Artık Tehlike Kalmadı
Bigpara Haber
IMF`nin yardımı ile devalüasyon tehlikesi ortadan kalkmışa benziyor. Hükümet bankacılık sistemine çeki düzen vermekten kaçınırsa yeni bir kriz kaçınılmaz olur. İngiliz ekonomi dergisi The Economist, son sayısında Türkiye`nin İtalya ile Hindistan arasındaki bölgenin en büyük ekonomiye ve stratejik bir öneme sahip olduğunun altını çizdi ve IMF`nin yardımının yerinde olduğunu yazdı. Ancak dergiye göre Türkiye bozuk bankacılık sistemini düzeltmek için vakit kaybetmemeli. Yazının özeti şöyle: IMF bir ay önce Türkiye`ye övgüler yağdırıyordu. Aynı ülkeye birkaç hafta sonra ise 7.5 milyar dolarlık acil yardım paketi göndermek zorunda kaldı. Bunu yapmasaydı İtalya ile Hindistan arasındaki bölgenin en büyük ekonomisi ve dünyanın en büyük stratejik öneme sahip ülkelerinden biri hızla bir kaosa sürüklenecekti...
YA PROGRAM YA KAOS;
Oysa Türkiye bankacılık sistemi bir yana beklentilerin aksine IMF programını uygulamakta oldukça başarılıydı. Sabit kur politikası ve büyük çapta özelleştirmelerle önemli mesafe kat edilmişti. Ancak 1994 yılından kalma mevduatı yüzde 100 güvence altına alan yasa, Ankara ile iyi ilişkiler sahibi bazı işadamlarının istismarına yol açtı. Birçok banka battı, fatura halka çıktı. Bozuk bankacılık sistemi şimdi hükümetin tüm ekonomi stratejisi tehdit ediyor. IMF`nin yardımı ile devalüasyon tehlikesi ortadan kalkmışa benziyor. Ama hükümetin bankacılık sistemine çeki düzen vermekten kaçındığı izlenimi yeni bir kriz yaratabilir. Bu kez tüm programı çöpe atacak bir devalüasyondan kaçmak mümkün olmayacaktır. Programın başarısızlığı halinde koalisyonun dağılacağını da tahmin etmek güç değil. Böyle bir başarısızlık Türkiye`yi dış politikada da özellikle Yunanistan ve Ermenistan`a karşı sert tavıra itebilir.Buna karşılık, istikrar programı krizi atlatırsa dev bir fayda ortaya çıkar. Bankalar asıl işleri olana reel ekonomiye kaynak aktarmaya döner, kayıt dışı ekonomi kontrol altına alınır ve vergi geliri artar. Türkiye böyle bir ortamda sınırlarının güvenliği konusunda endişeleri azalır, AB ve komşularıyla ilişkileri gelişir. Bu arada Deutsche Bank`ın, gelişmekte olan piyasalara yönelik son raporunda özellikle petrol fiyatlarındaki artış sebebiyle 2000`in son çeyreğinde ABD ekonomisinin, dolayısıyla da küresel ekonomideki büyümenin hız kesmesi sonucu gelişmekte olan piyasalardan büyük oranda sermaye kaçışı yaşandığı belirtildi. Raporda, 2001`in ikinci yarısında petrol fiyatlarının tekrar eski seviyesine inmesiyle birlikte büyüme hızının yeniden eski temposunu yakalamasının beklendiği ifade edildi. (YENİ BİNYIL)
YA PROGRAM YA KAOS;
Oysa Türkiye bankacılık sistemi bir yana beklentilerin aksine IMF programını uygulamakta oldukça başarılıydı. Sabit kur politikası ve büyük çapta özelleştirmelerle önemli mesafe kat edilmişti. Ancak 1994 yılından kalma mevduatı yüzde 100 güvence altına alan yasa, Ankara ile iyi ilişkiler sahibi bazı işadamlarının istismarına yol açtı. Birçok banka battı, fatura halka çıktı. Bozuk bankacılık sistemi şimdi hükümetin tüm ekonomi stratejisi tehdit ediyor. IMF`nin yardımı ile devalüasyon tehlikesi ortadan kalkmışa benziyor. Ama hükümetin bankacılık sistemine çeki düzen vermekten kaçındığı izlenimi yeni bir kriz yaratabilir. Bu kez tüm programı çöpe atacak bir devalüasyondan kaçmak mümkün olmayacaktır. Programın başarısızlığı halinde koalisyonun dağılacağını da tahmin etmek güç değil. Böyle bir başarısızlık Türkiye`yi dış politikada da özellikle Yunanistan ve Ermenistan`a karşı sert tavıra itebilir.Buna karşılık, istikrar programı krizi atlatırsa dev bir fayda ortaya çıkar. Bankalar asıl işleri olana reel ekonomiye kaynak aktarmaya döner, kayıt dışı ekonomi kontrol altına alınır ve vergi geliri artar. Türkiye böyle bir ortamda sınırlarının güvenliği konusunda endişeleri azalır, AB ve komşularıyla ilişkileri gelişir. Bu arada Deutsche Bank`ın, gelişmekte olan piyasalara yönelik son raporunda özellikle petrol fiyatlarındaki artış sebebiyle 2000`in son çeyreğinde ABD ekonomisinin, dolayısıyla da küresel ekonomideki büyümenin hız kesmesi sonucu gelişmekte olan piyasalardan büyük oranda sermaye kaçışı yaşandığı belirtildi. Raporda, 2001`in ikinci yarısında petrol fiyatlarının tekrar eski seviyesine inmesiyle birlikte büyüme hızının yeniden eski temposunu yakalamasının beklendiği ifade edildi. (YENİ BİNYIL)