Eda KARADAĞ Gedik Yatırım - Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı Tüm yazıları

Bu nasıl bir ocak ayı?

2020 yılına olumlu başlamak için dileklerde bulunurken bambaşka senaryolarla karşılaştık. Dünya ve Türkiye genelinde yaşanan üzücü gelişmeler piyasaları oldukça tedirgin etti. Aynı şekilde bu durumu fiyatlamalar üzerinde de hissettiğimiz için borsalarda ciddi satışlarla karşılaştık akabinde güvenli limanlara olan talebinde canlandığına şahit olduk.

Bigpara Haber

Ocak ayının ilk haftalarında patlak veren ABD ile İran gerilimi, sonrasında yerini yumuşamaya bırakınca hem küresel borsalarda risk iştahı toparlanmaya başladı hem Borsa İstanbul’da dışarıdaki havanın desteğiyle yönünü hızlı bir şekilde yukarı çevirdi. Aslında borsa için sürpriz değildi, çünkü 2020 yılının ilk ayında bir rekor denemesi bekliyorduk. ABD ile İran nedeniyle biraz geç oldu ama oldu. Borsa, tüm zamanların rekoru olan 124 bin 500 seviyesini bu anlamda test etti. Hazır konusu açılmışken endeks için 2020 yılında yeni rekor seviyelerin devam etmesini beklediğimi de buradan belirtmek isterim. Türkiye’nin makroekonomik karnesinin toparlanıyor olması, risklerin dağılması bu anlamda fiyatlamaları da olumlu etkiliyor. Algılarda ciddi bir bozulma ile karşılaşmadığımız sürece borsa için geri çekilmeleri yatırımcılar değerlendirebilir.

ABD ile İran sonrasında Çin’deki Corona virüsü ve bunun yavaş yavaş dünya geneline yayılması, piyasaları oldukça tedirgin etti. Dolayısıyla risk iştahının tekrardan zayıflamasıyla bu sefer ciddi kayıpları da beraberinde getirdi. Yatırımcılar bu tablo karşısında güvenli limanlara doğru yönelmeye başladı. Özellikle Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hala virüs konusunda endişe duyduğu ve mücadeleye devam edilmesi gerektiğinin altını çizmesi ilerleyen süreçte DSÖ tarafından gelecek açıklamaları daha da önemli kılıyor.

Altına gelecek olursam, geçen sene olduğu gibi bu senede altın açısından olumlu bir yıl olacağını düşünüyorum. Özellikle, ABD’de Başkan Trump o koltukta görev yaptığı sürece dünya genelinde riskler dinmeyeceği gibi risk iştahının da toparlanmasını zorlaştıracaktır. Bu durum, altının da bu yıl içerisinde 1600 dolar seviyesinin üzerinde daha rahat bir seyir izleyeceğinin göstergesi olabilir. Konuya gelirsek, ABD ile İran arasındaki gerilim ocak ayının ilk haftasında altını 1610 dolar seviyesine doğru çıkardı ve sonrasında bir miktar yumuşayarak altının yeniden 1550-1580 dolar aralığına doğru gevşemesini sağladı. Çin’deki korku ise altını 1580 dolar bölgesinde tutunmasını kısa süreli desteklese bile bu yazıyı yazdığım sıralarda altın 1570 dolar seviyesinde fiyatlanıyor ancak ben altının temkinli kaldığını düşünüyorum. Her ne kadar bu akşam ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı olsa bile sürpriz bir görünümle karşılaşmadığımız sürece Fed kaynaklı altında kalıcı bir hareket beklemediğimi söyleyebilirim. Altın için jeopolitik riskler ön planda. Teknik olarak altın zaten hassas, en ufak bir haberde anında tepkisini gösteriyor. Dolayısıyla haberlerin altını çiziyorum. Teknikte, altında ana destek noktam 1555 dolar seviyesinden geçerken, yukarıda 1600 dolar psikolojik direnç alanı olarak izlenebilir. Bu iki noktanın altında veya üzerinde altın görülmedikçe temkinli seyrini bir süre daha korumasını beklerim.

Son olarak, dolarsız olmaz diye düşünüyorum. Aslında ana resimde dolar için değişen bir durum yok. Son günlerde yeniden 5.95 TL sınırına dayanması ve ısrarla 5.90-5.95 TL aralığını ihlal etmesi yatırımcıları tedirgin ediyor. TL varlıklar için uzun süredir kırılganlığın var olduğunu dile getiriyoruz, bu açıdan sürpriz değil. Dolayısıyla TL için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hamleleri dışında haber akışlarının etkili olduğunu gözlemliyorum. Bir dönem Libya mevzusu kuru huzursuz etti, ancak o zaman bile tepkisinde sınırlı kaldı. Kur bu duruşuyla yeni haberler, hikayeler peşinde. Yeni bir gelişme anında kurda yeni bir harekete neden olabilir. Dolar için Fed kaynaklı bir hareket beklemiyorum. Türkiye, ABD ve küresel piyasalardaki iştah daha önemli. Son günlerde, dışarıda ABD dolarında pozitif bir hareketlenme mevcut bu durum gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısında negatif seyretmesine neden olduğu içinde kuru yukarı yönde tetikliyor. Bu hafta için Fed’in kararının dışında yarın TCMB yılın ilk enflasyon raporunu yayınlayacak. Raporda yıl sonu enflasyon hedefi ve son yayınlanan rapor sonrası Merkez’in enflasyon dilindeki değişiklikler yakından izlenmeli. Ancak buna rağmen kurda bunlardan kaynaklı bir hareket beklemediğimi yinelemek isterim. Bunu okuyan yatırımcı kur için hala bir düşünceye sahip olmadığı için son cümlelerimle konuyu daha da aydınlatmak isterim. Haber akışlarını yakından takip etmeleri gerekiyor. TL için şimdilik riskler dinmiş gibi duruyor, ancak ani bir haber tüm senaryoları değiştirebilir. Teknik görünümde, çok sıkıştı yeni bir hareket için tepkisinin sert olmasını beklerim. Kısa vadede kalıcı bir düşüş veya kalıcı bir yükseliş beklemiyorum. Yatay ve temkinli kalacaktır. Ancak kurda 2020 yılı içinde de 5.50 TL ve altına doğru bir eğim zor gibi. Yukarısı içinde 6.00 TL direnci kritik. Bu direncin üzerine doğru bir hareket kuru rahatsız edebilir ve yükselişine neden olabilir. 

 

Yazarın Diğer Yazıları