Adnan ÇEKÇEN Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdür Yar Tüm yazıları

TCMB hamleleri ‘’beklentilerle’’ bankaları destekliyor

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) yaptığı son açıklamayla beraber faiz indirimlerine devam ettiğini, verdiği sinyallerle de devam edeceğini görüyoruz.

Bigpara Haber

ABD Merkez Bankasının faiz artırım baskısı, son gelen istihdam datasıyla beraber hafifleyince ve açıklanan yurtiçi Ağustos enflasyonun %8.05 ile (Çekirdek Enflasyon %8.41) beklentilerin üzerinde azalınca TCMB’den zorunlu karşılıklarla ilgili açıklaması geldi.

Yapılan açıklamada Türk Lirası Zorunlu Karşılık Oranlarının tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indirildiğini ve aynı şekilde Rezerv Opsiyon Mekanizması kapmasında belirli katsayılarda %0.1 puan artırıldığını görüyoruz. Böylece sisteme 1.2 Milyar Türk Lirası ve 670 Milyon ABD doları ilave likidite sağlanmış olacak.

TCMB son 8 ayda, piyasaları günlük olarak fonlandığı üst bantta toplam 225 baz puanlık indirime gitti. Gecelik fonlama faizi %10.75’den geldiğimiz noktada %8.50’e çekildi. Bu alanın tüketiciye yansıması  içinde bankaların maliyetini hafifletmek gerekiyordu ki ikinci adım yine TCMB’den geldi. Mevduat bankalarının, Merkez Bankasında tutmak zorunda oldukları TL zorunlu karşılıklarına ‘’park ücreti’’ gibi faiz ödüyorlar. Bu ödedikleri faizi son açıklamayla toplamda 100 baz puan düşüren TCMB, aynı zamanda döviz olarak tutulan diğer zorunlu karşılıkların (Rezerv Opsiyon Mekanizması) faizini de arttırdı (ROK). 

Piyasalar bu adımları ilk etapta olumlu karşılıyor. Atılan adımlardan ziyade ‘’adımların devam edeceği beklentisi’’ olumlu fiyatlanmayı sürdürebilir. Bankacılık endeksinin, sektörel Bist endeks grupları içerisinde olumlu yönde ayrışması söz konusu ve en çok primlenen gruplar arasında yer alıyor. TCMB’nin şuana kadar bankacılık sektörü karlılığına yarattığı bu ilave rakam, bankaların karlılığı üzerinde oldukça sınırlı bir etkisi olur. Ancak bu yazıdaki değerlendirmede bankacılık sektörünün karından ziyade, faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisinin piyasa nezdinde şimdiden satın alınabileceği durumu göze alınıyor. Simetrik faiz koridoru hedefi çerçevesinde TCMB’den faiz indirimlerinin devamı ve zorunlu karşılarda da yaratılacak alanın daha da genişlemesi söz konusu. Bu durum yılın son çeyreğine girerken, bankalar tarafında olumlu karşılanabilir ve banka hisselerinde yükselişler görülebilir.

Hikayenin olumlu tarafında bu şekilde beklentiye girmek normal karşılanabilir ve hisselerde yükseliş beklentisi korunabilir. FED’ in faiz artırım beklentisinin son Tarım Dışı İstihdam verisiyle beraber en az 3 ay ertelendiğini düşünebiliriz. Bu da Türkiye gibi gelişen ülke piyasalarında olumlu seyrin devamı açısından iyi bir hikaye gibi gözüküyor. Suriye sınırındaki hareketlilik ve onun öncesinde 15 Temmuzda yaşanan darbe girişimi yeteri kadar TL varlıklarındaki satışları derinleştirmişti. Şuanda ise TL varlıkları için en büyük risk kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili olası not indirimleri veya görünümle alakalı olası güncellemeleri olarak görebiliriz.

Yılın son çeyreğine girerken uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin 4 Kasım, Moody’sin ise 2 Aralık’ta Türkiye ilgili değerlendirmeleri takip edilecek. Hatırlanacağı üzere S&P, Temmuz ayında takvimde ‘’yer almasa da’’ Türkiye’nin kredi notunu tartışılır bir şekilde düşürmüş ve piyasalarda oynaklık yaratmıştı. Ancak söz konusu kuruluşla ülkenin resmi bir antlaşması olmamasından kaynaklı açıklayacağı notunda şuandan itibaren bir anlamı kalmıyor. Çünkü Türkiye’yi kendi belirledikleri gerekçelere dayandırarak zaten yatırım yapılamaz seviyenin 2 kademe aşağısında tutuyor. Buradaki asıl risk unsuru ise diğer kredi derecelendirme kuruluşu Moody’sin yapacağı değerlendirme olacak. Yatırım yapılabilir seviyenin bir kademe üstünde notumuz korunuyor. Uzun süredir ise ülkenin not görünümü negatifte tutuluyor. Kuruluş 25 Temmuz tarihinde ise yatırımcılara düzenlediği konferansta 18 Temmuz’dan itibaren 90 günlük bir izleme süreci içerisinde nihai bir karar verilebileceğini söyledi. Yani Aralık öncesinde kuruluş Ekim ayında not ile ilgili bir değerlendirme açıklayabilir. Moody’s ile ilgili geldiğimiz noktada daha ılımlı bir hava olduğunu ve not ile ilgili bir aşağı yönlü bir düzeltmenin geleceğini düşünmüyorum. Ancak yinede piyasa çıkacak kararı görmek isteyecektir. Ülkenin kredi notunu düşürmez ise görünümü negatiften durağana çıkartabilir ki bu da TL varlıklarına olumlu yansır. Dolayısıyla bu gelişme türbülans oluşmadan atlattırılırsa bankacılık endeksi önündeki önemli bir engelin ortadan kalkacağını görebiliriz. Bu da son çeyrekte bankalar açısından olumlu hikayelerin daha fazla olduğunu gösteriyor. 

Yazarın Diğer Yazıları