Bu programla Türkiye sınıf atlar
Bigpara Haber
Türkiye`nin çok iddialı ve agresif bir ekonomik program uyguladığını belirten Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, ‘‘Bu program, Türkiye`yi sınıf atlatarak daha üst gelir grubu bir ülke haline getirecek’’ dedi.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, uygulanan ekonomik programın çok iddialı ve agresif olduğunu belirterek, ‘‘Bu program, Türkiye`yi sınıf atlatarak daha üst gelir grubu bir ülke haline getirecek’’ dedi.
Chhibber, Financial Times ve Herald Tribune tarafından düzenlenen ‘‘Türkiye: Yeni dinamiz, yeni fırsatlar’’ konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye`nin geçmişde Avrupa`daki en pahalı enerjiyi kullanan bir ülke olduğuna belirtti. Ancak şu anda doğalgaz sektöründe pek çok girişimde bulunulduğunu belirten Chhibber, doğalgaz girişinin artmasıyla enerji maliyetinin düşeceğini kaydetti. Chhibber, Türkiye`nin enerji alım satımı konusunda bazı anlaşmalar içerisine de girdiğine işaret ederek, ‘‘Yakın gelecekte Türkiye, bu enerjinin maliyetini düşürmek için çok büyük çabalar sarfetmek zorunda kalacak. Enerjinin maliyetinin yüksek olması Türkiye`nin rekabet edebilirliğini negatif etkiliyor. Bu açıdan Türkiye`nin Avrupa enerji pazarına entegrasyonu da o kadar gelişemiyor’’ diye konuştu.
KAMU İSRAFI
Verginin tabana yayılmaması konusunun Türkiye`nin savaşması gereken bir başka nokta olduğunu vurgulayan Chhibber şunları söyledi:
‘‘Türkiye`nin hem dolaylı, hem dolaysız vergiler tartışıldığı zaman direkt vergileri vergi tabanına yayması gerekmekte ve kamu harcamalarında israfı önlemesi gerekmektedir. İrrasyonel kamu harcamaları önlenmelidir. Türkiye israf ortamında daha yüksek vergi oranlarıyla gelir sağlamak yoluna gidiyor. Bu değişmesi gereken bir durum. Vergi oranlarını indirmek, ama vergiyi tabana yaymak gerekiyor. İsrafın da önlendiği ölçüde bunların ikisi paralel yürümesi gereken süreçler.’’
Doğrudan yabancı yatırımları Türkiye`ye çekmek için yeni yollar bulunması gerektiğini de söyleyen Chhibber, ‘‘Her yıl 6 ile 10 milyar dolar yeni yabancı yatırım Türkiye`ye nasıl çekilebilir? Türkiye yabancı sermaye kanununda her yıl 6 ile 10 milyar doları doğrudan yatırımı buraya çekebilmek için revize etme yoluna gidiyor. IMF ile bu konuda 18 Temmuz`da bir tartışma olacak’’ dedi.
10 YILDA DÜZLÜK
Chhibber, Türkiye`nin AB ile olan bağlantısını bugüne kadar çok iyi kullanmadığını da savunarak, önümüzdeki 2 yıl içerisinde belirttiği noktaların hayata geçirilmesi durumunda 57`inci hükümetin istihdam ve verimliliği arttırabileceğini, Türk ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde daha bir düze çıkmasının yolunu açabileceğini kaydetti. Chibber konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘‘Türkiye 21`inci yüzyıla girerken çok temel ekonomik ve sosyal reformlara yöneldi. Bu çok iddialı, çok agresif bir program. Bu program Türkiye`yi sınıf atlatarak daha üst gelir grubu bir ülke haline getirecek. Program, Türkiye`nin önümüzdeki yıllarda ekonomik olarak dış etkenlere açık bir ülke olmasını da engelleyecek. Diğer ülkelerin krizlerini de incelemiş insanlar olarak Türkiye`nin ekonomik programına baktığımız zaman şunu söyleyebiliriz. Türkiye`nin ekonomi programı hem Türkiye`nin kendisi için önemli bir program ve buna sıkı sıkıya sarılmak gerekiyor, hem de Türkiye`nin bölgesi ve dünya ölçeğinde önemlidir.’’
