Eral KARAYAZICI Inveo Portföy - Fon Yönetim Müdürü Tüm yazıları

FED Sonrası Piyasalar

Yurtiçinde piyasaların pozitif yurt dışında ise karışık seyrettiği bir haftayı geride bıraktık. En dikkat çekici değer kaybı euro ve sterlin’de yaşanırken dolar dünyada ortalama yüzde 1,5 değer kazandığı haftada ülkemizde yüzde 0,3 artışla 5,67 seviyesine yükseldi.

Bigpara Haber

Türk varlıklarında yaşanan pozitif ayrışma göreli güçlü iskonto ve görece azalan sis bulutundan kaynaklanıyor.

Artık hemen her aktör ABD’nin ağır ekonomik yaptırım silahını kullanmayacağına inanıyor. Ben bu konuda görüşlerimi sizlerle iki aydır paylaşıyorum. Aslında sürpriz bir yanı yok. Ancak resmi açıklamalar ile taçlanınca daha inandırıcı bir hal alıyor. Bunu da doğal karşılamak gerekir.

Üç işlem günü sonra Temmuz ayını tamamlayacağız.

Finalde sahne assolistin olacak.

ABD Merkez Bankası Çarşamba günü TSI 21:00’de faiz kararını açıklayacak. Başkan Powell saat 21:30’da basın konferansında soruları yanıtlayacak.

Favori senaryo FED’in politika faizini 25 baz puan düşüreceği yönünde. Ben de aynı görüşteyim.

Bugün Pusulada bu kararı takiben perdelerini aralayacak Ağustos ayında piyasaların nasıl bir seyre sahne olabileceğine kafa yoralım istedim.

Baz senaryo alacağımız 25 baz puanlık faiz indirimi ve FED’in geleceğe yönelik karamsar olmayan dengeli tavrı tüm marketlerde bir beklenti bitti fiyatlamasını tetikleme potansiyeli taşıyor.

Aşağıdaki grafikte mavi olan ABD borsa endeksi Dow Jones siyah olan ABD 10 yıl vadeli tahvil faizi.

Olağan şartlarda bu iki grafik paralel seyreder. Zaman zaman biri mersin e biri tersine gider.

Haziran başından bugüne mersin-tersin fiyatlaması hakim.

Borsa yükselirken tahvil faizleri düşüyor.

Borsa “yaşasın FED faiz indirip ekonomiye destek olacak hisse senedi yatırımlarının alternatifi olan faiz getirili yatırımların sağladığı ödül görece düşecek” bayramını yaşarken tahvil trade edenler FED politika faizinin önümüzdeki 12-18 ay içinde toplam 75 baz puan kadar düşeceği ve bir süre o seviyede kalacağı beklentisini fiyatlıyor.

ABD haftalık politika faizi 2,50 iken ABD 3 yıllık tahvil faizinin 1,82’de seyretmesi bize FED’in bırakın 25 baz puanı 75 baz puan kadar indiriminin piyasa aktörleri tarafından fiyatlara dahil edildiğini ifade ediyor.

Siyah olan çizginin (tahvil faizi) bu beklentinin gerçekleşmesi üç gün kadar uzaktayken yukarı yönlü bir eğilime girmesi mavi çizginin (borsa) yükselemeyerek patinaj yapması benim beklenti gerçekleştikten sonra ters yönlü hareketleri tetikleyebilir tezimi destekliyor. 

İşte bu nedenle ben Ağustos ayının borsa endekslerinde altında ve gelişen ülke para birimlerinde satıcılı bir açılışa sahne olabileceği görüşündeyim.

FED öncesi üç gün ise üç ihtimalli maç gibi her senaryoya açık.

Ağustos ayında piyasa fiyatlamalarında öne çıkacak önemli bir faktör brexit süreci olacak.

Yeni Başbakan B.Johnson sert müzakereci bir hal alarak şimdiden kolları sıvadı.

Ağustos-Eylül dönemi nice pazarlık masalarına ve senaryolara sahne olacak.

Piyasalar artan anlaşmasız brexit riskini görüyor ve bu Sterlin’e dünya genelinde değer kaybettiriyor.

FED beklentisi tüketildikten sonra bu faktörün Avrupa borsa endeksleri üzerinde de hissedilir etkilerini görebiliriz.

Sterlini önümüzdeki haftalarda kapsamlı bir biçimde masaya yatıracağım.

Diğer bir cephe ABD-AB hattı.

Trump dinlenip dinlenip ticaret savaşını sürdürüyor.

