Alphan GÖĞÜŞ Bybit Türkiye Genel Müdürü Tüm yazıları

DAO’lar Geleceğin Yönetişim Mekanizması Olabilir mi?

Bu haftaki yazımda, blokzincir teknolojisi üzerinde inşa edilen yapılarda “geleceğin yönetişim mekanizmasına” katkı sağlayacağına inanılan (ve 2022’de çok duyacağımız) DAO kavramından bahsetmek istiyorum.

Bigpara Haber

DAO kısaltmasıyla bilinen “Decentralized Autonomous Organization” teriminin Türkçe karşılığı “Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon”dur. Blokzincir teknolojisinin doğasında bulunan merkeziyetsizliği projelerin yönetiminde daha etkin ve adil şekilde uygulama amacıyla ortaya çıkan DAO’larda topluluk üyelerine projeye yaptıkları yatırım karşılığında alınacak kararlarda söz hakkı verilir. Elinde daha çok token bulunduran kişilerin söz hakkı da daha fazla olur. Kontrolü bu şekilde dağıtmaya “zincir üstü (on-chain) yönetim” adı verilmektedir. 
Düzgün kurgu üzerine oturtulmuş bir DAO ile organizasyonun tüm paydaşları, yönetişim ve karar almaya katkıda bulunur. Organizasyona zaman içerisinde kazandırılacak yeni fonksiyonlara yine tüm paydaşların katılımlarıyla karar verilir ve uygulamaya konulur. Bu oluşumlar hali hazırda gerçek dünyada da bir çok kullanım alanına sahip olmak ve problemlere çözüm olmakla birlikte hızla büyüyen kripto sanal evrenlerinin de yönetişim bacağının temel taşlarını oluşturacaktır.

DAO kavramı 2021'in ikinci yarısından bu yana, özellikle de ABD Anayasası'nın orijinal kopyasını satın almak amacıyla geçtiğimiz yıl Kasım ayında kurulan ConstitutionDAO ile birlikte, daha çok dikkat çekmeye başladı. (Satın alma gerçekleşmedi ancak yine de bu girişim önemli bir dönüm noktası oldu) DeepDAO verilerine göre, sayıları 200’e yaklaşan DAO’lara ait yönetişim tokenlarının değeri 11.5 milyar doların üzerinde. Bu DAO’ların kendi yönetişim tokenları haricinde yönettikleri kripto paralar, NFT’ler ve diğer varlıkların (AUM) değerinde ise  4 milyar dolardan 17 milyar dolara hızlı bir büyüme söz konusu.

2017 yılında SEC, yayınladığı raporda DAO tokenlarını mercek altına alarak DAO tokenlarının yatırım amaçlı kontrat kategorisine girdiğini belirtmiş; dolayısıyla menkul kıymet olduğuna karar vermişti. İlgili raporda, mevcut durumda ihraç edilmiş DAO tokenlarının tamamının menkul kıymet standartlarına uymadığı ve hemen regüle edilemeyeceği, bunun yerine gelecekte yapılacak ihraçların yakından takip edileceği ifade edilmişti. Ayrıca gelecekte yapılacak ihraç, satış veya dağıtıma müdahil olan tüm tarafların, ABD Menkul Kıymetler Kanunu kapsamında başvurularını gerçekleştirmeleri tavsiye edilmiş ve uyumsuz olunması halinde cezai yaptırımların uygulanabileceğine dair bilgilendirmede bulunulmuştu. ABD, geçtiğimiz aylarda Wyoming eyaletinde sunulan yasa tasarısı ise DAO’ların mevzuata girmesi konusunda öncü ülke olma yolunda ilerliyor. Yasalar tarafından tanınması durumunda birer tüzel kişilik statüsü kazanacak olan DAO’lar; banka hesabı sahibi olabilecek, fiziksel varlık satın alabilecek ve kendi çalışanlarına maaş verebilir duruma gelecekler. DAO’ların ABD’de yasalaşması ise birçok ülkenin bu konudaki çalışmalarını hızlandıracaktır.

Bir DAO projesinin hayata geçirilebilmesi için hangi süreçlerden geçmesi gerekir?

Öncelikle, DAO’nun hangi problemi çözeceği ve hangi alanda faaliyet göstereceği belirlenmelidir. Alan belirlendikten sonra ilgili iş modelleri ortaya çıkarılmalı ve bu DAO’nun hazinesini oluşturacak varlıklar ve bunun yönetim modelleri ortaya çıkarılmalıdır. 

