Bu Maliyetlerle Yabancı Gelmez
Bigpara Haber
Türk Pirelli Genel Müdürü Alberto Moggi, Türkiye`de işçilik maliyetinin dünya ortalamasının üzerine çıktığına dikkat çekti.
Ucuz işgücü avantajı ile bir dönem yabancıların ilgi odağı olan Türkiye artık bu özelliğini de kaybetti. Bazı sektörlerde işçilik maliyetlerinde Avrupa ülkelerinin bile üzerine çıkan Türkiye, dünya yatırımcı liginde gittikçe alt sıralara düşüyor. Türk Pirelli Lastikleri de geçen yıl Türkiye`ye yapmayı planladığı 200 milyon dolarlık yatırımın bir kısmını Mısır`a kaydırarak büyük yankı uyandırmıştı. Aradan geçen 1 yıl içinde yabancı yatırımcı açısından bir değişiklik olup olmadığını Türk Pirelli Lastik Genel Müdürü Alberto Moggi`ye sorduk. Moggi, Türkiye`nin tek şansı olan işçilik maliyetlerinin Pirelli`nin dünya ortalamasının oldukça üzerinde olduğuna işaret ederek, Bu durumda Türkiye`ye yatırım yapılması mantıklı karar olmaz dedi.
MALİYETLER YÜKSEK;
* Yatırımı erteleyeli bir yıl oldu, şimdi ne düşünüyorsunuz?
1999 başında kapasitemizi iki katına çıkarmayı planlıyorduk. Daha sonra üretimimizi 15 bin oto lastiği ve 2 bin kamyon lastiğiyle sınırladık. Maliyetler yüksek çıkınca yatırım da çekiciliğini kaybetti. 1990-1997 yılları arasında Türkiye`de bir lastik işçisinin yıllık maliyeti 30-35 bin mark iken bugün bu rakam 57 bin marka çıktı. Yaklaşık yüzde 80 artış var. Bu rakam Pirelli`nin dünya fabrikalarının ortalamasından daha yüksek. Türkiye pazarı bölgesel bir pazar. Böyle olunca rekabet kabiliyetimizi kaybediyoruz.
* Pazarın potansiyeli sizi tatmin edecek düzeyde değil mi?
Türkiye pazarı, uygulamaya konan ekonomik programla gittikçe düzeliyor. Otomotiv sektöründe yeni modellerin üretimi arttıkça bizim pazarımız da artıyor. İhracat da artıyor. Örneğin Tofaş`ın üreteceği Doblo`nun lastiğini biz vereceğiz. Otomotiv yenileme pazarının yarısını ucuz ihraç lastikler oluşturuyor.
PROGRAM ÇOK ÖNEMLİ;
* Peki ne zaman uygun yatırım ortamı oluşur?
Pirelli dünyadaki yatırımlarını MIRS teknolojisine kaydırdı. Bu sistemde Pirelli`nin Avrupa lideri olduğu yüksek performans lastikleri üretiliyor.Türkiye, maliyet avantajını kaybetti. Dolayısıyla bunun yerine başka unsurları koymak durumunda. Bürokratik unsurlar, fikri ve sınai mülkiyet hakları gibi konularda daha aktif bir çalışma sergilenmeli diye düşünüyorum. Ayrıca uygulanan ekonomik programın başarıya ulaşması da çok önemli. Burada 65 milyon insan yaşıyor. Üstelik bu insanların büyük bölümü harcama yapacak genç kesimden oluşuyor. Pazarlama açısından aktif bir ülke. Ancak son üç yılda ciddi bir durgunluk var. Vergi yasası, özelleştirme ve IMF`le yapılan çalışmalar olumlu gelişmeler. Ama hala ana parayı çekme açısından Latin Amerika ile rekabet halinde.
KARARLI TUTUM SÜRMELİ;
* Uygulanan programın başarı şansı nedir?
