Eral KARAYAZICI Inveo Portföy - Fon Yönetim Müdürü Tüm yazıları

Korona Resesyonu

Gerek ülkemizde gerek dünya genelinde sıra dışı bir dönemin içindeyiz. Virüs salgını küresel ekonomiyi adeta durdurdu. Finansal piyasalarda bu şokun getirdiği sarsıntı devam ediyor.

Bigpara Haber

Sarsıntının merkez üssü de şüphesiz hisse senedi marketleri. Dünya genelinde borsalar geçen hafta ortalama yüzde 10 Mart bütününde yüzde 25 sene başından bugüne yüzde 35 değer kaybettiler.

Bir ay kadar önce ben de dahil ağırlıklı bir kesim korona faktörünün ekonomik aktiviteye etkisinin sert ancak birkaç hafta süreli olacağı görüşündeydi.

İki hafta önce etkinin çok sert ancak 1-2 ay süreli olabileceği görüldü.

Geldiğimiz nokta ise farklı.

Salgın dünya ekonomisini sert etkilemiyor. Nerede ise durdurdu.

Bunun kaç ay süreceği konusunda ise senaryolar muhtelif.

Bir taraftan ülkeler bu ağır ekonomik faturanın kamu borçlarını sıçratmak pahasına önemli bir bölümünü üstlenecek paketler açıklıyor eş zamanlı olarak da salgının hızını azaltmak üzere hiç görülmemiş tedbirler devreye alınıyor. 

Borsalarda değer kaybına neden olan da bu zaten. Kaç kişinin öldüğü değil. 

Ölüm korkusu ile dünyanın eve kapanması, bu zaruri tedbirlerin ekonomik hayatı durdurması.

Negatif havayı tersine çevirebilecek iki faktör var.

İlki yayılım hızında bir kırılma güçlü bir geriye dönüş. Avrupa ve ABD’de vaka sayısındaki artışın Nisan ortalarında tavana ulaşacağı tahmin ediliyor.

İkinci ihtiyaç ise şüphesiz tedavinin bulunması. Küresel sağlık dünyası harıl harıl bunun için çaba sarf ediyor.

2020 ilk çeyreğinde dünya ekonomisinin tarihte belki de hiç görülmemiş bir hızla daralması bekleniyor. 

İkinci çeyrekte ekonomik aktivitenin nasıl seyredeceği ise gerek kamu kararları gerek ise insanların özgür iradeleri ile uygulanan tedbirlerin ne zaman ne ölçüde ortadan kalkacağına bağlı.

Yakın vadeye yönelik senaryo üretmenin çok güç olduğu bir parkurdayız.

1929 buhranı hisse senedi balonunun 2008 krizi ise konut balonunun eseriydi.

Her iki finansal yıkımın da reel ekonomi üzerinde etkisi uzun sürdü.

2020 ilk çeyreği ise keşfedilmemiş hiç birimizin deneyimlemediği türde bir krize sahne oluyor.

Sebep ne finansal piyasalarda oluşan bir balon ne de reel ekonominin dinamikleri ile ilgili.

Aşağıda 2008 mortgage krizi sırasında Alman ekonomisinin çeyreklik büyüme oranları (mavı sütunlar) ve borsa endeksinin (siyah çizgi) seyri yer alıyor.

En kötü yaşanırken borsa taban oluşumunu gerçekleştiriyor ve sonrasında hızla endeks düştüğü bölgeye yükselmeye başlıyor.

Yukarıda da aynı dönemde Türkiye ekonomisi ve borsanın görünümü yer alıyor.

Bu krizde de farklı olmayacaktır.

2008 mortgage krizinde dört çeyrek üst üste ekonomiler küçüldü. En şiddetli küçülmenin gerçekleştiği perdeyi takiben kriz fiyatlaması yerini güçlü bir ralliye bıraktı.

Koronanın 2020 ilk çeyreğinde çok sert bir daralmaya neden olması ikinci çeyrekten itibaren ise hızı karantinaların süresine bağlı olmakla birlikte bu ekonomik çöküşün yerini toparlanmaya bırakması en olası senaryo olarak görünüyor. 

Ekonomiler nerede ise durdu ve bunun birkaç çeyrek devam etmesi için var olan karantina uygulamalarının yıl genelinde sürmesi gerekir. 

Görüş açısı öyle sisli ki yakın vadeli fiyatlamaları tahmin etmek inanın çok zor.

Avrupa borsalarının İtalya dahil negatif haber yağmuruna rağmen geçen hafta pazartesi en düşükleri görüp takip eden dört gün değer kaybetmemesi şüphesiz umut verici. Ancak ABD cephesi aynı dayanıklılığı gösteremedi.

Krizler varlık fiyatlarında çok sert değer kayıplarına neden olsa da asıl maliyeti zamandır. Bir süre sonra şartlar normale evirilince fiyatlar da olağan değerlerine geri döner. 

Önümüzdeki birkaç hafta çalkantının sürüp sürmeyeceği yaz aylarında yaraların ne kadarının sarılmış olabileceği sonbaharda borsa endekslerinin hangi seviyeye yükselebileceği şüphesiz haber akışına bağlı olacak.

Bu bakıma zamanlama ve seviye içeren tahminler üretmek de zor. 

İyi bir şey var mı derseniz evet bence 2021 ve sonrasına yönelik senaryolarda ciddi revizyonlar gerekiyor. 

Pusulaya düzenli zaman ayıran okurlar hatırlayacaktır. 2020 yılında ekonomiler ABD-Çin ateşkesi ile bir canlanma yaşayacaksa da bunun geçici olacağını 2021 yılında yeni bir durgunluk beklediğimi sizlerle paylaşıyordum.

En önemli gerekçem Trump’ın bu Kasım gerçekleşecek seçimi düşünerek istem dışı da olsa dünya ekonomisinin genetiği ile oynadığı 2019 yılında durgunluğa giren dünya ekonomisinin dinlenme ihtiyacını karşılayamadan erken canlanmasının bir süre sonra yeni bir yavaşlamaya zemin yaratabileceğiydi.

Uykusunu alamadan uyandırılan bir çocuğun bir süre sonra yeniden uykuya dalması gibi.

Korona Trump’ın planını bozarken 2019-2020 durgunluk + resesyonun da süresini uzattı.

Tarih boyu gördüğümüz diğer küresel dinlenme takvimlerine (12-18 ay) uyumlu bir hale dönüştürdü.

Salgının hayatımızdan çıkmasını takiben başlayacak küresel büyüme döngüsünün artık asgari 4-5 sene sürebileceğini ve 2021 yılında yeni bir yavaşlama yaşanmayacağını düşünüyorum.

Bu nedenle de korona krizinin varlık fiyatlarında oluşturduğu sıra dışı iskontonun önümüzdeki yıllarda yinelenmeyecek bir fırsat yarattığı görüşündeyim. Sağlıklı yarınlarda buluşmak dileği ile…

PUSULA – ABONELİK

Pusula Bigpara’da yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/

Yazarın Diğer Yazıları