Eral KARAYAZICI Inveo Portföy - Fon Yönetim Müdürü Tüm yazıları

Borsada hangi sektör cazip?

Terör saldırıları altında geçirdiğimiz bir yılı takiben ne yazık ve acı ki yeni yıla da bir terör saldırısına uğrayarak başladık. Yine can kayıpları, yaralılar ve kırılan umutlar…

Bigpara Haber

Bana düşen meseleyi sadece ekonomik etkileri ile değerlendirmek. Turizm üzerinde neden olduğu baskı ve kronik güven kaybını beslemesi ilk akla gelenler. Acı ama bu saldırı ne yazık ki şaşırtıcı değil.

Bu nedenle kısa vadede piyasa etkisi göstermesi güç. Orta-uzun vadeli etkisi ise zincire eklenecek yeni halkaların olup olmayacağına bağlı. Türkiye’nin 1-2 ay ara ile bu ve benzer saldırılara maruz kalmaya devam etmesi yıpranan ekonominin nefes almasını güçleştirir. 
2019-2021 arası yaşanabileceğini düşündüğüm küresel krizin ülkemiz üzerinde tahrip kapasitesini yükseltebilir. Ancak terör saldırısının bu haftaya, ocak ayına önemli bir etkisi olmaz.

Bu nedenle geçen hafta paylaştığım 2017 tahminlerim geçerliliğini koruyor. Hatta bir adım ileri gideyim; Ortadoğu’da yaşanan hızlı değişim & gelişmeler bana bu tahminlerin gerçekleşme ihtimalinin daha da yükseldiğini hatta aşılmasının dahi mümkün olabileceğini düşündürüyor.

GEÇEN YILIN ŞAMPİYONU

2016 yılına dönüp bakarsak Türk tasarruf sahipleri adına borsa % 9 ‘luk değer artışı ile ancak enflasyonun altında kalmamayı başarabildi.

Bunca major negatif gelişmeye karşın borsanın gösterdiği dirayet 2015 yılının da çok ucuz fiyatlarla  tamamlanmasından kaynaklanıyor. Başka bir deyişle Borsa İstanbul iki senedir aşırı ucuz – çok ucuz hisse fiyatları ile işlem görüyor.

Döviz tabanlı ürünler ise 2016 yılında getiri yarışındaydı. Türk Lirası cinsinden Euro % 17, Dolar % 21, Altın % 31, Gümüş % 39 değer artışı kaydederken Petrol dolar bazında % 50 TL bazında % 61 getiri ile açık ara şampiyon oldu.

“ Petrol de nereden çıktı? Sırf dolara gıcıksın ve onu senelik performansta dördüncü sıraya itmek için bunu bulmuşsun “ diyen okurlar olabilir.

Artık hiçbir çekiciliği kalmayan petrolü satın alabilmek için uzay mekiğine sahip olmak gerekmiyor. Pek çok yatırım kuruluşu müşterilerine bu ürünü satın alma olanağı sağlayabiliyor.

Kaldı ki 17.01.2016 tarihinde bu köşede “ 6 yıllık trend desteği olan 27,20 – 27,80 bandı brent petrolde pekala bir taban adresi olabilir. Eyvah İran petrol arzını arttıracak diye hafta başında petrolde satışa geçecek olanlar bir kaç hafta içinde brent petrolün 40-43 dolar bandına sıçraması ile hüsrana uğrayabilir” değerlendirmesiyle ben belki de üzerime düşenin ötesini yerine getirmiştim.

http://bigpara.hurriyet.com.tr/bigpara-uzmanlari/eral-karayazici/iran-piyasalari-nasil-etkiler_ID985582/

HANGİ SEKTÖR DAHA CAZİP ?

Türkiye’nin özellikle son iki yılda yaşadıkları ile Borsa İstanbul diğer ülke borsalarına kıyasla aşırı iskontolu kaldı. Geçen hafta paylaştığım gerekçeler ile lokal şartlar çok kötüden vasata evirilecek olursa hisse senetleri getiri yarışında özellikle de ilk yarıyılda şampiyon olabilir.

Peki hangi sektör bu riski almaya veya taşımaya daha uygun ? Bana sorarsanız bankacılık.

Sanayi endeksi kötü mü ? Tabi ki değil. Olumlu bir rüzgar kuşkusuz hisselerin çoğunu pozitif etkileyecektir. Ancak sadece ucuz olan sanayi şirketlerinin prim potansiyeli ile aşırı ucuza yakın banka hisselerinin prim potansiyelinin farklı olduğu görüşündeyim.