Bu yılki enflasyon hedefleri biraz daha yukarıda gerçekleşecek gibi görünüyor. Önümüzdeki yıl için devletin koyduğu yüzde 10-12`lik rakamın biraz üzerinde bir enflasyon görüyorum. Biz de bütçemizi buna göre hesaplayacağız. Şimdilik iyi gidiyor. Ama TL`nin euro karşısında aşırı değerlenmesi gibi bazı sorunları da çözmek lazım. Kararlı tutum devam ederse başarı sağlanır. (SABAH)
Ucuz işgücü avantajı ile bir dönem yabancıların ilgi odağı olan Türkiye artık bu özelliğini de kaybetti. Bazı sektörlerde işçilik maliyetlerinde Avrupa ülkelerinin bile üzerine çıkan Türkiye, dünya yatırımcı liginde gittikçe alt sıralara düşüyor. Türk Pirelli Lastikleri de geçen yıl Türkiye`ye yapmayı planladığı 200 milyon dolarlık yatırımın bir kısmını Mısır`a kaydırarak büyük yankı uyandırmıştı. Aradan geçen 1 yıl içinde yabancı yatırımcı açısından bir değişiklik olup olmadığını Türk Pirelli Lastik Genel Müdürü Alberto Moggi`ye sorduk. Moggi, Türkiye`nin tek şansı olan işçilik maliyetlerinin Pirelli`nin dünya ortalamasının oldukça üzerinde olduğuna işaret ederek, Bu durumda Türkiye`ye yatırım yapılması mantıklı karar olmaz dedi.
MALİYETLER YÜKSEK;
* Yatırımı erteleyeli bir yıl oldu, şimdi ne düşünüyorsunuz?
1999 başında kapasitemizi iki katına çıkarmayı planlıyorduk. Daha sonra üretimimizi 15 bin oto lastiği ve 2 bin kamyon lastiğiyle sınırladık. Maliyetler yüksek çıkınca yatırım da çekiciliğini kaybetti. 1990-1997 yılları arasında Türkiye`de bir lastik işçisinin yıllık maliyeti 30-35 bin mark iken bugün bu rakam 57 bin marka çıktı. Yaklaşık yüzde 80 artış var. Bu rakam Pirelli`nin dünya fabrikalarının ortalamasından daha yüksek. Türkiye pazarı bölgesel bir pazar. Böyle olunca rekabet kabiliyetimizi kaybediyoruz.
* Pazarın potansiyeli sizi tatmin edecek düzeyde değil mi?
Türkiye pazarı, uygulamaya konan ekonomik programla gittikçe düzeliyor. Otomotiv sektöründe yeni modellerin üretimi arttıkça bizim pazarımız da artıyor. İhracat da artıyor. Örneğin Tofaş`ın üreteceği Doblo`nun lastiğini biz vereceğiz. Otomotiv yenileme pazarının yarısını ucuz ihraç lastikler oluşturuyor.
PROGRAM ÇOK ÖNEMLİ;
* Peki ne zaman uygun yatırım ortamı oluşur?
Pirelli dünyadaki yatırımlarını MIRS teknolojisine kaydırdı. Bu sistemde Pirelli`nin Avrupa lideri olduğu yüksek performans lastikleri üretiliyor.Türkiye, maliyet avantajını kaybetti. Dolayısıyla bunun yerine başka unsurları koymak durumunda. Bürokratik unsurlar, fikri ve sınai mülkiyet hakları gibi konularda daha aktif bir çalışma sergilenmeli diye düşünüyorum. Ayrıca uygulanan ekonomik programın başarıya ulaşması da çok önemli. Burada 65 milyon insan yaşıyor. Üstelik bu insanların büyük bölümü harcama yapacak genç kesimden oluşuyor. Pazarlama açısından aktif bir ülke. Ancak son üç yılda ciddi bir durgunluk var. Vergi yasası, özelleştirme ve IMF`le yapılan çalışmalar olumlu gelişmeler. Ama hala ana parayı çekme açısından Latin Amerika ile rekabet halinde.
KARARLI TUTUM SÜRMELİ;
* Uygulanan programın başarı şansı nedir?
Bu yılki enflasyon hedefleri biraz daha yukarıda gerçekleşecek gibi görünüyor. Önümüzdeki yıl için devletin koyduğu yüzde 10-12`lik rakamın biraz üzerinde bir enflasyon görüyorum. Biz de bütçemizi buna göre hesaplayacağız. Şimdilik iyi gidiyor. Ama TL`nin euro karşısında aşırı değerlenmesi gibi bazı sorunları da çözmek lazım. Kararlı tutum devam ederse başarı sağlanır. (SABAH)