Ankara`nın İbresi Bush`tan Yana
Bigpara Haber
Türkiye`nin ABD`ye ve Türk - Amerikan ilişkilerine ilgili diplomasi, asker - sivil bürokrasi ve siyaset çevrelerinin, Beyaz Saray`da görmeyi yeğledikleri kişi George W. Bush.
Bu tercih, geleneksel olarak savunma ve askeri işbirliği konularına öncelik veren, insan hakları sorununu ise fazla öne çıkarmayan Cumhuriyetçi Parti çizgisinin, Ankara`dan bakınca, Türkiye`nin ABD karşısındaki konumu bakımından daha avantajlı görünmesinden kaynaklı. Ancak Demokratik Parti`li adaylara karşı öteden beri daha mesafeli bir tavır izlemiş olan Ankara`da, Clintonlı yıllar önemli etki yaptı. Başkan Bill Clinton Türkiye ve bölgesine karşı izlediği politikalar, kullandığı üslup ve gösterdiği reflekslerle Ankara`nın gönlünü kazanırken,
Demokrat fobisinin bir ölçüde aşılmasına, olası bir Al Gore yönetiminden daha az çekinilmesine de zemin hazırladı.
CLİNTON FARKI;
Son sekiz yılda, Türk - Amerikan ilişkilerinde gelmiş geçmiş en parlak dönem yaşandı: Washington`ın Türkiye`nin önemini iyi kavraması, iki ülkeden üst düzey yetkililerin sıkı bir diyalog kurmaları ve Başkan Clinton`ın depremzede Erdal Bebek`i kucaklarkenki tavrında simgelenen samimi tarzının Türk kamuoyunda yarattığı sempati, ikili ilişkilerin altın dönemine katkı yaptı. Bu dönemde, Bosna ve Kosova harekatları, Hazar enerji politikası gibi bölgesel meselelerde Ankara ile ABD Demokratları`nın çizgisi birbirine çok yaklaşırken, Öcalan`ın yakalanmasından AB aday üyeliğine, IMF stand - by`ına uzanan bütün önemli adımlarında Türkiye`nin yanında ABD`deki Demokrat yönetim yeraldı. Şimdi Baba Bush`tan yadigar, eski savunma bakanı Dick Cheney`nin başkan yardımcısı, emekli general Colin Powell`ın dışişleri bakanı olacağı olası bir Bush yönetiminin Ankara`nın gönlüne biraz daha yakın olmasında ise, Gore`un Clinton`a kıyasla, insan hakları meselelerinde daha titiz diye tanınmasının etkisi var.
TANIDIK İSİMLER;
Buna karşın Ankara, olası bir Gore yönetiminde, son sekiz yıldan çok yakın tanıdığı Richard Holbrooke gibi, Larry Summers gibi isimlerle çalışmanın avantajını da görüyor. Türk diplomatları, Bush da gelse, Gore da gelse, ikili işbirliğinin Clinton döneminde sağlamlaşan temellerinin sarsılmayacağından emin görünüyorlar. (MİLLİYET)
Bu tercih, geleneksel olarak savunma ve askeri işbirliği konularına öncelik veren, insan hakları sorununu ise fazla öne çıkarmayan Cumhuriyetçi Parti çizgisinin, Ankara`dan bakınca, Türkiye`nin ABD karşısındaki konumu bakımından daha avantajlı görünmesinden kaynaklı. Ancak Demokratik Parti`li adaylara karşı öteden beri daha mesafeli bir tavır izlemiş olan Ankara`da, Clintonlı yıllar önemli etki yaptı. Başkan Bill Clinton Türkiye ve bölgesine karşı izlediği politikalar, kullandığı üslup ve gösterdiği reflekslerle Ankara`nın gönlünü kazanırken,
Demokrat fobisinin bir ölçüde aşılmasına, olası bir Al Gore yönetiminden daha az çekinilmesine de zemin hazırladı.
CLİNTON FARKI;
Son sekiz yılda, Türk - Amerikan ilişkilerinde gelmiş geçmiş en parlak dönem yaşandı: Washington`ın Türkiye`nin önemini iyi kavraması, iki ülkeden üst düzey yetkililerin sıkı bir diyalog kurmaları ve Başkan Clinton`ın depremzede Erdal Bebek`i kucaklarkenki tavrında simgelenen samimi tarzının Türk kamuoyunda yarattığı sempati, ikili ilişkilerin altın dönemine katkı yaptı. Bu dönemde, Bosna ve Kosova harekatları, Hazar enerji politikası gibi bölgesel meselelerde Ankara ile ABD Demokratları`nın çizgisi birbirine çok yaklaşırken, Öcalan`ın yakalanmasından AB aday üyeliğine, IMF stand - by`ına uzanan bütün önemli adımlarında Türkiye`nin yanında ABD`deki Demokrat yönetim yeraldı. Şimdi Baba Bush`tan yadigar, eski savunma bakanı Dick Cheney`nin başkan yardımcısı, emekli general Colin Powell`ın dışişleri bakanı olacağı olası bir Bush yönetiminin Ankara`nın gönlüne biraz daha yakın olmasında ise, Gore`un Clinton`a kıyasla, insan hakları meselelerinde daha titiz diye tanınmasının etkisi var.
TANIDIK İSİMLER;
Buna karşın Ankara, olası bir Gore yönetiminde, son sekiz yıldan çok yakın tanıdığı Richard Holbrooke gibi, Larry Summers gibi isimlerle çalışmanın avantajını da görüyor. Türk diplomatları, Bush da gelse, Gore da gelse, ikili işbirliğinin Clinton döneminde sağlamlaşan temellerinin sarsılmayacağından emin görünüyorlar. (MİLLİYET)