Eral KARAYAZICI Inveo Portföy - Fon Yönetim Müdürü Tüm yazıları

Fırsat reyonunda neler var ?

Yurtiçinde euronun dışında tüm yatırım seçeneklerinin değer kaybettiği bir haftayı geride bıraktık.

Bigpara Haber

Gümüş ve altın bu perdenin en ağır hasar alan ikilisi olurken Borsa İstanbul da üç haftalık bir yükseliş serisini takiben ölçülü bir geri esnemeye imza attı.

Yeni haftaya Macron müjdesi ile başlıyoruz. Fransa’da Cumhurbaşkanlığı yarışının galibi AB yanlısı Emmanuel Macron oldu.

Euro ve Avrupa borsalarının geçen hafta yaşadığı pozitif ayrışmada bu beklentinin payı var. Gerçekleşip geride kaldığı içinde pekala ölçülü bir beklenti bitti fiyatlaması yaşanabilir.

Ancak eski kıta varlıklarının başarılı performansı sadece Fransa seçimlerinden kaynaklanmıyor. Avrupa ekonomisi pozitif bir ivme yakaladı ve toparlanma hız kazanarak devam ediyor. Geçen hafta açıklanan Nisan PMI verileri bu görünümü perçinledi.

Bu nedenle Euro ve Avrupa borsalarında Fransa seçimlerini takiben beklenti bitti burukluğu yerine olumlu seyrin bir süre daha devamına da şahit olabiliriz. Resim şu olur denecek ölçüde berrak değil.

EURUSD cephesinde 1,11 ve 1,12 DAX özelinde 13.000 ve 13.250 test edilme şansı olan dirençler. Fakat ötesi bence kısa vadede zor. EURUSD dört ay önce 1,04 DAX altı ay önce 10.250 idi.

Şimdi cephe cephe finansal seçenekleri irdeleyelim. Bu değerlendirmelerin içinde de performans  tablosuna dahil ettiğim Norveç Kronu, Kanada Doları , Gümüş ve BIST GYO endeksini avantaj ve dezavantajları ile masaya yatıralım.

BORSA İSTANBUL

Avrupa borsaları değer kazanırken BIST’in geri esneme göstermesi bize özel nedenlerden kaynaklanmıyor. Geçen hafta gelişen ülke borsaları ailece gelişmişlerden negatif ayrıştı.

Bunun en önemli nedeni Mart ayında irtifa kaybına işaret eden ABD verilerini takiben geçen hafta açıklanan ABD Nisan verilerinin güçlü gelmesi.

Aslında ABD ekonomisi tempo kazandıkça sevinmek gerekir. Dünya ekonomisi de canlanacaktır. Ancak gelişen ülkelerin başlangıçta ölçülü negatif ayrışma göstererek eyvah FED refleksi göstermesi de adetten.

14 Haziran tarihli toplantıda ABD Merkez Bankası 2008 Mortgage krizini takiben yüksek olasılık ile dördüncü faiz artırımını gerçekleştirecek. Bu bir süre gelişen ülkelerde ölçülü bir negatif ayrışmaya yani gelişmişler % 2-3 yükselirken gelişenlerde hareketin daha limitli kalmasına sebep olabilir.

Avrupa borsalarında Macron’u takiben beklenti bitti satışı ile karşılaşmazsak BIST’de 95.000 yakın direnci test edilebileceği gibi aşılarak 96.000 – 96.500  bandına bir seyahat de mümkün.

Ancak ötesi benim adıma sürpriz olur. Haziran sonuna kadar olan kesitte en azından 89.600 civarına kadar sürebilecek bir düzeltme riskinin varlığını koruduğu görüşündeyim.

Olası bir düzeltmede endeks 85.000 olamaz mı ? Dış iklim nedeniyle negatif major bir sürpriz gerçekleşmedikçe bu ölçekte bir düzeltmenin şansının azaldığını düşünüyorum.

Bununla birlikte fiyatlar ve takvim hisse senedi yatırımları için yeterince teşvik edici ve güvenli de değil. Haziran ayı bu tür hamleler için daha elverişli olabilir.

Sürdürülen hisse senedi yatırımları ile ilgili ise gayrimenkul yatırım ortaklığı endeksini ilgi çekici buluyorum.

Sektörün sorunları malum. Konutta bir stok artışı var. Gayrimenkul fiyatları üç çeyrektir düşüyor. Buna paralel biçimde GMYO endeksi de zayıf performans gösteriyor.

BIST 100 sene başından bugüne % 20 değer kazanırken BIST GMYO endeksi % 2 yükselebildi. Son 52 haftalık perdede BIST 100 yine % 19 prim sağlarken GMYO endeksinde artış oranı % 5

Ben bu negatif ayrışmanın sonuna yaklaşıyor olabileceğimizi ve BIST GMYO endeksinin önümüzdeki aylarda BIST 100 endeksinden daha iyi performans gösterme şansı olduğunu düşünüyorum.