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, uygulanan ekonomik programın çok iddialı ve agresif olduğunu belirterek, ‘‘Bu program, Türkiye`yi sınıf atlatarak daha üst gelir grubu bir ülke haline getirecek’’ dedi.
Chhibber, Financial Times ve Herald Tribune tarafından düzenlenen ‘‘Türkiye: Yeni dinamiz, yeni fırsatlar’’ konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye`nin geçmişde Avrupa`daki en pahalı enerjiyi kullanan bir ülke olduğuna belirtti. Ancak şu anda doğalgaz sektöründe pek çok girişimde bulunulduğunu belirten Chhibber, doğalgaz girişinin artmasıyla enerji maliyetinin düşeceğini kaydetti. Chhibber, Türkiye`nin enerji alım satımı konusunda bazı anlaşmalar içerisine de girdiğine işaret ederek, ‘‘Yakın gelecekte Türkiye, bu enerjinin maliyetini düşürmek için çok büyük çabalar sarfetmek zorunda kalacak. Enerjinin maliyetinin yüksek olması Türkiye`nin rekabet edebilirliğini negatif etkiliyor. Bu açıdan Türkiye`nin Avrupa enerji pazarına entegrasyonu da o kadar gelişemiyor’’ diye konuştu.
KAMU İSRAFI
Verginin tabana yayılmaması konusunun Türkiye`nin savaşması gereken bir başka nokta olduğunu vurgulayan Chhibber şunları söyledi:
‘‘Türkiye`nin hem dolaylı, hem dolaysız vergiler tartışıldığı zaman direkt vergileri vergi tabanına yayması gerekmekte ve kamu harcamalarında israfı önlemesi gerekmektedir. İrrasyonel kamu harcamaları önlenmelidir. Türkiye israf ortamında daha yüksek vergi oranlarıyla gelir sağlamak yoluna gidiyor. Bu değişmesi gereken bir durum. Vergi oranlarını indirmek, ama vergiyi tabana yaymak gerekiyor. İsrafın da önlendiği ölçüde bunların ikisi paralel yürümesi gereken süreçler.’’
Doğrudan yabancı yatırımları Türkiye`ye çekmek için yeni yollar bulunması gerektiğini de söyleyen Chhibber, ‘‘Her yıl 6 ile 10 milyar dolar yeni yabancı yatırım Türkiye`ye nasıl çekilebilir? Türkiye yabancı sermaye kanununda her yıl 6 ile 10 milyar doları doğrudan yatırımı buraya çekebilmek için revize etme yoluna gidiyor. IMF ile bu konuda 18 Temmuz`da bir tartışma olacak’’ dedi.
10 YILDA DÜZLÜK
Chhibber, Türkiye`nin AB ile olan bağlantısını bugüne kadar çok iyi kullanmadığını da savunarak, önümüzdeki 2 yıl içerisinde belirttiği noktaların hayata geçirilmesi durumunda 57`inci hükümetin istihdam ve verimliliği arttırabileceğini, Türk ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde daha bir düze çıkmasının yolunu açabileceğini kaydetti. Chibber konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘‘Türkiye 21`inci yüzyıla girerken çok temel ekonomik ve sosyal reformlara yöneldi. Bu çok iddialı, çok agresif bir program. Bu program Türkiye`yi sınıf atlatarak daha üst gelir grubu bir ülke haline getirecek. Program, Türkiye`nin önümüzdeki yıllarda ekonomik olarak dış etkenlere açık bir ülke olmasını da engelleyecek. Diğer ülkelerin krizlerini de incelemiş insanlar olarak Türkiye`nin ekonomik programına baktığımız zaman şunu söyleyebiliriz. Türkiye`nin ekonomi programı hem Türkiye`nin kendisi için önemli bir program ve buna sıkı sıkıya sarılmak gerekiyor, hem de Türkiye`nin bölgesi ve dünya ölçeğinde önemlidir.’’