Şevin EKİNCİ Ekonomist - Sunucu Tüm yazıları

Merkez Bankasının son kararı, teşvik paketleri ve tüketici güveni

Geçtiğimiz hafta konuştuklarımız arasında en önemli konular Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz kararı, ABD’de açıklanan yeni teşvik paketi ve aralık ayı tüketici güven endeksi idi.

Bigpara Haber

ABD teşvik paketi

Ekonomist Enver Erkan’a göre son açıklanan teşvik paketi, ABD’de bir son dakika anlaşması idi ve en azından bir geçiş dönemi anlaşmasına ulaşmak piyasalar açısından oldukça olumlu idi. Paketin ayrıntılarında destek ödemelerinin, istihdam teşviklerinin, işsizlik sigorta ödemelerinin, maaş bordrosu koruma programı kapsamında 300 milyar dolarlık bir ödeneğin ayrılmış olduğu görülüyor. Seçimden önce çok daha büyük teşvik paketleri telaffuz ediliyordu. Özellikle demokratların, ekonominin genelini, yeşil ekonomi ve altyapı yatırımlarını içine alan 2 trilyon doları aşan paket programları söz konusuydu, ancak şu an biraz daha spesifik bir paket üzerinde anlaşılmış görünüyor. En azından bir geçiş dönemi için en büyük sorunu yaşayan KOBİ ve hane halklarına teşvik yaratması açısından bir paketin geçtiğinin görüldüğünü belirten ekonomist Enver Erkan, böylece birkaç aydır maaş yardımı alamayan işsizler için bir soluklanma imkanı doğmuş olduğunu söyledi.

İşsizlikten kaynaklı bir gelir düşüşü tasarruf oranlarına olumsuz yansıdı, tasarrufların bitmesi de bir yerden sonra harcamalar tarafına olumsuz yansıyacaktı ve ekonomideki para döngüsünü zayıflatacaktı. Kısıtlamaların, KOBİ tarzı işletmeler için çok zor bir süreç olduğu düşünülürse böyle bir paketin geçiş döneminde kabul görmesi önemli idi. Enver Erkan’a göre muhtemelen iktidar değişikliğinden sonra da kalıcı, daha büyük bir paket üzerinde çalışmalar söz konusu olacaktır.

Türkiye’de de mali teşvik paketi kullanılabilir mi?

Ekonomist Enver Erkan’a göre, bulunduğumuz dönemde ekonomiyi, iktisadi faaliyeti canlandırmak bir öncelik olmalıdır. Ancak bu durum Türkiye’de daha çok, tüketimi teşvik etme yöntemiyle yapıldı. Finansal koşullar olabildiğince gevşek tutuldu, faizler düşük tutuldu, tüketimi bu dönemde artırmak amacıyla krediler desteklendi, kredileri canlandırmak amaçlandı. Ancak ticari kredilerin çoğu yeni yatırım yapmaya ya da istihdam yaratmaya yönelik değil daha çok finansal durum düzeltmeye, borç ödemeye yönelik krediler oldu. Bunların geri dönüşü anlamında ise bankacılık sistemi açısından önemli riskler söz konusu.

Ekonomist Enver Erkan’a göre, Türkiye’de mali politikaların eşgüdümlü bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyor. Tüketimi teşvik eden bir politika enflasyon gibi bir yan etkiyi ortaya çıkardı. Bu yüzden Türkiye’de daha daraltıcı politikalara geçildi. Şu dönemde kamuda tasarruf ihtiyacı var. Bu yüzden kamuda elzem olmayan harcamalar yapılmamalıdır. Enver Erkan’a göre, Türkiye’de önemli teşvikler yapıldı. Örneğin istihdamın korunması anlamında kısa çalışma ödeneği, işsizlik sigortası getirildi. Türkiye mevcut ekonomik durumu sebebiyle, gelişmiş ülkeler gibi trilyon dolarlık destek paketleri ortaya koyamaz. Türkiye mevcut teşviklerin süresini uzatabilir. Firmalara sağlanan teşvikler ve diğer ekonomik önlemler gelecek yılın ortasına kadar devam ettirilecek gibi görünüyor.

Merkez Bankası’nın faiz kararı

TCMB geçtiğimiz hafta yaptığı para politikası kurulu toplantısında 200 baz puan faiz artırdı. Enflasyonun durumu ve ilave riskler sebebiyle Ekonomist Enver Erkan da bu toplantıda 200 baz puan faiz artırımı bekliyordu. Bu dönemde sıcak para akışı ihtiyacı reel faizin bir miktar daha yüksek tutulması gereğini doğuruyor, bu yüzden faizi enflasyona karşı güvenli bir bölgede konumlandırmak gerekiyor.

Ekonomist Baki Atılal da, TCMB’den son toplantısında 200 baz puan faiz artırımı bekliyordu. Atılal’ın merkez bankasından yüksek faiz artırımı beklentisinin arkasında önümüzdeki yıl için yüksek enflasyon beklentisinden ziyade gıda enflasyonunda görülen sapma var. Ona göre bu sapma bankaya bu adımı attırmış olabilir. Mevcut enflasyon oranında gıda fiyatlarında iki puanlık yukarı yönlü sapma olduğunu ve bunun bir risk oluşturduğunu belirten Atılal, Merkez Bankasının zaten böyle bir adım atması gerektiğine değindi. Ancak Atılal, nisan ayı itibariyle bu faiz artırımlarının geri alınabileceğini düşünüyor. Nisan ayına kadar enflasyonun yüzde 14.5 seviyelerinde seyredeceğini düşünen Atılal, bu dönemden sonra fiyat artış oranlarında baz etkisiyle düşüş bekliyor bu yüzden de faiz artırımlarının nisan ayından itibaren geri çekilmesini bekliyor. Ona göre gelecek sene nisandan sonra 300 baz puanlık bir faiz indirimi şaşırtıcı olmayacaktır.

Aralık ayı tüketici güveni

Ekonomist Enver Erkan’a göre, Türkiye gibi ekonomisi dalgalı olan ülkelerde tüketici güveni kronik olarak kötümser bölgede kalır, gerek enflasyona dair görüntü gerek hane halkı beklentisi burada alt endeksi oluşturuyor. Yılın son ayında enflasyonun yukarı doğru gitmiş olması, tüketim harcamaları açısından önemli bir gösterge idi. Ancak yine de yılın son çeyreğinde genel ekonomik büyüme momentumu açısından bir yavaşlama görülecektir. Keza öncül göstergeler yılın son çeyreğinde bir yavaşlama etkisine işaret ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları