Aylin CEVİZCİ Stratejist Tüm yazıları

Üçüncü çeyrekte bu sektörler öne çıkabilir

Birinci çeyrek dönemi biterken, pandemi etkisi altında kalmış şirket bilançolarını haziran ayının ilk haftası itibariyle bitirdik. Gelen finansalları incelediğimizde ciro bazlı gelişmelerde sektörel etkilerin öne çıktığı görülüyor.

Bigpara Haber

Buraya örnekle havacılık sektöründe salgının yayılım kaydettiği ülkelerden uçuşların kısıtlanması gibi cirolar üzerinde baskı yarattığı görüldü. Fakat dünya genelinde yayılmaya başlayan, 11 Mart tarihinde Türkiye’de kendini gösteren coronavirüs salgının 2019 yılı ilk çeyrek dönemine kıyasla şiddetli bir etki yaratmadığı dikkat çekiyor. BIST100 şirketlerini, sigorta, bankacılık şirketleri hariç değerlendirdiğimizde net satışlar geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 16,83 oranında artarak 280 milyar TL düzeyine ulaşmış durumda.

FAVÖK (faiz, amortisman ve vergi öncesi kar) aynı şirket grubu ile hesapladığımızda 2019 yılı ilk çeyrek dönemine kıyasla yüzde 5,25 oranında artışa işaret ederken, net karın geçen yıla kıyasla yüzde 9,44 oranında gerilediği görülüyor. Bu noktada, ihracat odaklı şirketlerin faaliyetlerindeki düşüş, turizm sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin ise kısıtlamaların etkisi ile gelir kaybına uğradığı görülüyor. Fakat dönemin etkilerinin aksine salgın sürecinde takip edilen sokağa çıkma yasakları ve EvdeKal sloganı ile hanehalkı yaşam koşullarının perçinlenmiş olması perakende, gıda sektörünü de pozitif etkiledi. Bu nedenle ilk çeyrek sonuçlarında beklenen o olumsuz tablo görülmediği gibi aksine şaşırtıcı iyimserliklerde kendini gösterdi.

İkinci çeyrek dönemi Borsa İstanbul şirketleri için biterken, mayıs ortası ile kademeli şekilde başlayan normalleşme adımları haziran ayında da artarak devam etti. Turizm sektöründe sınırların kaldırılması adına önlemli şekilde açılmalar mayıs ayında başlarken, haziran ve özellikle de temmuz sonrasında bu normalleşmenin genele yaygın şekilde olacağı değerlendirilmekte. Tabi bu süreci en başta salgındaki son tablo ve vaka artış hızındaki eğilimin etkileyebileceğini unutmamak gerek.

23 Mart tarihinde önemli dip noktalarına gelen hisse ve endeksler, o günden itibaren yükselen trend üzerinde seyrini koruyor. Bu değerlendirmemizde Borsa İstanbul sektörel endeksleri 31 Mart ve 30 Haziran itibariyle aldık. Kobi-Sanayi Endeksi’nin ikinci çeyrek döneminde yüzde 108,4 oranında arttığı görülüyor. Bu endeksi takiben, yüzde 91,4 ile Turizm izlerken, yüzde 65,8 ile Tekstil ve Deri izliyor. Bu endeksleri ise, yüzde 64,4 ile Spor, yüzde 61,2 Taş ve Toprak, yüzde 53,7 ile Metal Eşya-Makine takip ediyor. Yani Borsa İstanbul’da yer alan tüm hisselerin ve endekslerin ikinci çeyrek dönemde kayıplarının bir kısmını geri aldığı görülüyor.

Sektörel başlayan hareketin öncelikle Perakende ile İlaç-Eczacılık grubunda oluştuğu gözlenirken, sonrasında Havacılık sektöründe atılacak adımlar ile takip edildi. Turizm sektöründe beklenen açılışlar ile GYO ve İçecek grubu öne çıkarken, haziran ayının sonuna doğru ihracat odaklı şirketlerin hisselerinin öne çıktığını gözlemledik. Fakat dönemsel yaşanan hareketlerin etkisi nedeniyle büyüme potansiyeline baktığımızda örnekle gıda ve içecek grubunun artışı yüzde 29,7 ile sınırlı kalmış durumda. Bankacılık endeksi bu dönemde yüzde 14,7 ile en az artışı kaydederken, İnşaat yüzde 21,5 ile bu sınırlı artışı takip etmiş durumda. Yani sektörel anlamda hisse özelinde önemli hareketler oluşmasına karşın bunun bazı endeks gruplarında yansımadığı da eklemek gerek. Fakat bundan sonraki süreçte Bankacılık endeksinin geride kalmış olması ve hala iskontolu kabul edilmesi üçüncü çeyrek dönemde Borsanın itici gücü olabilir. 

İkinci çeyrek dönem biterken, normalleşme adımlarının temmuz ayında da devam etmesi bekleniyor. Fakat tam anlamıyla şirketler nezdinde normalleşme önlemler çerçevesinde sağlanabilmiş durumda. Bu nedenle ikinci çeyrek biterken, ciro açısından havacılık sektörünün olumsuz etkilenmesini bekliyoruz. İnşaat sektöründe kredi faiz oranları düşüş kaydetmiş olması ya da sektörün canlanması adına kampanyalar sürdürülmesine karşın, tüketici güven endeksleri gibi veri setlerinde konut sektörüne olan yatırım güveninin çekimser kaldığını görmekteyiz. Bu anlamda inşaat sektörü içerisinde yer alan ve yurt dışında proje sürdürmekte ya da yeni iş alımlarına devam eden şirketlerin cirodaki kayıplarının sınırlı kalmasını bekliyoruz. Enerji sektöründe özellikle elektrik işi yapan şirketlerin ikinci çeyrek dönemde cirolarının pozitif etkilenmesini beklemekteyiz. Son olarak iletişim sektörünün de bu dönemde yurt içi talebin ve kullanım oranlarının artması ile finansallarının pozitif etkileneceği görüşündeyiz.

FAVÖK cephesinde şirketlerin artan satış maliyetleri nedeniyle düşüş olabileceğini tahmin ediyoruz. Bunun da genel olarak sektörel olarak farklılıklar gösterebileceğini belirtelim. Net karda ise gerek maliyetlerin artması gerekse finansman ihtiyaçlarının baskı yaratmasını bekliyoruz. Bunun yanı sıra ilk çeyrek döneminde ertelenen Kurumlar vergisinin ikinci çeyrek dönemde bir vergi maliyeti oluşturması nedeniyle net karı baskı altında tutabileceğini söyleyebiliriz. Fakat sonuç olarak, ikinci çeyrek dönemi finansallarında havacılık, inşaat ve bazı ihracat odaklı şirketlerinden güçlü tablolar görmeyebiliriz.

Ama şunu da belirtelim: İkinci çeyrek bilançolarına dair olumsuz beklentiler fiyatlandı. Soru şu: üçüncü çeyrek bilançoları normalleşme adımlarının etkisi ile ne kadar toparlanacak. Bunun içinse temmuz ayındaki adımları izleyip yeni bir değerlendirme ile yeniden yazacağız.

 

Yazarın Diğer Yazıları