İnci ÖZBEK Destek Yatırım Menkul Değerler GM Yardımcısı Tüm yazıları

Avrupa Merkez Bankası sözünü tuttu

Avrupa Merkez Bankası (AMB) yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattığı Aralık toplantısının ardından Mart ayında bir adım atacağına ilişkin güçlü sinyaller vermişti. Bu süre zarfında açıklanan veriler Euro Bölgesi’nin yeniden deflasyona girdiğini, büyümenin çok da fazla canlanamadığını ortaya koydu.

Bigpara Haber

Aralık’ta negatif seviyedeki mevduat faizini biraz daha indiren ama aylık tahvil alım programına dokunmayan AMB’nin söz verdiği gibi “ne gerekiyorsa” yapacağı umuluyordu.

Mart toplantısı sonucunda faizler indi, aylık tahvil alımlarının miktarı arttı, alıma konu olan tahvillerin kapsamı genişletildi ve AMB bankaları rahatlatmak için uzun vadeli ucuz kredi operasyonlarını (TLTRO) yeniden başlayacağını açıkladı. Piyasalar açıklanan kapsamlı genişleme paketine karışık tepki verdi. Önce Euro’da ve güvenli liman olarak görülen ABD tahvili, Japon Yeni ve Altın’da değer kayıpları etkili olduysa da basın toplantısında konuşan AMB Başkanı Mario Draghi’nin “Faizde daha fazla indirim ihtiyacı duymuyoruz” demesi piyasaların en başa dönmesine neden oldu. Hatta Euro belirgin şekilde toparlandı.

Çare Helikopter Para mı?

Avrupa Merkez Bankası bu adımları enflasyonu yukarı çekmek, büyümeyi canlandırmak için yapıyor. Ancak geçmiş örnekler gösteriyor ki para politikaları tek başına kalıcı büyüme yaratmada yeterli olmuyor. Merkez Bankaları para politikaları ile zaman kazandırırken devreye maliye politikalarının girmesi gerekiyor.

Ekonomiye can vermek için şu sıralar tartışılan bir başka seçenek var. O da “Helikopter Para”.

Fed’in eski Başkanı Ben Bernanke’ye “Helikopter Ben” dendiğini belki hatırlarsınız. Hatta helikopter üzerinden para saçan bir Bernanke karikatürüne de denk gelmiş olabilirsiniz.  Bunun nedeni Bernanke döneminde ilk kez niceliksel gevşeme (QE) programlarının başlatılmış olması ve ABD Merkez Bankası’nın (FED)  milyarlarca dolarlık tahvil alımları yapıp finansal piyasalara yüklü miktarda dolar enjekte etmesiydi. Ancak bu hamleler piyasadaki fazla likiditenin tüketime ve yatırıma dönüşmesini sağlayamadı. Para daha çok hisse senedi alımlarına dönüştü, yani tüketiciye ulaşmadı. Şimdilerde konuşulmaya başlanan “Helikopter Para” Bernanke’ye bu lakabı kazandıran politikalardan biraz daha farklı.

Nobelli Ekonomist Milton Friedman tarafından 1969’da gündeme getirilen “Helikopter Para” ile basılan paranın doğrudan kamu harcamasına dönüşmesi ve böylelikle likiditenin en çok ihtiyacı olan orta ve düşük gelir düzeyindeki tüketicilere ulaştırılması kast ediliyor. Yani iş para politikasından, maliye politikasına kayıyor.

“Helikopter Para” ile likidite tüketicilere doğrudan ulaşabileceği gibi istihdam, verimlilik ve altyapı yatırımları üzerinden dolaylı şekilde de ulaşabilir. Tüketimin artması enflasyonu yukarı çekebilir ve hedeflere yaklaştırabilir. Ayrıca ABD’de GSYİH’nın %70’ini tüketim harcamalarının oluşturduğunu unutmamak lazım.

Şimdilik böyle bir adım Merkez Bankalarının gündeminde değil. Dün Draghi “helikopterden para saçmaktan söz edemeyiz” diyerek bu olasılığa kapıları kapadı. Negatif faiz uygulamalarının yeni bir kriz yaratabileceği yorumları artarken henüz teoride sıkışıp kalmış “Helikopter Para” tartışmaya değer bir başlık gibi görünüyor. 

 

Yazarın Diğer Yazıları