ALTIN & GÜMÜŞ CEPHESİ

Altın dolar bazında yılın ilk dört ayı içinde % 12 gümüş % 18 değer kazanmıştı. Ancak bu ikili üç haftadır değer kaybediyor. Altının sene başına göre primi % 7’ye gümüşün primi % 3’e geriledi.

Alalım mı o halde ? Bunun harika bir fikir olduğunu sanmıyorum. Gümüş ve altın FED konusunda hassas. Bana faiz artışı demeyin cümlesini en içten söyleyen ikili.

Beş hafta sonra ( 14 Haziran ) FED toplantısı var. Bu süre zarfında nasıl olsa ufukta kötü haber var alış için acele etmeyelim tavrı ile aktörler bu ikiliyi ikinci planda bırakabilir. Bu süre içinde altında 1160 $ civarı gümüşte 15.75 $ test edilebilir.

Ve bu ilave iskonto da oluşursa öncelik gümüş olmak üzere yıla çok iyi başlayan ikili indirim reyonunda çekici birer seçenek haline dönüşebilir.

Bu görüş elinde altın olan satsın anlamı içermiyor. Altın satılmalı mı sorusuna yanıtımı her gün Hürriyet TV ve BIGPARA’da yayınlanan video yorumlarda ons 1300 $’a yaklaştığında risklerin daha baskın hale geldiğini düşündüğümü açıkça ifade ederek paylaşmıştım.

FED faiz artırımı geride kaldıktan sonra altın önce 1325 sonrasında 1400-1450 $ aralığına yükselme potansiyelini koruyor. Sorun kısa vadeli ve ilave % 5-6 oranında geri çekilme gerçekleşirse bu alıcılar adına çekici bir fırsat olabilir.

DÖVİZ CEPHESİNDE ÖNE ÇIKANLAR

Türkiye’de son yıllarda çok önemli bir tasarrufçu grubu dövize yöneldi. Bu gruba giren okurlara hitaben artık her fırsatta hangi döviz görece daha iskontolu hangisi daha pahalı irdeleyecek önümüzdeki süreçte daha iyi performans şansını yüksek bulduklarımı bir adım öne çıkarmaya çalışacağım.

Bu köşeyi Pusula’ya eklemem demek ki döviz zamanı gibi bir yargı oluşturmamalı. Aksine Türk Lirası Ekim başından Ocak sonuna yaşadığı sıra dışı negatif ayrışmayı takiben yaralarını sarıyor ve bir süre daha diğer para birimlerinden daha iyi performans gösterme şansını koruyor.

Bu köşe tasarruflarında dövize yer vermiş ve buna devam etmeye kararlı olanlara hitap edecek. Dolar ne olur euro ne olur sorularına ilişkin görüşlerim de olacak. Ama Türk Lirasına karşı değil.

Birbirleri arasında yarış ne yönde gelişebilir buna ışık tutmaya çalışacağım. TL geride kalan bir senede % 17 kadar negatif ayrışma gösterdi ve bunun % 5-7 arası bir bölümünü halen kapatma şansını koruyor.

Yukarıdaki on öncelikli para birimi içinde sene başından bugüne Türkiye’de en iyi performansa sterlin ve euro imza atarken ABD doları ile birlikte Kanada doları ve Norveç kronu en geride kalan üçlü oldular.

Norveç 5.2 milyon nüfusuna karşın GSYIH’nın % 9’u oranında cari fazla ve % 5,7’si oranında bütçe fazlası ile çok başarılı bir ekonomi. Kişi başına gelir 90.000 $

Gelin görün ki gelirlerinde petrol önemli bir yer tutuyor ve geride kalan üç haftada petrol fiyatlarında yaşanan % 12 oranında kayıp Norveç Kronunun da değer yitirmesine sebep oldu.

Gerek kısa vadede petrol fiyatlarında yaşanabilecek bir toparlanmaya pozitif reaksiyon verme potansiyeli gerek ise euro ile birlikte düşük faiz politikası uygulayarak dolara karşı yaşadığı güçlü iskontonun önümüzdeki yıllarda bir bölümünü kapatma marjı bu para birimini Kanada doları ile birlikte bir adım önde görmeme neden oluyor.

Ancak bir noktayı açalım. Dolar geçen haftayı Norveç Kronuna karşı 8,59 Euro 9.45 seviyesinde tamamladı. Bankalar bu tür para birimlerine geçişlerde çok fahiş fiyat farkları uygulayabiliyor. Adil fiyatın binde üçünü aşan değişimler rasyonel olmaktan uzak.

Tasarruf sahipleri iyi fiyat ve nitelikli yatırım danışmanlığı hizmetleri için şartları zorlamalı. Aksi halde dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olunabilir. Haftaya buluşmak dileği ile …

Yazarın Diğer Yazıları