Bakan Albayrak duyurmuştu! İSO Başkanı: Reel sektörü rahatlatacak bir adım

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, CNN TÜRK'te yayınlanan Hakan Çelik ile Hafta Sonu programında ekonomiye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Albayrak'ın açıklamalarını iş dünyası ve ekonomistler değerlendirdi.

Bigpara Haber

REEL SEKTÖRÜ RAHATLATACAK BİR ADIM

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “İmalat sanayimizin, yüksek katma değerli bir üretim modeline geçmesi ve rekabet gücünün geliştirilmesi, sadece ülkemiz ekonomisi için değil, toplumsal refah ve barışımız için de büyük bir öneme sahip. İstanbul Sanayi Odası (İSO) olarak muhtelif zamanlarda reel sektörümüzde yaşanmakta olan sorunlara ve çözümlere dair görüşler ortaya koyuyoruz. Bu çerçevede, açıklamakta olduğumuz İSO Türkiye İmalat PMI Endeksi de uzun bir süredir, imalat sanayimizin her açıdan desteğe ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklayacağını söylediği imalat ve ihracat sektörünü destekleyecek olan paketi Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sürdürülebilir nitelikli ekonomik büyüme hedefine katkı yapacak bir adım olarak görmenin yanı sıra, reel sektörümüzü rahatlatacak bir adım olarak görüyoruz” diye konuştu.

TÜRKİYE ENFLASYONU AVANTAJA DÖNÜŞTÜREBİLİR

Haberin Devamı

Gedik Portföy - Fon Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak geride kalan altı yılın her anlamda çok büyük zorluklara sahne olduğunu bunun da ekonomi üzerinde ister istemez etkili olduğunu ifade etti. 2015 yılında yaşanan siyasi tıkanıklık, zincirleme terör saldırıları, Rusya ve AB ile yaşanan sorunlar ve ABD ile halen devam eden problemler bu altı yılın akla ilk gelen manşetleri. Ancak en güçlü etki yaratan talihsizlik 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadığımız hain darbe girişimi oldu. Peş peşe gelen bunca güçlük ekonomiyi bir insan bedenine benzetirsek vücut direncini düşürdü ve 2018 yılında döviz kurlarında sert yükselişlere şahit olduk. Artan kurlar enflasyonu ve faiz oranlarını da yukarı çekince ekonomik aktivite zayıfladı işsizlik yukarı gitti. Sayın Albayrak 2019 yılının bir dengelenme bir geçiş parkuru olduğunu en kötünün bu parkur ile geride kalacağını ifade etti” şeklinde belirtti.

Karayazıcı değerlendirmelerine şöyle devam etti:

Haberin Devamı

“2019 yılını 2018 ikinci yarısı ile kıyasladığımızda gerek enflasyon gerek döviz kurları gerek faiz oranlarında göreli bir iyileşme var.

Türkiye’nin ihtiyacı sürdürülebilir yani kesintiye uğramadan devam eden bir büyüme dönemine girmek ve bu yaşanırken de cari açığın yeniden sorun olarak karşımıza çıkmasını engellemek.

Haberin Devamı

Sayın Albayrak 2020 yılından itibaren Türkiye ekonomisinin yeniden büyümeye geçeceğini ve bunun bir süre sonra işsizlik oranını da aşağıya çekeceğini ifade etti.

2019 yılında cari açık sorunu yaşamıyoruz. Ancak 2020 yılından itibaren büyümeye geçişle birlikte de yaşanmaması için başta turizm olmak üzere döviz gelirlerini arttırıcı ithalatı görece azaltıcı sonuçlar sağlayacak tedbirler alınıyor.

Sayın Albayrak bu konuda çalışmaların süreceğini ve haziran ayında yeni bir paket açıklanacağını ifade etti. Risk yok mu kuşkusuz var ki Sayın Albayrak  “Genel dengelenmede 2019 önemli, dünya ekonomisinde travmatik bir şey yaşanmazsa enflasyon ve istihdam başta olmak üzere  Türkiye  olumlu bir dönem yaşayacak. 2020-2021 daha iyi olacak. 2018 etkilerini minimize ettiğimizde çok daha iyi sürece gireceğiz“ ifadesi ile en önemli kaygısının dünya ekonomisinde bir sorun yaşanması olduğuna dikkat çekti.

Doğrusu ben 2020 yılında dünya ekonomisinde bir durgunluk veya resesyon yaşanması riskini yüksek buluyor bunun Türkiye’nin işini zorlaştırabileceğini düşünüyorum. Bu zorluk bir engelden ziyade büyümeye geçiş takvimini öteleyici yönde olabilir. Avantajımız yok mu bana sorarsanız en büyük dezavantajımız olan enflasyonu 2020 yılında hele de dünya bir durgunluk yaşayacak olursa pekala avantaja çevirebiliriz.

Türkiye’de enflasyon 2004 – 2016 döneminde ortalama yüzde 7 düzeyinde seyretti. 2018 içinde yüzde 25’e kadar yükselen enflasyonu 2019 Nisan itibarı ile yüzde 19,5’e düşürdük. Türkiye 2020-2021 döneminde dünya durgunluk yaşarken enflasyon oranını pekala en azından yüzde 10-12 bandına çekebilir ki bu beklenti yabancı yatırımcılar için süreç boyunca çok teşvik edici olacaktır. Bir tahvil yatırımcısı için en büyük cazibe o ülkede enflasyon oranının düşecek olmasıdır. Düşecek enflasyon eş zamanlı olarak faizleri de aşağı çeker. Güncel faizler ile alınan tahviller ilerleyen süreçte ikincil piyasada değer kazanır. Bu beklenti ile tahvil piyasasına güçlü ve düzenli giriş sağlanabilirse tahvil için ülkeye giren dış kaynak döviz kurlarının da yukarı gitmesine engel olur.

Bu nedenle 2019 ikinci yarısından itibaren Türkiye daha öngörülebilir bir çizgiye yönelir ve ekonomik hedeflerine ilişkin olarak finansal piyasaların desteğini arkasına alabilirse küresel durgunluk Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkıp pekala fırsata dahi dönüşebilir.”

CİDDİ SİNYAL VERİLDİ

GCM Yatırım Menkul Değerler Ekonomisti Enver Erkan, hükümetin reel sektör üzerinden ekonomik büyümeyi destekleyici önlemlerinin, düzenlemelerinin, planlamalarının devam ettiğini dile getirerek “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da bunun ilk ciddi sinyalini vermiş oldu. Özellikle seçim sonrası döneme ilişkin yapısal dönüşüm programı sunumunda açıklanmış olan adımların atılması, bu çerçevede kısa vadede ekonomik büyümeyi destekleme, uzun vadede ekonomide yapısal dönüşümü sağlama için proaktif duruş devam ediyor” diye konuştu.

Diğer Ekonomi Haberleri