Yusuf TOPÇU Analist Tüm yazıları

7,98 üzerinde kalıcı olunmaması sürpriz olmaz

Finansal piyasalarda birçok açıdan tarihe geçen bir haftanın sonuna yaklaşılırken hareketlilik dinmiş görünüyor. Hafta sonunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) başkan değişikliğinin ardından Asya piyasalarında Dolar 8,40 TL’ye kadar fiyatlamalar izlendi.

Bigpara Haber

Pazartesi günü kayıplarını ancak yüzde 10’a kadar indirebilen bir Türk Lirası, uzun yıllar sonra ilk defa yüzde 9,87 düşüş kaydeden bir BIST-100 vardı. Borsa İstanbul 1.256’ya kadar düştükten sonra 1.420’ye kadar hızlı bir tepki verirken dolar 8,00 TL’nin üzerinde tutunamadı.

İstikrarlı ve yavaş bir şekilde 7,20 TL’ye gevşedikten sonra bir günde 8,00 TL sınırına gelen bir dolar kuru, 6,25 TL hedefinden bir günde vazgeçerek 9,60 TL hedefi veren uluslararası yatırım bankaları varken herkes merak içerisinde sorularına cevap arıyor. Keza en son 2013’te iki gün art arda yüzde 7 düşen BIST-100, haftanın ilk iki gününde toplamda yüzde 20’ye yakın değer kaybettiği sıralarda bu seviyeleri fırsat gören kimi bireysel ve kurumsal yatırımcılar, salı ve çarşamba günleri yüklü miktarda hisse senedi satın aldı.

Türk Lirası’nın kırılganlığı ve riskleri uzun bir süredir fiyatlanıyor. Yaşadığımız son 6 ayı özetlememe pek lüzum yok. Yazımda ‘Gelinen noktada neredeyiz?’ sorusunun ötesinde ‘Şimdi neler olabilir?’ merakına odaklanmaya çalışacağım.

Yaşanan kur şokunda odak noktası Dolar/TL. Yüksek faiz oranları ve TL bulmanın zorluğu sebebiyle TL’de oluşan fiyat oynaklığında odak noktası ise off-shore piyasalar. Londra’da oluşan farklı vadelerdeki TL swap maliyetleri sıçramış durumda ve perşembe günü itibarıyla yüzde 100’ün altına kalıcı bir şekilde inilmedi. Salı günü yüzde 1000’i aşan oranlardan gecelik TL borçlanan aktörler oldu ve bu aktörler TL’deki değer kaybının devam edeceği yönündeki pozisyonlarını koruyor.

TL’de yaşanan yüzde 15’e varan değer kaybı, TCMB’de başkan değişikliği ve bunun arkasındaki beklenti olan faiz indirimleri kaynaklı. Politika faizi yüzde 19’a çıkartıldıktan 2 gün sonra gelen bu değişim ilk bakışta yabancı sermayenin korkusunu haklı kılar nitelikte. Ancak finansal piyasalarda fazla aceleci davranmak neredeyse her zaman zarar getirir.

Doların 8,40 TL’ye kadar yükseldikten sonra gerileyerek 7,90-8,00 TL bandında tıkanmasının bir sebebi de bu. 8,00 TL eşiği haftanın büyük bölümünde geçilememiş durumda. 7,95 TL seviyesinin belli bir süre çalıştığı, bu süreçte swap maliyetlerinin de yüksek seviyelerde kaldığı takdirde TL kısa yönlü pozisyonlarda mecburi bir çözülme yaşanma olasılığı yüksek. Yeni PPK toplantısında faiz oranlarında bir değişiklik olmaması, veya cüzi bir miktar faiz indirimi ile pozitif reel faiz bölgesinde kalmamız halinde ise bu trendde bir hızlanma da görülebilir.

Uzun lafın kısası zor, zira sıra dışı birçok gelişme eş zamanlı yaşanıyor. Profesyonellerin büyük çoğunluğu ise, böyle sıra dışı dönemlerde risk almamak adına görüş bildirmemeyi tercih ediyor.

Dolarda 7,98 TL eşiğinin bir süre daha kalıcı olarak geçilememesini sürpriz bir gelişme olarak görmüyorum. Bu beklentimde yüklü faiz indiriminin, düşünülenden biraz daha gecikebileceği ihtimali büyük rol oynuyor. 2019’un Mart ayında yaşananların ardından ilk faiz indirimi için neredeyse 3 ay beklenilmişti.

Faizler halihazırda yüksek, rezervler düşük ve riskler belliyken yapılan bu oyuncu değişikliğinin ardından gelecek olan strateji değişikliğindeki tempoyu henüz bilmiyoruz. Bilmediğiniz tempoda ani ve büyük pozisyon almak da yüksek riskli. Tempoyu belirleyecek olan ilk PPK toplantısına neredeyse 1 ay var. 1 ay boyunca maliyeti çok yüksek TL kısa pozisyonların ne kadar süre taşınacağını yakından izleyeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları