Eral KARAYAZICI Inveo Portföy - Fon Yönetim Müdürü Tüm yazıları

Ağustos ayında piyasalar…

Borsa, döviz ve tahvil cephelerinde eş zamanlı olarak fiyatların yükseldiği bir haftayı geride bıraktık. Bugün pusulada temmuz kapanışı ağustosun habercisi mi sorusuna yanıt arayacak, olası senaryoları masaya yatıracağım

Bigpara Haber

Dolar ve euro’nun % 1,3 değer kazandığı temmuz ayının son haftasında BIST 100 endeksi de % 1,5 yükseliş kaydetti. Türkiye tahvilleri ise ikincil piyasada prim yaptı ve 10 yıl vadeli tahvilin faiz oranı 16 baz puan aşağı geldi.

Önümüzdeki haftalara fal açmadan bu hareketin kerameti nerede bir bakalım. Yukarıdaki tabloda göreceğiniz üzere geçen hafta gelişen ülke borsalarının birçoğu değer kazandı.

Çin’i dikkate almayın. Bir yıl önce 2050 puanda seyreden Şangay Borsası 5.600 puana yükselince balon patladı ve çekik gözlülerin endeksi geride kalan 7 haftada bu primin yarısını geri vererek 3,600 puana düştü. Dünya için etkisi de önemi de yok hükmünde. 

Haftanın en iyi performansına imza atan Bovespa ( Brezilya ) bu başarıya petrol haftalık bazda % 5,2 ve temmuz toplamında % 18 değer kaybetmesine rağmen imza attı. Brezilya sadece iyi futbol oynamıyor, dünyanın petrol ihracatçısı ülkelerinden biri.

Aynı dertten muzdarip Rusya Borsası düşmemeyi başarırken borsaların aferin dedirten bu performansı, dolar her iki ülkede de güçlü şekilde yükselmesine rağmen gerçekleşti.

Artan FED ihtiyatı gelişen ülkelerde doların yükselmesine neden olurken hisse marketleri düşmek bir yana değer kazandı.

Bu bence üzerinde durmamız gereken bir refleks ve aylardır savunduğum FED faiz artırım dönemi fiilen başladıktan sonra beklenen kötü haber geride kaldı, şimdi gelişen ülkelerde ( asgari 12 ay süreli ) ralli zamanı denecek tezimi destekliyor.

Toparlarsak Borsa İstanbul’da beklentilerin üzerinde gelen 6 aylık banka karları ve petrolün değer kaybı dışında zor şartlarda sağlanan bu performansı büyük ölçüde dış rüzgara borçluyuz.

Yoksa ne hükümet kuruldu, ne terör hız kesti. Yurtiçinde piyasaları destekleyen bir haber akışı yok.

Ağustos bütününde ben pozitif dış iklimin devam edebileceğini ve borsa endekslerinin ortalama % 7 kadar daha yükseliş kaydedebileceğini düşünüyorum. BIST buna katılır mı sorusunun yanıtı Ankara’da saklı.

Hükümet Toto

Dört yıl görevde kalmak üzere bir koalisyonun kurulması olasılığını % 10, Kasımda seçim olasılığını % 35 ve üçüncü bir senaryo olan 2016 içinde seçime gitmek üzere bir koalisyon veya azınlık hükümeti kurulmasının olasılığını % 55 olarak görüyorum.

19.07.2015 tarihli pusulada ortaya attığım bu üçüncü senaryo her geçen gün şansını arttırıyor. Siyasi analistler Adalet ve Kalkınma Partisinin oy oranını % 44-45 bandında görmedikçe seçim için acele etmeyeceği ve bu seçeneği tercih edebileceği görüşündeler.

Ben bu senaryonun piyasalar üzerinde kısıtlı pozitif etkisi olacağını düşünüyorum. Evet bardağın boş tarafı yine yeniden sandık ama dolu tarafı da sekiz haftadır aşılamayan siyasi tıkanıklığın giderilmesi olur.