Bir örnekle açıklayalım. Web3.0 alanında projelere yatırım yapacak bir DAO’da yatırımcılar, DAO katılımcıları olarak konumlandırılacaktır ve ilgili DAO’nun hangi projelere hangi şartlar altında ne kadar yatırım yapacağını belirleyecektir. Sonrasında akıllı kontratların önceden belirlenmiş kurallara göre geliştirilmesi ve ağ üzerinde çalıştırılmak üzere dağıtılması sağlanır. Bir sonraki aşamada, başlangıç finansman aşamasında token ihracı aracılığı ile gerçekleştirilir. Finansman fazının tamamlanmasının ardından DAO faaliyete geçirilir ve son aşamada token sahiplerinin (katılımcıların) teklif ve öneriler yapması, ve üyelerin bunlar üzerinde oylama yaparak karar alımında aktif rol alması ile ilgili DAO fonksiyonlarını idame ettirir.

Mevzuat açısından riskli görülen DAO’ların, aynı zamanda bir takım teknik risklere açık olduğu da düşünülmekte. Bu risklerin en büyüğü, blokzincir teknolojisinin doğası gereği dağıtık yapıda ve kesinlik üzerine (immutable) kurulu olmaları sebebiyle, kodun yazılması ve ağ üzerinde kontrat aşamasında yapılacak en ufak hatanın tahmin edilemez, genellikle de geri döndürülemez hatalara sebebiyet vermesi olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yakın gelecekte güvenlik odaklı geliştirme metodolojisi ve gelişmiş test araçlarıyla akıllı kontratların hatalı geliştirilmesi ve yayımlanmasından kaynaklanabilecek finansal veya itibari kayıpların en aza indirgenebileceği öngörülmekte. Ethereum’un ilk DAO’su “The DAO”, akıllı sözleşmelerdeki bir açık sebebiyle yaklaşık 50 milyon dolarlık kayba ve ağın “hard fork” sert çatallanmaya gitmesine neden olmuştur.

Bugün birçok merkeziyetsiz proje, token ihracı yapmadan siber güvenlik denetimlerinden geçiyor ve bunu sertifikalar aracılığıyla yatırımcılarına paylaşıyor. Mevzuatsal ve teknik risklerinin zaman içerisinde azalacağına şahit olacağımız DAO’ların, 2022 yılından itibaren gerçek dünya senaryoları için kullanılmasıyla birlikte daha yüksek bir adaptasyon ivmesi kazanacağı tahmin ediliyor. Örneğin Gitcoin, Web3.0 alanındaki açık kaynaklı projeleri desteklemek ve bireyleri fonlamak için kendi yönetişim tokenını kullanmaktadır. Buna ek olarak  DAO’ların ölçeklenebilirliğe dair engelleri aşarak olgunlaştığı ve DAO-to-DAO (D2D) yani DAO’lar arası işbirliklerinin, etkileşimlerinin görüleceği ve Web3.0’ın değerleriyle örtüşen yeni fırsatlar doğuracağı bir gelecek bizi bekliyor. 

DAO’ları Web3.0 dünyasının LinkedIn’i, Medium’u, YouTube’u ve hatta Uber’i gibi düşünebilirsiniz. Bu dünya üzerinde yaptıklarınız DAO tokenları ile ödüllendirilecek ve başarılarınız blokzincir üzerinde sonsuza kadar görülecektir.

Buradan yola çıkarak yeni dönemde DAO iş modellerini örneklemek gerekirse, katılımcı çabalarının ön plana çıktığını göreceğiz. Bir başka deyişle kullanıcıların katkıları oranında ödüllendirildiği sistemlerden bahsediyorum. Son dönemde blokzincir tabanlı oyun projelerinde gördüğümüz ‘kazanmak için oyna’ (PlayToEarn P2E) gelir modelinin: “Kazanmak için çalış”, “Kazanmak için katkıda bulun”, “Kazanmak için içerik üret”, “Kazanmak için öğren”, “Kazanmak için tasarla” gibi yeni akımlara evrileceğini düşünüyorum. 

DAO’lar, sahip oldukları hazinenin yönetimine ek olarak geleceğin açık fikir paylaşım platformları olarak önemli bir rol de oynayacaktır. Bugün birçok şirket, dernek, siyasi parti teşkilatı ve hatta devlet yapılarını düşündüğümüzde; bu yapıların birer DAO’ya çevrilmesini hayal edebiliyorum. Bu konuyla ilgili daha detaylı yazıyı haftaya kaleme alacağım.

Yazarın Diğer Yazıları