşünüldüğünde inandırıcı bulunuyor. İnandırıcılıkta etkili olan bir diğer unsur ise 1990`lu yılardaki deneyimler. 1990`ların başlarında ABD`de tasarruflar ve kredilerden kaynaklanan bir sorun yaşanırken, aynı dönemde İskandinav ülkelerindeki bankalar da ciddi ödeme sorunları yaşamıştı. Aynı dönemde Fransız Credit Lyonnais de sorunlara gömülürken, krize giren Japon bankacılık sektörü hala kendisini kurtarabilmiş değil.


Bu deneyimler nedeniyle şu anda belirgin bir şekil almamış olmasına karşın felaket işaretleri yeterince tedirginlik yaratıyor. Bankalarla ilgili yeni bir karışıklık dönemi beklentisinin yarattığı kaygılar ile ilgili olarak üç nokta öne çıkıyor.


ÜÇ TEMEL KAYGI GEREKÇESİ;

Bunlar, ABD`deki bankaların sorunlu kredilerinin miktarının büyümesi, yatırım bankacılığı faaliyetlerine soyunan ticari bankaların sermaye piyasalarındaki çalkantılardan kaynaklanan sorunları ve bankaların telekomünikasyon şirketlerine sağladıkları büyük miktarlı krediler. Bunlardan son maddedeki durum, bütün yumurtaları aynı sepete koymak şeklinde tanımlanıyor. Yoğun rekabetin yaşandığı bu alanda, sepetin dibinin çıkması durumunda yaşanacak olan facia, telekomcuların olduğu kadar bankaların da felaketi olacak. Bu kaygı ABD`den çok Avrupa açısından hakim kaygı durumunda olsa da, ABD`de de azımsanmayacak düzeyde.


Bu konuda en iyi örneklerden biri, Britanya`nın Barclay`s Bank`ı. Barclay`s`in başında telekomünikasyon şirketlerine verilmiş 20 milyar dolarlık kredinin yükü bulunuyordu. Bankacılık düzenlemelerine bağlı olarak bu miktar düşse de, bu kredilerin büyük bölümünün, Vodafone, British Telecom ve Orange olarak sıralanan üç telekomünikasyon şirketine verilmiş olması durumu sürüyor. Barclay`s ve telekom alanına büyük krediler açmış olan diğer bankaların, yatırımcıların telekom şirketi hisselerine verdiği değerden kaynaklanan güvence değerlendirmelerinin, yatırımcıların bu sektörden çıkması durumunda ciddi bir biçimde sarsılacağına dikkat çekiliyor. Dikkat çekilen bir diğer nokta ise, son dönemde bu yönelimin başlamış olması. Derecelendirme kuruluşlarının, telkomlara uzun süre gösterdikleri rağbette geriye gidiş de bu süreci hızlandırıcı bir etken olarak görülüyor. Bu durumun olumlu yanı ise kredi verilen kuruluşların önemli bölümünün bu alandaki eski devlet tekelleri ve şu anda tatmin edici bir nakit akışına sahip olmaları.


ABD`Lİ BANKALAR İÇİN ÇELİŞKİLİ KAYGILAR;

Avrupa`daki benzerlerine oranla daha sağlıklı kapitalizasyona sahip, daha büyük, faaliyet alanları daha çeşitli, daha yüksek karlılıklı ve risk yönetimi konusunda tarihlerinin en iyi durumunda bulunan ABD bankaları ile ilgili kaygılar, ilk bakışta oldukça garip görünüyor. Son dört yıl boyunca bu bankaların ortalama menkul kıymet dönüşünün ortalama yüzde 16.5 olması şeklindeki çarpıcı sonuç, bu tabloyu daha da garipleştiriyor.


Gibbons`ın kaygılarının kökeninde de, bankaların elde ettiği bu efsanevi karlılığı bulunuyor. Bankalar, bu yüksek karlılık oranlarını tutturabilmek için giderek artan ölçülerde risk aldılar. Bu gelişmeler şimdiye kadar bankaların lehine olan bazı etkenlerle dengelendi. Bunların başında, bankaların bir alandaki riskleri yüzünden ölmelerini engelleyen deregülasyon yer aldı. Ancak bunun diğer yüzü, bankaların üzerine çöken bir lanet oldu. Son dönemlerde yaşanan bankacılık krizlerinin hemen tamamının arkasında, bankaların kasalarını sonuna kadar açarak kredi yağdırmaları yer aldı. Bu bankaların güçleriyle orantılı kredi sağlama iradeleri kadar, pazar paylarını koruma çabalarından kaynaklandı. Bankacılık sektöründeki süreçlerin belki de kaçınılmaz sonuçları olarak ortaya çıkan bu yeni dengeler, Atlantik`in her iki yakasındaki büyük bankaların falında, birleşme çılgınlığı kadar ciddi krizlerin de yer aldığına işaret ediyor. (FİNANSAL FORUM)


Diğer Genel Haberleri