5 Yılda Gelen Yabancı Yatırım 2 Haftada Kaçtı

Bigpara Haber

Para ve sermaye piyasalarında yaşanan son kriz, Türkiye`ye 5 yılda gelen ve sıcak para olarak da adlandırılan yabancı portföy yatırımının kaçmasına neden oldu. Krizin yaşandığı 2 haftalık sürede yurtdışına kaçan yaklaşık 7 milyar dolar, Türkiye`de 1992-1998 yılları arasındaki 5 yıllık sürede gelen 6.5 milyar dolarlık yabancı portföy yatırımından daha yüksek. Sermaye hareketlerinin serbest bırakılması ve Devletin hızla artan borçlanma gereksinimiyle birlikte 1989 yılında gündeme gelen sıcak para, Türkiye`nin `iliğini kuruttu ve ülkeyi sürekli krize açık hale getirdi. Son 10 yılda Hazine kağıtlarından ve hisse senetlerinden dolar bazında yüzde 500`e yakın kazanan sıcak parayı, ülkeye çekmek ve tutmak için Türkiye, sürekli kuru baskı altında, Türk Lirası faizlerini ise yüksek tutmak zorunda kalıyor. Bu süreci değiştirmek istediği her politik adımın başında da krize yakalanıyor. Bu süreci değiştirmek istediği her politik adımın başında da krize yakalanıyor. Türkiye, sıcak paranın her kaçışından sonra geri getirebilmek için çok daha büyük ödünler vermek zorunda kalıyor.

1989 yılında kamu kesiminin çok yüksek olan borçlanma gereksinimi gözardı edilerek dünyanın en liberal kambiyo rejimi benimsenip sermaye hareketlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasının Türkiye ekonomisi üzerindeki ilk etkisi, kamu kesiminin borçlanma ihtiyacının kısa vadeli yabancı sermaye girişine dayanılarak kolayca finanse edilmesi oldu. Bu nedenle 90`lı yıllardaki tüm iktidarlar da, devletin vergi ve benzeri normal gelirlerini artırma gereği duymadan sürekli kamu harcamalarını artırıp borçlanmayla finanse etmeye başladı. Bu finansmanı sağlayabilmek için gereksinim duyulan sıcak paranın ülkeye girebilmesi için de Türk Lirası`nın faizini sürekli çok yüksek oranlarda tutup kuru baskı altına aldılar. Bu getiri, İMKB`de bazı yıllar yüzde 300`e kadar tırmandı. 1989 ve 2000 yılları arasında bir yıl vadeli devlet iç borçlanma kağıtlarında çevrilen fonlar, bu sürede dolar bazında yüzde 496, hisse senetlerinden ise yüzde 498 oranında kazanç elde ettiler.

KASIM KRİZİ

Kasım 2000 kriziyle birlikte yeniden gündeme gelen ve Türkiye`yi 6 Aralık kararlarını almaya zorlayan sıcak para, kısa vadeli sermaye hareketlerinin serbest bırakıldığı 1989 yılından bu yana Türkiye`ye biri kısa vadeli borçlanma diğeri de portföy yatırımları olarak iki ayrı pencereden gelmeye başladı. Ödemeler dengesi bilançosunda portföy yatırımı olarak isimlendirilen ve yabancıların Türkiye`deki hisse senedi, devlet tahvili ve bono alım satımını ifade eden bu kalemden gelen sermaye de özellikle Ağustos 1998 krizinde kendisini hissettirdi.

Günlük koşullardan çok Rusya`daki krizden etkilenen türkiye`den bu dönemde çok önemli bir yabancı sermaye çıkışı gözlendi. 1989-1997 yılları arasında Türkiye`ye hisse senedi ve Hazine iç borçlanma kağıdı almak üzere net olarak 3 milyar 895 milyon dolar girdi. Ancak 1998 yılında yalnızca Ağustos ve Eylül aylarında net olarak 5 milyar 594 milyon dolarlık çıkış yaşandı. 1998 ılının diğer aylarında yaşanan net girişin etkisiyle yılın tümünde çıkan sermaye miktarı 4.5 milyar dolar oldu. Döviz rezervinde ise Ağustos ve Eylül aylarında 5 milyar dolar azalma oldu.

1989-1994 yılları arasında sıcak parayla tam bir saadet yaşayan Türkiye, bu sürecin acı yüzüyle ilk kez 1994 yılında karşılaştı. Kurun baskı altına alınması nedeniyle 1993 yılında bu yıl yaşanana benzer bir şekilde 6.4 milyar dolarla o zamana kadarki dönem için rekor bir düzeyde cari işlemler açığı veren Türkiye, dönemin Başbakanı Tansu Çiller`in iç borçlanma faizlerini düşürme girişimi nedeniyle sıcak parayı ülkeden kaçırdığı için 1994 yılında tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadı. Sonuç 5 nisan 1994 kararları oldu. Bu krizden Türkiye bir yıl önce yüzde 80`lerde olan faiz oranlarını tarihinde ilk kez üç haneli rakamlara yüksleterek ve devletin bankacılık sistemindeki tüm mevduatların riskini üstlenmesiyle çıkabildi.

Kasım 2000`de başlayan ve stand-by anlaşmasındaki taahhütlerin daha da ağırlaştırılmasıyla sonuçlanan son kriz ise, Türkiye ekonomisinin artık sıcak parakolik olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. (HÜRRİYET)

Diğer Ekonomi Haberleri