Önümüzdeki haftalarda ABD-Çin cephesini akışına bırakıp AB ile çatışabilir.

ABD-Çin cephesinden bir mutlu son müjdesinin yakın vadede gelmesi sürpriz olur.

Ben Trump’ın Kasım 2020 ABD başkanlık seçimlerinden 6-7 ay kadar önce Nisan-Mayıs 2020 gibi bir tarihte Çin’le uzlaşmaya imza atacağını ve bu dopingin rüzgarını arkasına alarak sandığa gitmeyi tercih edeceğini tahmin ediyorum.

Bu nedenle de Ağustos-Eylül periyodu finansal piyasalarda satıcılı bir seyre sahne olursa bunun cazip bir alım fırsatı oluşturacağı görüşündeyim.

BORSA İSTANBUL

BIST aşağıda görebileceğiniz üzere çok başarılı bir Temmuz performansına imza attı.

Dolar bazında yüzde 12’ye yakın TL bazında yüzde 6,6 değer artışı ile 103.000 puana ulaşan endeksin yılın son çeyreğinde 115.000 puana yükselme şansının olduğunu düşünüyorum.

Ancak kısa vadede dünya borsaları FED sonrası satıcılı bir seyre sahne olursa bizim endeksin de asgari 5-6 kadar bir değer kaybı ile 97.000 puana gerilemesi olasılığı hiç hafife alınmayacak bir risk.

Daha aşağı gelebilir mi ? Dünyadaki voltaja ve Türkiye özelinde dengeleyici yeni pozitif faktör değişiklikleri yaşanmamasına bağlı olarak ihtimal dahilinde.

N noktasını 90.000 civarı alarak ben önümüzdeki iki ay içinde BIST 100 endeksinin 90.000 – 97.000 arası bir seviyede taban oluşumunu tamamlayıp son çeyrek rallisine bu hareketi takiben yelken açmasını daha olası görüyorum.

Dünya borsalarının Ağustos ayında değer kaybetmemesi hatta yükselmesi veya bu risk gerçekleşse de Borsa İstanbul’un yatay veya ılımlı pozitif bir seyirle pozitif ayrışması imkansız mı ?

Kesinlikle değil. Avrupa ekonomisi durgunluk yaşıyor. Bu asgari bir yıl daha süreceğe benziyor.

ABD ikinci yarıyılda büyüme temposunu kaybedecek. Ve asgari bir sene ekonomik aktivite zayıf seyredecek.

Türkiye ise bu akımı bir yıl kadar önden yüklemeli bir biçimde yaşadı. Bu yılın sonunda resesyondan çıkarak ılımlı bir büyümeye yelken açma şansına sahip.

Ülkemizde varlık fiyatları durgunluk ile uyumlu ancak ılımlı büyüme henüz fiyatların içinde değil.

Bu nedenle Türkiye pekala sürpriz yapabilir.

Bu durumda ne yapmak daha doğru derseniz ben GPG’de bu sürprize para yatırtmayı düşünmüyorum.

BIST riskini almayıp net hisse senedi ağırlığımı yüzde 4-7 arasında ara akımlara bağlı olarak dalgalandırarak ve pair trade day trade işlemlerin ağırlığını görece yüksek tutarak Ağustos ayını da mevduat üzeri getiri ile tamamlama amacındayım.

Ancak hisse senedi yatırımcıları GPG stratejisini kendilerine referans alırsa bu yanıltıcı olabilir.

Çünkü bu yatırım fonu hisse senedi ağırlıklı bir çizgi izlemiyor, izlemeyecek.

Borsa İstanbul yatırım yapılabilecek seçeneklerden biri ve her ne kadar resmi üst sınır yüzde 35 olsa da ben en çekici şartlarda bile net hisse senedi ağırlığımı yüzde 17-20 bandının üzerine çıkarmayı düşünmüyorum.

Döviz tabanlı varlıklar ile tamamlayalım.

Bu cepheyi doğabilecek fırsatlardan yararlanmak üzere dikkate izliyorum.

GPG’de güncel USD ağırlığı yüzde 1,5 ile sembolik bir düzeyde. ABD ile mutlu son veya güçlü etki gösterecek muadil Türkiye pozitif bir haber akışı ile karşılaşırsak ve döviz tabanlı varlıklarda yüzde 5-6 ilave bir iskonto oluşursa bu cephenin ağırlığını arttırma eğilimindeyim. Haftaya buluşmak dileği ile…

GPG nedir nasıl alınır satılır ?

 

Yazarın Diğer Yazıları