Emrah CEYLAN Bankacılık ve Finans Uzmanı Tüm yazıları

Bankalardaki Aktif Rasyosunun Piyasalara Etkisi

Pandemi sürecinde kamu bankaları piyasaları destekleyici, düşük faizli, ödemesiz dönemli başta KGF teminatlı krediler olmak üzere piyasalara olumlu etkisini gözlemledik. Kamu bankalarının haftasonu (pazar günü dahil) çalıştıklarına şahit olduk. Bankacılık sektöründe bu süreçte kamu bankaları çok başarılı bir sınav verdiler.

Bigpara Haber

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) özellikle özel bankaları daha fazla kredi vermeye teşvik etmek için “Aktif Rasyosu” uygulaması ile yeni bir karar aldı. Bu hesaplamaya göre bankalar belli oranlarda kredi vermesi, menkul kıymet alması veya TCMB ile swap (takas) yapmaları isteniyor. Mevduat bankaları için aktif rasyosu 100 iken alabilecekleri menkul kıymet sınırlı olan katılım bankalarının aktif rasyosu 80 olarak belirlendi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) son aylarda iki kez “Aktif Rasyosu” kararında değişikliğe gitti.

Aktif Rasyosu (AR) formülünün ilk hali şu şekildeydi:

Aktif Rasyonun pay kısmında yer verilen;

* “Krediler” kaleminin, takipteki krediler hariç bankaların bireysel ve ticari müşterilere kullandırdıkları krediler tutarının toplamını,

* “Menkul Kıymetler” kaleminin, bankalarca satın alınan yurt dışı yerleşiklerce ihraç edilmiş menkul kıymetler ve hisse senetleri hariç özel sektör tahvil ve bonoları ile Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin ihraç ettiği her türlü borçlanma araçları, kira sertifikaları ve Eurobondların toplam değerini,

* “TCMB Swap” kaleminin, bankaların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) Swap yoluyla verdikleri yabancı paranın TCMB alış kurundan hesap edilen Türk Lirası (TL) cinsinden toplam değerini ifade etmesine,

Aktif Rasyonun payda kısmında yer verilen;

* “TL Mevduat” kaleminin, bankalar mevduatı hariç tüm TL cinsi mevduat/katılım fonu tutarı toplamını,

* “YP Mevduat” kaleminin, altın ve kıymetli maden hesapları da dahil olmak üzere, bankalarda tutulan yabancı para (YP) cinsinden mevduat/katılım fonu tutarı toplamını ifade etmesine karar verildi. 

Aktif Rasyonun her ay sonu itibariyle, o aya ilişkin aylık ortalamasının mevduat bankaları için %100’ün, katılım bankaları için %80’in altına düşmemesine, bu kurallara uyulmaması halinde 500.000 TL’den az olmamak üzere aykırılık oluşturan tutarın %5’ine kadar idari para cezası uygulanacağı hüküm altına alındı. 

Aktif Rasyosunda Yeniden Değişiklik

BDDK Haziran ayında yeniden bir düzenlemeye daha giderek bankalar için Aktif Rasyosu (AR) hesaplanmasında bir değişiklik daha yaptı.

Aktif Rasyosu (AR) formülünün son hali şu şekilde oldu:

Açıklamada, AR'nin yeni düzenlemeyle birlikte pay kısmında yer alan "Krediler" kalemindeki, KOBİ kredilerinin, proje finansmanı kredilerinin ve ihracat kredilerinin hesaplamada 1,1 katsayısıyla ağırlıklandırılmasına, 3 aydan kısa vadeli kredilerin ise hesaplamada "Krediler" kalemine dahil edilmemesine karar verildiği ifade edildi.

Bankaların (kendi aralarında yaptıkları işlemler hariç) müşterileri ile yaptıkları TL cinsi repoların ve ihraç ettikleri 6 aydan kısa vadeli TL finansman bonolarını hesaplamada AR’nin payda kısmında yer verilen "TL Mevduat" kalemi altında değerlendirileceği belirtilen açıklamada, bankaların (kendi aralarında yaptıkları işlemler hariç) müşterileri ile yaptıkları YP cinsi repoların ise hesaplamada AR’nin payda kısmında yer verilen "YP Mevduat" kalemi altında dikkate alınacağı bildirildi.

Açıklamada AR'nin payda kısmının hesaplamasında "YP Mevduat" kalemi toplamının, YP kredilere kadar olan kısmına 1 katsayısı, YP kredileri aşan kısmına ise 1,75 katsayısı uygulanarak, AR formülünün revize edildiği kaydedildi.

BDDK’nın bu kararları sonrası:

* Uygulamanın ilk ayında birkaç istisna dışında bankaların yapılan düzenlemeye başarıyla uyum sağladılar.

* Normalleşme sürecinde bankaların tahvil alımına ilave olarak KOBİ’leri, ihracatçıları ve yatırım projelerini fonlamasının teşvik edildiğini, bankaları bilançolarındaki aktif-pasif kur dengesizliğini azaltmaya yönlendirmeye başladılar.

* Kredi riskine girip tahsili gecikmiş alacak sorunuyla uğraşmak istemeyen bankalar, menkul kıymet (hazine bonosu/ devlet tahvili) alıp bunların riskini taşımayı uygun gördüler. Bu süreçte tahvil faizleri 200 baz puan düştü.

* Aktif Rasyosunu tutturamayan bankalara bir süre daha zaman tanındı.

* Üç aydan kısa süreli krediler hesaplamada kredilere dahil olmayacak. Böylelikle bazı müşterilere verilen kısa süreli krediler ile oran düzeltilemeyecek.

* Müşteri reposu ve kısa finansman reposuna muafiyet uygulaması olmayacak.

* Böylelikle bankacılık sisteminde kredi / mevduat faizleri düşmeye başladı.

* Bankacılar müşterilerini arayıp krediye ihtiyacı olup olmadığı yönünde görüşme trafiği artmaya başladı.

* Genel müdürlük birimlerinden şubelere yeni hedefler verilerek yılsonu hedefleri revize edildi. Kredi kullanan müşterilere ek kredi limitleri tahsis edildi. Ve bu ek kredi limitlerinin kullanılması için müşterilerle pazarlıklar yapılarak kredi ihtiyaçları karşılanmaya başladı.

* 1 yıl vadeli spot krediler yıllık %7,5 - %8,5 seviyesine kadar geriledi. 36 ay vadeye kadar kredilerde faizlerde belirgin bir düşüş oldu. 

* Piyasadaki ticari kredi hacminin artığını gözlemliyoruz.

- Son düzenlemeyle bankaların KOBİ’leri, ihracatçıları ve yatırım projelerini kısa değil uzun vadeli kredilerle fonlamaya yönlendirilmektedir.

- BDDK’nın bu kararını olumlu buluyor, böylelikle piyasada likiditasyonun artacağı, ticari kredilerin ortalama vadesinin uzayacağı ve faizlerin aşağı yönde seyredeceği yönünde muhtemel bir görünüm olacağını tahmin etmekteyiz. 

Kaynaklar:

* BDDK - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, basın duyuruları

* Banka Mevduatlarının Krediye Dönüşüm Oranı Hakkında Kurul Kararı

* Anadolu Ajansı / Ekonomi Arşivi 

Yazarın Diğer Yazıları