Bankalar bir ülkenin risklerini taşın altına gövdelerini koyarak üstlenirler. 10 lira sermayelerinin yanında 80 lira da mevduat ile ödünç kaynak bulur bu paranın büyük kısmını kredi olarak dağıtırlar. Kredi geri dönüşlerinde sorun yaşandığında öz-varlıkları erime riski ile karşı karşıya kalır. Bu bakıma bir ülkenin riski arttığında ekonomisi yıprandığında en çok banka hisselerinin değer yitirmesi doğaldır. 

Ancak bu madalyonun bir de tersi var. Ülke riski görece azaldığında ekonomi nefes aldığında da pozitif iklimin aslan payını banka hisseleri kapar.

Yukarıdaki grafikte görebileceğiniz üzere iki sene önce BIST Banka endeksi BIST Sanayi endeksinin 2,25 katıydı. Şu anda 1,55 katı. Aynı oran 2010 yılı içinde 3,35’di.

BIST Banka endeksinde 11 hisse var. Ancak yukarıda yer alan altılı bu grubun ağa babaları. Hacmin de değerin de çok büyük bölümünü oluşturuyorlar.

2010-2011 perdesinde BIST Banka endeksi ortalama 130.000 puandan işlem görüyordu. Beş yıl önce bu altı bankanın öz-sermaye toplamı 81 milyardı. Şimdi 164 milyar. Karlılıkları o günden bugüne % 75 artış gösterdi. Gelin görün ki BIST Banka endeksi geçen yılı ancak 129.550 puanda tamamlayabildi.

Bu beş yıl banka endeksinde yukarıda yer alan grafikte görebileceğiniz kırmızı trend desteğinde ancak diplerin yukarı taşınabilmesiyle stabil geçti.

Oysa en basit bakkal hesabı ile altı yıl önceki en yüksek endeks değeri olan 170.000 puanın bugünkü karşılığı asgari 350.000 puana, en düşük değer olan 91.000 puanın karşılığı 180.000 puana ortalama değer olan 130.000 puanın karşılığı bugün 260.000 puana denk geliyor.

Piyasa yanlış mı fiyatlıyor ? Tabi ki hayır. Piyasa her zaman haklıdır. Artan riskler nedeniyle BIST Banka endeksi 2010-2011 ortalamasının karşılığı değerin bugün yarısından işlem görüyor. Türkiye lokal şartları ne kadar yumuşatabilirse aradaki fark o ölçüde kapanacaktır.

Ben gerek içsel gerek dışsal nedenlerle önümüzdeki beş belki on sene şartların 2010 başında veya 2013 ilk yarıda olduğu düzeyde çok iyiye evirilmesini beklemiyorum. Bu nedenle uzun vadeli de bakılsa banka endeksinin bugünün 350.000 puanına tırmanamayacağı görüşündeyim.

Ancak 2017 – 2018 dönemi içinde Türkiye şartlarının vasat – normal arası bir yere evirilmesi durumunda banka endeksinin 180.000 ( belki 200.000 ) puana yükselme şansı olduğunu, 2017 ilk yarısı içinde de en azından 150.000 puanı test edilebileceğini düşünüyorum.

DÖVİZ & ALTIN CEPHESİ

Sarsılan güven duygusunun da bir sonucu olarak pek çok okurun döviz tabanlı seçenekler hakkında bir şeyler okumak istediğini biliyorum. Gelin görün ki aşağıdaki tablo elimi kolumu bağlıyor.

2016 yılında dolar dünyada ortalama % 4 yükselirken Türkiye’de % 21 değer kazanması bu yatırım seçeneklerini örtülü risklere maruz kılıyor. En azından % 17 ‘lik bu makasın % 7’si kapanmadıkça döviz tabanlı ürünleri güvenli bulmuyorum.

Gerek Türk Lirası gerek 10 yıllık Türk tahvili yılın ilk çeyreği içinde başarılı performans gösterme potansiyeli taşıyor. Bu performans gerçekleşirse döviz tabanlı ürünlerde risk almak rasyonalite kazanabilir.

Olsun sen yine de yaz diyen okurlar adına ons altında 1118 – 1126 EURUSD özelinde 1,04-1,0450 bandını kuvvetlenen destekler olarak görüyor, USDSEK cephesinde ise 9,30 üzerinin kolay olmadığını ve bu seviyede İsveç Kronunun dolara karşı ilgi çekici bir alternatif haline geleceğini düşünüyorum. Haftaya buluşmak dileği ile...

PARANIN YOLU - Günlük Değerlendirmeler

Hafta içi her gün saat 08:45’de Kanal B‘de ve Paranın Yolu adlı video haber serisi ile bigpara.hurriyet.com.tr ‘da piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri 23:30’da yine BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım Pusula ile okurlara aktarıyor, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum.

Pusula yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz. http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/

Yazarın Diğer Yazıları