AB ile müzakereye başlarsak yollar açılır

Bigpara Haber
Koç Holding Stratejik Planlama Grubu Başkanı Berkman, Türkiye`nin AB ile müzakere sürecini başlatması halinde gelecek yıl tahminlerin üzerinde gelişme göstereceğini vurguladı

Koç Holding Stratejik Planlama Grubu Başkanı Mehmet Ali Berkman geleceğe dönük en büyük iki riski, programdaki taahhütler yerine getirilirken ağırdan alınmasında ve politik belirsizlikte görüyor. Berkman`a göre Türkiye`nin yol tutuşunu etkileyecek en önemli olay ise Avrupa Birliği konusundaki çalışmalar. Türkiye bu konuda ne kadar çabuk davranırsa gelişimi de o derece güçlü olur...

* Piyasanın ilk dört aylık gelişimine göre bütçelerde revizyon yapıldı mı?

2002 bütçesini yaparken en kritik varsayımlar enflasyon, döviz, büyüme ve faiz oranları idi. Ekonomik programın aksaksız uygulanacağını, bankacılık sisteminin düzgün çalışması için yürütülen faaliyetlerin en kısa sürede tamamlanacağını varsaydık. İlk üç ayda, gelişmeler beklentilerimiz doğrultusunda oldu. Dalgalı kur rejiminde günlük ve aylık tahmin yapmak çok zordur. Ancak önemli olan yıl ortalamasının doğruya yakın tahminidir. Böyle bakıldığında yıllık ortalama kur tahminimizi tutturacak gibi gözüküyoruz. Bugüne kadarki gelişmeler bunu gösteriyor.


GELİŞMENİN ANAHTARI AB
* Piyasaların önünde risk var mı?

Yeniden politik belirsizlik oluşması ve ekonomik programdaki taahhütlerin yerine getirilmemesi gördüğümüz en büyük risk. Politik belirsizliği artırıcı etkenlere dikkat etmemiz gerekiyor.

* Sizi en çok korkutan senaryo bu mu?

Bu, insanların gözardı etmemesi gereken bir risk ursuru tabii. Bunun yanında kontrolümüz dışında gelişen, ancak bizi etkileyecek bir diğer faktör de Ortadoğu`daki krizin bölgeye yayılması.

* Türkiye`nin önünü açacak gelişme ne olacak?

Türkiye akıllı davranırsa önümüzdeki dönemde üzerine düşen görevleri yerine getirir ve Avrupa Birliği ile müzakere süreci başlar ki bunun için halledilmesi gereken çok fazla konu kalmamıştır. Bu konuları da halledip bu tarihi fırsatı kaçırmamamız gerekir. Müzakere sürecine geçebilirsek, seneye tahminlerimizin çok üstünde gelişme gösteririz.

* Ekonomi büyümeye ne zaman başlayacak?

Türkiye bugüne kadar sıcak parayı teşvik ederek hızlı büyüme dönemleri yaşadı, ancak bunları hep ani kriz dönemleri takip etti. Seçilen yeni model sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaya yönelik. Bu modelde ani talep patlamaları yaratmamak için, suni teşvikler olmaması gerekir. Bütçe dengelerini ve faiz dışı fazla hedefini olumsuz etkileyecek hareketler olmamalı. Diğer taraftan bankacılık sektöründe de belirsizliğin sona ermesi, bilançoların şeffaf hale gelmesi lazım.

Tahminime göre Haziran ayı sonunda bu sektördeki belirsizlik azalır. Ayrıca, yazla ile birlikte piyasaların hareketleneceğini, dengeli yükselişin de 2003`te gerçekleşeceğini düşünüyorum. Özetle bundan sonra eskisi gibi ani büyümeler olmaz.

* Erken seçim havası görüyor musunuz?

Borçlanma ve bütçe yasalarında yapılan değişikliklerle seçim sürecinde siyasi amaçlar için ekonomik dengeleri bozacak uygulamalara imkân kalmadı. Bu nedenle, ekonomiyi seçim sürecinde olumsuz etkilemek eskisi kadar kolay olmayacak. Ancak yasalarla yapılan düzenleme, işin matematiksel tarafı. Bir de işin psikolojik tarafı var. Seçim sürecinin getirdiği belirsizlik talep ve harcamaları etkiliyor. Yine de bunun eskisi kadar etkili olacağını zannetmiyorum.


REFORM VAR UYGULAMA YOK
* Programın ihmal edilen tarafı var mı?

Program genel olarak uygun gidiyor, ancak çıkarılan yapısal reformların kararlı uygulamalarını henüz görmedik. Meclis, Türkiye`nin ihtiyaçları doğrultusunda yeni yasalar çıkarıyor ancak, uygulamalar ertelenerek zaman kazanılmaya çalışılıyor. Kısa süreli ertelemelerin gerçekte Türkiye`ye kaybettirdiği zaman çok daha fazladır. Diğer yandan ekonomik programın reel ekonomiyi de doğrudan içine alacak şekilde geliştirilmesi ve devletin planlama anlayışının, özel sektörde olduğu gibi, daha kapsamlı olması gerekir. Türkiye`nin geleceği açısından her iki konunun da çok önemli olduğu kanaatindeyim.

Diğer Genel Haberleri