Önümüzdeki 1-2 haftada anketler güncellenecek ve çok daha belirgin bir resimle karşılaşacağız. Olur da bu anketler tek parti hükümetinin şansının güçlendiğine işaret ederse bu şartlarda kasımda seçim kararı alınması piyasaları sert negatif etkilemeyebilir.

İlk etki kısıtlı negatif olup sonrasında kısıtlı pozitif ( güçlü bir hareket için skorboard lazım ) bir ritimle yurtiçi piyasalarda sandık sonuçlarının beklendiğine ve yurtdışına paralel bir seyre şahit olabiliriz.

Başka bir deyişle piyasa için en rahatsız edici senaryo anketlerde partilerin oy oranında önemli bir değişiklik olmadığına işaret eden sonuçlar çıkması ve buna rağmen kasımda seçime gidilmesi olacaktır. En potansiyel risk olarak görebileceğimiz bu senaryonun olasılığını % 10-15 bandında görüyorum.

Borsa İstanbul

Geçen hafta yurtdışı rüzgar, düşen petrol fiyatları ve banka bilançolarının katkısı ile 80.000 puana dayanan BIST 100 endeksinin haftanın ilk yarısında pozitif seyri sürdürmesi mümkün.

Hükümet arayışında ( üçüncü senaryo dahilinde bile olsa ) somut bir gelişme ağustos bütünü adına 85.500 – 86.500 bandını rotaya yerleştirebilir.

Ancak siyasi cenah küçük adımlarla ilerler, muamma modunu korursa haftanın ikinci yarısı 7 Ağustos stresi ile yeniden ihtiyatlı bir seyre sahne olabilir.

Çünkü Cuma günü ABD tarım dışı istihdam verisi açıklanacak ve güçlü bir veri dünya genelinde FED duygusunu eylülde ilk adımı atabilirden, muhtemelen eylülde FED faiz artırımlarına başlar haline taşıyacaktır.

Eş zamanlı olarak Cuma gecesi piyasalar kapandıktan sonra Moody’s Türkiye’ye karne verecek.

14 ay önce azalan güven ve zayıflayan büyüme nedeniyle sarı kart ( görünümü negatife almıştı ) çıkaran kuruluş biz bu sınava gizemli gizemli hükümet arayışına devam ederek girersek pekala kırmızı kartı çıkarabilir.

Ancak geçen hafta da paylaştığım üzere yatırım yapılabilir ülke notunu kaybetmek ekonomik anlamda büyük önem taşıyorsa da Türkiye piyasaları son 2 yıldır gösterdikleri zayıf performansla bunu büyük ölçüde fiyatladılar.

Bu nedenle Moody’s Türkiye’yi bir alt lige yolcu etse de ben etkisinin geçici olacağını ve % 3-4 den öte bir med-cezire neden olmayacağını düşünüyorum.

Yunanistan mı? Bence bu konu demode ve piyasa etkileri kısıtlı kalmaya devam edecek. Avrupa diyorsanız İspanya’yı izlemekte yarar var.

27 Eylül’de Katalonya’da yerel seçimler var. Bağımsızlık yanlılarının alacağı oy oranına yönelik kaygılar zelzele yaratmasa da limitli med cezirlere neden olabilir.

Bu faktör şu anda piyasa gündeminde değil. Menzile ne zaman girer sorusunun yanıtını öncü bir gösterge olarak 10 yıllık İspanya – İtalya faiz farkından alabiliriz.

Şu anda 7 olan bu makas 20 baz puanın üzerine çıkarsa projektörleri bu cepheye çevirmekte ve defansa ( abartmadan ) takviye yapmakta yarar var.

Ne yapalım hisseleri satalım ve arkamıza bakmadan kaçalım mı derseniz, ben sabrı olanların 2016 yılında dış konjonktürün desteği ile yaraları güçlü biçimde sarma şansı bulacağı görüşündeyim.

