Ayrışma olmadı yükselen piyasalar tedbir alsın

Bigpara Haber
Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-Kahn, finansal krizin reel ekonomiye yayılmasıyla birlikte dünya ekonomisinin zor bir döneme girdiğini belirterek, Bu, küresel bir çözüm gerektiren küresel bir sorun haline gelmiştir.
Yükselen piyasaların, makroekonomik ve düzenleyici politika olarak buna karşılığın verilmesinde sanayileşmiş ülkelerle birlikte olmaya gereksinimi vardır. Böyle bir ortaklaşa yaklaşım küresel ekonominin istikrarını sağlama açısından daha iyi bir umut ortaya koymaktadır dedi.
Krizin etkilerinin Avrupa`da artan bir şekilde hissedileceğine inandığını, yükselen ekonomilerin de bu krizden bağışık olduklarını sanmadığını belirten Strauss-Kahn, yükselen ekonomilerin krizden geçmişte olduğundan daha az etkileneceği iddiasını yansıtan `decoupling` tartışmalarına da değindi.
Dominique Strauss-Kahn, Yükselenlerin krizden daha az etkileneceklerine inanmıyorum, çünkü sanayileşmiş ülkeler ve yükselenler aynı arabaya koşulu iki at benzetmesini yaptı.
Strauss-Kahn, Hindistan Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Merkezi tarafından Yeni Delhi`de düzenlenen `Finansal Piyasalardaki Krizden Dersler: IMF ve Dünya İçin Öncelikler` başlıklı toplantıda konuştu.


`Etkiler ciddi olacak`

Finansal piyasalardaki krizin makroekonomik etkilerinin ciddi olacağını ve hiçbir bölgenin kendisini bundan tümüyle yaralanmadan kurtaramayacağını belirten Strauss-Kahn, krizin ABD`deki konut sektöründen kaynaklandığını, giderek küresel sorun haline geldiğini belirtti. IMF Başkanı, Etkilerin Avrupa`da artan bir şekilde hissedileceğine inanıyorum. Ve yükselen ekonomilerin bu krizden bağışık olduklarını sanmıyorum dedi. Strauss-Kahn, IMF`nin de krizden çıkaracağı dersler bulunduğunu belirtti.

`Kriz, kusursuz fırtına`

Bundan çıkardığım ders şu: Krizlerin nedenleri ve çözümlerine hem ulusal ve küresel düzeydeki gelişmelerin karşılıklı etkileşimi hem de ekonomik ve finansal piyasalardaki gelişmelerin karşılıklı etkileşimi içinde bakmalıyız şeklinde konuşan Strauss-Kahn, Davos`ta kriz için yaptığı `kusursuz fırtına` benzetmesini sürdürerek şöyle devam etti:
Şimdiki kriz kusursuz bir fırtınanın sonucudur. Yani finansal kurumların riskleri tam olarak değerlendirememelerine neden olan düşük faiz oranları, yüksek likidite ve düşük volatilite, birçok finansal kurumda kredi ve risk yönetimi uygulamalarında aksaklık ve finansal düzenleme ve denetlemede yetersizliklerle birlikte süregelen bir makroekonomik çevre.

Strauss-Kahn`ın önerileri

Büyük yükselen ekonomilerin şu anda bir düşüş konumunda olmadıkları açıktır. Ancak hazırlıklı olmaları gerektiğini düşünüyorum diyen Strauss-Kahn, tüm bu tartışmaların kendisini politika önerilerinde bulunmaya yönelttiğini kaydetti. IMF Başkanı Strauss-Kahn şöyle dedi:


1- Mali teşvikler yapılmalı

Yükselen ekonomilerin bir düşüşe nasıl yanıt verecekleri konusunu göz önünde tutmaları gerekiyor. Bazı ülkelerde ortaya çıkacak parasal gevşemenin kapsamı ne olacak? Diğerlerinde mali teşviklerin boyutu nasıl olacak?
Şunu unutmamak gerekir, mali teşvikler zamanında yapılmalı, geçici olmalı ve harcama yapacak kesimi hedeflemeli, burada düşük-gelirli kesimler kastediliyor. Kimi yükselen ekonomiler şimdiden mali paket tasarımı üzerinde düşünmeye başlayabilirler. Parasal gevşeme ve mali teşviklerin her ikisinin uygunluğu ülkeden ülkeye değişecektir.

2- Düzenleyici kapasite artırılmalı

Finansal piyasa politikaları açısından, yükselen ekonomiler, sanayileşmiş ekonomilerin risk yönetimi ve düzenlemeyle ilgili aksaklıklarından dersler alabilirler. Tüm yükselen piyasalar, saydam olmayan finansal araçlar ve borç vermede aşırılıklarla birleşen risklere karşı korunmak için düzenleyici kapasitelerini oluşturmak zorundadırlar.
Merkez bankaları ve düzenleme kurumları değişimlere karşı hızlı tepki verebilme kapasitesine sahip bulunduklarından emin olmaları gerekir. Kimi kurumlar likidite yönetimi ve teminatlar konusundaki çerçevelerini değiştirme gereksinimi duyabilir. Ayrıca bankaların, küresel piyasalardaki finansal koşulların önemli ölçüde sıkılaşması durumunda piyasa duyarlılığında ortaya çıkacak ani değişikliklere karşı hazırlıklı olması gerekiyor.

3- İç talep güçlendirilmeli

Kimi yükselen ekonomiler küresel büyümenin desteklenmesine, büyümenin lokomotifi olarak kendi iç taleplerini güçlendirme politikaları yoluyla daha fazla katkıda bulunabilirler. Buna daha büyük bir döviz kuru esnekliği de dahildir. Bunlar aynı zamanda küresel ekonomik dengesizliklerin düzenli bir şekilde çözümlenmesine yardımcı olacak politikalardır.


Diğer Genel Haberleri