Erol GÜRCAN Yatırım Finansman Ekonomisti Tüm yazıları

Krtik Fed Toplantısına yaklaşırken…

Son günlerde piyasalardaki stresin iyice artmasıyla birlikte borsa, kur ve faizde kritik eşiklerde seyretmekte. Yurtiçi tarafta enflasyonda gözlenen katılık, cari denge rakamlarındaki bozulma, not indirimi ve jeopolitik riskler kaynaklı gelişmeler ile yurtdışı piyasalardaki Fed’e yönelik beklentiler ile ABD kaynaklı gelişmeler bu durumun ana nedenleri olarak sıralanabilir.

Bigpara Haber

Küresel piyasaların seyri açısından kısa vadeli en kritik gelişme Fed’in 20 Mart Salı günü (bugün) başlayıp 21 Mart Çarşamba günü (yarın) sona erecek olan toplantısı. Bu toplantıda Fed’in faizlerde 0.25 artışa giderek temel fonlama faiz aralığını % 1.50 – 1.75 seviyelerine yükseltmesine kesin gözüyle bakılıyor. Bu toplantıda faiz artırımının yanı sıra Fed’in yeni başkanı Powell’ın karar sonrası ilk basın toplantısında vereceği mesajlar ile her çeyrek dönem sonunda olduğu gibi Fed üyelerinin ekonomiye dair beklentilerinde yapacağı revizyonlar da son derece önemli. Son durum itibariyle Fed üye projeksiyonları 2018 yılında 3 faiz artırımına işaret etmekteydi. Yakın dönemde ekonomik verilerde gözlenen toparlanmanın etkisiyle bu beklentilerin 4 faiz artırımına yükseltilmesi beklenmekte. Özetle, 25 bp’lik faiz artırımı ve 2018 yılı faiz artırım beklentilerinin 4’e yükseltilmesi bu toplantıya yönelik konsensüs beklenti olarak görülebilir. Bu senaryonun gerçekleşmesi kısa vadede kur üzerinde bir miktar yükseltici etki yapabilecek olsa da; bu durumun önemli ölçüde fiyatlara yansımış olması nedeniyle devamında kurda bir dengelenme görülmesi de oldukça olası. 

Özellikle, Powell tarafından basın toplantısında kullanılacak tonlamanın şahin ya da güvercin olarak yorumlanmasına göre kurdaki kısa vadeli yön ve hareketin hızının belirleneceği söylenebilir. Dolar/TL’nin 3.95 TL üzerinde kalıcı olarak tutunması durumunda kurda tarihi zirve olan 3.98 TL’nin test edilmesi ve 4 TL üzerine doğru bir hareket görülmesi beklenebilir. Diğer taraftan, öngörülmedik ve/veya stres artırıcı bir gelişme görülmemesi durumunda kurun 3,90 TL ve aşağısına doğru yönelmesi muhtemel görünmekte. Fed’e yönelik beklentilerin yanı sıra yakın dönemde yapılan not indirimi ve cari dengedeki bozulma sonrasında tahvil faizlerinde gözlenen yükseliş eğilimi ile birlikte kur tarafında da yukarı yönlü önemli bir hareket gözlendi. Kurun, mart ayı ortalarında bulunduğu 3,80 TL’li seviyelerden başlayan soluksuz yükselişle 3,95 TL’li seviyelere geldiği görülmekte. Kurdaki oynaklığın bir süre daha yüksek kalması muhtemel olsa da, birçok riskin fiyatlarda olması, TCMB’nin mevcut sıkı duruşunu sürdürmesi ve reel kur istatistikleri açısından TL’nin tarihi düşük seviyelere yakın seyretmesi gibi gerekçelerle yakın dönemde bir dengelenme olasılığının da arttığını düşünmekteyiz. 

Fed toplantısının yanı sıra yurtiçinde Hazine tarafından 20 Mart Salı günü (bugün) yapılacak olan 2 ve 10 yıllık tahvil ihraçlarına gelecek talep ile bu ihalelerde oluşacak faizlerde oldukça önemli. Zira, cari dengedeki bozulma ve not indirimi sonrasında en olumsuz tepkinin görüldüğü tahvil faizlerinin ihaleler sonrasında bulunacağı seviyelerin kısa vadeli piyasa yönü açısından belirleyici olması beklenebilir. Son durum itibariyle 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi % 13,90; 10 yıllık tahvilin faizi ise % 12,71 seviyesinde bulunmakta. 

Kısa vadede borsanın yönünün kur ve faiz tarafındaki gelişmelere endeksli olması ve bir süre daha oynaklığın yüksek kalması beklenebilir. Endekste 115 bin seviyesi üzerinde kalındıkça yukarı yönlü denemelerin devam etmesi beklenebilir. Ancak, anlamlı ve en azından kısa vadede kalıcı bir yükseliş trendinden söz edebilmek için 117 bin üzerinde kalıcılaşılması son derece önemli. Olumlu senaryoda endeksin 117.500, 118.450 ve 119.250 dirençlerine; olumsuz senaryoda ise 113.800 ve 112.500 desteklerine doğru hareketlendiği görülebilir. 

Mevcut durum itibariyle, enflasyondaki olumlu baz etkilerinin yaz aylarına doğru bir miktar azalacak olması ile Mayıs ayı itibariyle yurtiçinde beklenen halka arzlar dikkate alındığında kısa vadede endeks üzerindeki baskının devam etmesi beklenebilir. Diğer taraftan, ağırlıklı olarak bankacılık sektörü kaynaklı olarak endeksin orta-uzun vadede sahip olduğu ve taşıdığı yukarı yönlü potansiyel de devam etmekte. Ayrıca, birçok olumsuz unsurun da önemli ölçüde fiyatlara yansımış olduğunu not etmekte fayda var. İlk çeyrek sonu itibariyle hükümet tarafından açıklanması beklenen teşviklerin endeksin kısa-orta vadeli seyri açısından belirleyici olması beklenebilir. Uzun lafın kısası, kısa vadede piyasalardaki stresin devam etme olasılığı olsa da ekstra bir olumsuzluk görülmedikçe orta – uzun vadede hâlen TL varlıkların potansiyel taşımaya devam ettiği söylenebilir. 

Yazarın Diğer Yazıları