Şevin EKİNCİ Ekonomist - Sunucu Tüm yazıları

Mayıs’ta Sat ve Git

İlk defa bu tekerlemeyi Kapadokya’da 2011 yılında bir toplantıda sunum yapmaya gelen ABD Philadelphia Üniversitesi’nden bir ekonomi profesörün sunumunun slaytlarından birinde “sell in May and go away” şeklinde yazılı görmüştüm. İlk başta kulağa kafiyeli bir tekerleme gibi gelen “sell in May and go away” (Mayıs’ta sat ve git) aslında finansal piyasalarda o zamandan bu zamana ciddi anlamda kullanılan bir piyasa stratejisi tabiridir

Bigpara Haber

Yabancı yatırımcılar özellikle Ağustos ayında işlem yapmazlar çünkü tatile çıkarlar. Bu yatırımcıların aktif olduğu piyasalar da genelde Ağustos ayında büyük durgunluk yaşarlar. Bu tatile çıkmadan önce kafalarının rahat etmesi açısından o dönemdeki riski almamayı tercih ederek zaten o döneme kadar yaptıkları karı alarak tatile ayrılmayı tercih edebilirler. Genel geçer yatırımcı psikolojisi gerçekten de 2002 yılından 2008 yılında yaşanan global finansal krize kadar bu şekilde oldu. Bunun için genelde S&P 500’deki hareketleri inceledim. 2008 global finansal krizden sonra 2010 yılında da görülen bu piyasa stratejisinden sonra özellikle ABD Merkez Bankası (Fed)’nın parasal genişlemeyi er ya da geç sonlandıracağı mesajlarını dillendirmesiyle strateji takvimleri de değişmeye başladı. 2013 yılında bu yazıda başlık attığım piyasa stratejisi Haziran başına kadar yaşanmazken, 2014 yılında da Ağustos başına kadar ciddi satışlar olmadı. Yani dönemsellik 2013 ve 2014 yıllarında özellikle ABD Merkez Bankası’nın uyguladığı politikalar sonucu gerçekleşemedi.

Bu sene yabancı yatırımcılar için bence Mayıs’ta sat ve git stratejisi çok müsait, özellikle ABD Merkez Bankası’ndan faiz artırımının Haziran itibariyle beklenilmeye geçildiğini göz önünde bulundurursanız. Fed büyük ihtimalle Haziran ayındaki toplantısında faiz artırımına geçmeyecek ancak önümüzde Temmuz ve Eylül toplantıları olası faiz artırımları için mümkün aylar olarak görünüyor. Bu faiz artırımının gerçekleşmesiyle ciddi satış beklentisi içerisinde olan piyasa oyuncusu şu andaki seviyelerin meyvesini yiyerek kenara çekilmeyi ve faiz artırım beklentisi gerçekleştikten sonra hareket etmeyi tercih edebilir.

Ancak, bu vaziyet Türkiye için hiç de aynı değil. Türkiye piyasalarına yatırım yapanların önünde bir seçim senaryosu var, Türkiye’de Borsa İstanbul’a, bono piyasasına ve ya Türk lirasına yatırım yapan, yapmayı düşünen yatırımcı Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını görmeyi tercih edebilir. Türkiye piyasalarının ayrışması da tam bu noktada başlayabilir. Eğer Türkiye’de 7 Haziran genel seçim sonuçları AKP’nin anayasa değiştirme çoğunluğuna sahip olamadığı bir tek parti iktidarı ve çok partili bir parlamento ile sonuçlanırsa Türkiye piyasaları 8 Haziran itibariyle dünya piyasalarından pozitif yönde ayrışabilir. Bence bu not edilmeli.

 

Yazarın Diğer Yazıları