Şevin EKİNCİ Ekonomist - Sunucu Tüm yazıları

Corona Kaynaklı Etkiler

Corona virüsü yüzünden yaşananlar aslında kamu sağlık politikasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bigpara Haber

Kamu sağlığı politikalarının amacı; vatandaşları mevcut hastalıklardan ve salgın tehdidinden korumak, insanları sağlıklı yaşamak konusunda teşvik etmektir. Herkese eşit haklarla tedavi alma imkânı sağlanması konusuyla ilgilenir. Şu ana kadar Türkiye sağlık politikası, Corona virüs kaynaklı ciddi bir tehdide rastlamadı. Sağlık politikası tarafında Türkiye’de Corona virüs kaynaklı bir başarısızlık görülmedi, ancak dünya ekonomisine yansıyan etkilerden Türkiye de bağımsız kalamayacak. Bu etkileri bir bütün içerisinde değerlendirdiğimizde Türkiye’nin birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomisinin aksine Corona virüs kaynaklı gelişmelerden (nette) olumlu yönde etkilenebileceği sonucu ağır basıyor.

Corona virüsün dünya ekonomisine etkisi

Dünya Bankası tarafından yapılan ekonomik modellemeler; virüs yayılmalarının şiddetli, orta şiddette ve hafif şiddette etkilerinin bölgesel olarak gayrisafi yurtiçi hâsıla üzerine etkilerini analiz etti. Bu analiz ile İspanya’da 1918-19 yılında yaşanan grip salgını gibi şiddetli bir senaryo altında dünya büyüme oranının yüzde 5 düşeceği sonucuna varıldı.

Yani sonuç, 2009 global finansal krizin tahribatıyla aynı etkiye sahip oluyor. Hafif şiddette bir virüs yaygını senaryosu altında ise (virüsün dünya üzerindeki popülasyonun yüzde 30’una bulaşması ve her birinin ortalamada 10 iş günü kaybetmesi durumu) virüsün global büyümeye olan maliyeti yüzde 0.8 gibi sınırlı bir oranda kalacaktır. Bu durum, yılbaşında öngörülen global büyüme oranı beklentilerinde dörtte bir kayba sebep olacaktır. 

Yine yapılan çalışmalara göre, Covid-19 virüsünün (Corona virüsün) orta şiddette bir etki yaratmaya daha yatkın olduğu görülüyor. Bu durumda yapılan hesaplamalar dünya büyüme oranında yüzde 2 kayba işaret etmektedir (grafik 1). Bölgesel olarak en olumsuz etki Avrupa ve Orta Asya bölgesinde görülüyor. Avrupa Birliği için sonuçları çok daha endişe verici; burada çok fazla faiz indirimine yer olmaması ve virüsün yayıldığı İtalya’nın ekonomik krizle boğuşuyor olması bölgeyi daha zor duruma sokuyor. İtalya’da Corona virüs kaynaklı etkilere karşı 3.6 milyar Euro’luk bir yardım paketi tasarısı kabul edildi. Öte yandan bölgenin önemli ekonomik kaynaklarından birisi olan turizm sektörü darbe yedi. Hafta başında İtalya için açıklanan ve büyüme öncü göstergesi olan satın alma yöneticisi endeksi (PMI), önceki aya göre düşüş yönünde, 48.7 olarak açıklandı. Avrupa Bölgesi’nde ekonomisi daha zayıf olan ülkelere de virüsün yayılması durumu, ekonomik büyüklüklerine göre bu ülkelerde çok daha büyük kayıpların yaşanmasına yol açacak. Avrupa ve Orta Asya’da ise orta şiddette etki senaryosu bu bölgede yüzde 5’e yakın büyüme kaybına işaret ediyor. 

Grafik 1: Virüs yaygınının ekonomik etkileri

Kaynak: Dünya Bankası, McKibbin ve Sidorenko

Etkiler Türkiye ekonomisi açısından ne ifade ediyor?

Geçen haftalarda Financial Times gazetesinde, Corona virüsün 24 ülke üzerinde etkisi üzerine, yayımlanan bir analizde salgının küresel ekonomi üzerinde endişe yaratırken Türkiye ekonomisini az da olsa olumlu yönde etkileyebileceğine değinildi. Hesaplamalara göre Çin ekonomik büyümesinde salgın kaynaklı yüzde 1 gibi bir düşüşün Türkiye büyümesini yüzde 0.05 yönünde artıracağı kaydedildi. Bu hesaplamanın arkasında daha çok petrol talebindeki azalış kaynaklı petrol fiyatında düşüş yer alırken ihracatta Çin ile rekabet edilen sektörlerde Türkiye’nin avantajlı konuma geçebilme olasılığı var.

Öte tarafta bizce en büyük ve en önemli etki global virüs salgını kaynaklı büyüme endişelerinin para politikalarına vereceği yönden kaynaklanacaktır. Türkiye’nin tam da düşük faiz politikasına geçtiği bir dönemde ABD gibi gelişmiş merkez bankalarının faiz indirimlerine ara vererek genişlemeci yönde para politikalarına bir miktar ara vermeleri Türk lirası ve enflasyon açısından 2020 yılında Türkiye’nin projeksiyonunu riske sokuyordu. Corona virüsünün yarattığı büyüme kaynaklı endişeler gelişmiş ülke merkez bankalarını genişleyici yönde para politikası yönünde kararlarına devam etmelerine sebep olacak. Zira tam da benim bu yazıyı ele aldığım günün hafta Fed (ABD Merkez Bankası) 50 baz puan faiz indirimine gitme kararı aldı. Gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimleriyle genişlemeci yönde para politikasına devam etmeleri Türk lirası üzerindeki baskıyı azaltırken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) büyüme odaklı kararlarını bu sene daha risksiz almasını sağlayacak. Bu bağlamda çok talihsiz bir durum Türkiye ekonomisi açısından avantajlı bir şansa bürünüyor. 

Yazarın Diğer Yazıları