Anayasa moda dergisi değil bölünmeyi acıyla izliyorum

Bigpara Haber
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son günlerde, başörtüsü gibi arzu etmedikleri bir konunun tartışıldığını, toplumun bölünmesi, ayrışması ve kamplaşmasını büyük bir acıyla izlediğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, Şimdi üzülerek görüyorum, sanki moda dergisiyle Anayasa`mızı eşdeğer konuma getirmeye çalışıyoruz dedi.
Hisarcıklıoğlu, Fethullah Gülen`e yakınlığıyla bilinen STV`de katıldığı bir programda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türban tartışmaları ile ilgili bir soruya cevap veren Hisarcıklıoğlu şöyle dedi:
En çok üzüldüğüm nokta şu; toplumun bölünmesini, ayrışmasını, kamplaşmasını büyük acıyla izliyorum. Rekabetin çok yüksek yaşandığı bir dünyada parçalanmaya, bölünmeye müsait değiliz.
Eğer bereket ve rahmeti bulmak istiyorsak biz bir araya gelmeyi, yaşamayı öğreniyor olmamız lazım. Tersine bizi birbirimizden ayrıştıranları, ayırma noktasına götürenleri de elimizle dışlamalıyız. Aslında bunlar toplumda azınlık. Bir yandan, `2010`da İstanbul dünyanın kültür başkenti ve finans merkezi olacak` diyoruz.
Bir taraftan bakıyoruz ki kayıtdışı yönetimden dolayı ve denetlenmediğinden dolayı, 20 tane vatandaşımızı kaybediyoruz. Bunlar yakışıyor mu?
Sorgulanması gereken asıl konunun, Türkiye`deki kız çocuklarının `OECD ülkeleri içinde eğitimde en alt noktada yer alması` olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
Bence bir an önce hayat standardımızı, eğitim standardımızı yükseltmeliyiz. Bugünkü tartıştığımız konuları ve enerji kaybımızı, 1980`lerin tekrarı olarak görüyorum. Toplum olarak enerjimizi, o zaman nasıl boşa harcamışız diyorum. Bu hatamızı 5 sene sonra anladık. Şimdiki yapmış olduğumuz işin de, eğer doğru noktalara odaklanabilirsek, 5 yıl sonra ne kadar büyük bir enerji kaybı olduğunu göreceğiz.


`En garip anayasa olur`

Toplumun, demokraside, laiklikte, sosyal devlet olma ve hukuk devleti olma noktasında anlaştığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, bunları değiştirmeye kimsenin ne cesareti ne de niyeti olabileceğini söyledi. Bir hukuk devleti olan Türkiye`de 18 yaşında bir kişinin reşit olduğu ve oy verme hakkı bulunduğunu belirten Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:
Şimdi siz ona gelip de bu noktada, `Sen şöyle giyineceksin, böyle giyineceksin` diye tarif edilmemesi gerektiğinde, toplumun büyük bir çoğunluğu anlaşmıştır. Bugün değil de bir 3 ay öncesinde böyle bir problem yok. Şimdi üzülerek görüyorum, sanki moda dergisiyle Anayasa`mızı eşdeğer konuma getirmeye çalışıyoruz.
Bir moda dergisinde insanın giyimi, kuşamı, nasıl bağlanacağı, nasıl örtüneceğiyle ilgili veya giyiminin nasıl olacağı yer alır. Fakat bu konu bir anayasanın içine yerleştirilirse, dünyanın en garip anayasasının ortaya çıkar.

`2007 kayıp yıl oldu, 2008 olmasın`

Ekonomi açısından 2007`nin `kayıp bir yıl` olduğunu belirten ve Türkiye`nin `suni gündemlerle` uğraşmaması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu şöyle dedi:
Her yıl istihdam piyasasına giren kişi sayısı 700 bin. Her 1 puanlık büyüme 100 bin kişiye istihdam demek. Her yıl 700 bin kişiye iş bulmamız lazım. Onun için ısrarla diyoruz enerjimizi boşa harcadık, gelin 2008`de Türkiye gerçek gündemiyle uğraşsın. Türkiye`nin yüzde 7.5`lik büyümeye kilitlenmesi gerekir. Yüzde 7.5 büyürsek, fert başına düşen gelirimiz 2019`da 21 bin dolar. Eğer 4.5 büyümeyi yakalarsak 13 bin dolar. Tercih bizim.

`Kaygı varsa gidermek lazım`

Bu konunun siyasetçiler tarafından çözüleceğini de vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Siyaset çözüm üretme sanatıdır. Eğer bir kaygı varsa o kaygıları da gidermek lazım. Kamplaşarak bir yere gidilmez. Burada önemli maharet siyasete düşüyor, toplumsal uzlaşmayı sağlamak zorundalar. Üç ay önce çok samimi fikirleri olan insanların bugün farklı noktalarda düşünüyor olmasında, demek ki bir şey insanları iki parçaya ayırdı. Bunları birleştirmemiz lazım, işte burada iş siyasete düşüyor diye konuştu.


Diğer Genel Haberleri