Hisse senedi yatırımı olanlar adına yokmuş gibi davranmak ve 12-16 ay sonrasına randevulaşmak belki de en zor görünen ama en doğru & kolay strateji olabilir.

Altın

Cuma günü gelen bir ABD datası ile nefes alan altın temmuz ayını dolar bazında % 6,5 kayıpla 1095 seviyesinde tamamladı. 
ABD verilerinin seyrine bağlı olarak ağustos ayında 1150 dolara kadar yükselme şansı olduğunu düşündüğüm eski şampiyon aslında kırılgan bir görünüm sergiliyor.

FED korkusu geride kalana kadar süreceğe benzeyen bu ruh hali altın cephesinde önümüzdeki 4 ay içinde 1000 doların aşağısını ( 900 ile limitli ) hedefleyen son bir panik atağa neden olabilir.

Ki FED arifesinde bu yönde & şiddette bir geri çekilme yaşanırsa ben eski şampiyonun çok çekici bir alım fırsatı sunacağını ve 2016 yılında hızla yaralarını sararak 1400-1500 $ bandını hedefleyebileceğini düşünüyorum.

Dolar

Dünya genelinde milyonların yeni sevdası halini alan ABD para birimi, Türkiye’de mart ayından bugüne kalender bir yükseliş gösteriyor.

Geride kalan 5 ayda 2,62’den 2,77’ye yükselen USD/TRL psikolojik olarak 2010 Türkiye şampiyonu Bursaspor’u hatırlatıyorsa da bu perdedeki toplam primi % 5,7.  ( TL mevduat %  4 getiri sağladı )

Evet 2013 mayıs ayından bugüne dolar TL’ye karşı % 53 değer kazandı ama son 5 aylık performansı haber akışı var gücü ile destek olmasına rağmen debriyaj balatası sıyırmış bir arabayı ( gaza basarsınız motor sesi yeri göğü yıkar ama araç gaz yemez, hızlanamaz ) çağrıştırıyor.

Yıkılır mı ? Benzer ülkelere kıyasla Türkiye’de % 9 kadar pahalı. Bir hükümete kavuşmamız halinde % 3-5 arası bir geri esneme ile marttan bugüne kaydettiği primi geri verebilir ama yıkılmaz.

Çünkü ufukta lehine bir haber & beklenti var; FED faiz artırım dönemini başlatacak. Önümüzdeki 3 ayda USD bu beklenti ile dünya genelinde % 5-7 kadar daha prim yapabilir.

Türkiye kasım ayında belirsizlikler içeren yeni bir seçime giderse dünyadaki değer artışına ilave olarak Türkiye’de % 3-5 arası bir prime de rahatlıkla imza atabilir.

Ama FED beklentisi gerçekleştikten sonra ne olur ? Kupalara koşmaya devam mı eder ? Hiç sanmıyor, 2016 yılında doların dünya genelinde cari seviyelerin asgari % 10 kadar altına sarkmasını bekliyorum.

Özetle doların kısa vadeli seyri iç & dış faktörlere bağlı olarak 3 ihtimalli maç gibi. Ama dünya genelinde hem 2015’in devamında gerçekleştirebileceği kazanımları geri vereceğini hem de 2016 yılında negatif getiriye sahne olacağını düşünüyorum.

Ya Türkiye’de ? Biz 2 senedir lokal gelişmelerle hep negatif sürprizlere imza attık. İlave yeni şoklar yaratmazsak dünyadaki ritme dahil olmamamız için bir neden yok.

Bir sonraki pusulada buluşmak dileği ile...

Anlık – Günlük Değerlendirmeler

Hafta içi her gün 07:15 veya 14:10’da CNBCE, pazartesi günleri 17:40’da TRT Türk ve diğer günler 17:45’de Kanal B’de piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri 23:00’da BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi ve günün içindeki seyre yönelik tahminlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları