Adnan ÇEKÇEN Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdür Yar Tüm yazıları

Son çeyrekte temel risk sadece FED değil

2015 yılı boyunca faiz tartışmaları, seçim belirsizliği ve koalisyon çıkmazı altında yön bulmakta zorlanan piyasalar dalga boyunun yükseleceği yeni bir döneme daha giriliyor.

Bigpara Haber

TL varlıklarının belli başlı para birimlerine karşı aylık, yıllık ve yılbaşından bu yana performansı aşağıdaki tabloda gösteriliyor. Aynı zamanda faiz,bist100,bankacılık ve sanayi endekslerinin aynı zaman dilimi içerisindeki durumu da TL varlıkları üzerindeki baskının ne denli fazla olduğunu yansıtıyor. 

Son 1 yıllık TL hareketi  ile yılbaşından bu yana olan TL performansının hemen hemen bir birine yakın veya 2015 - 9 aylık performansının daha yüksek olması, satışlarının özellikle 2015 yılından bu yana daha sert yaşandığını gösteriyor (özellikle faiz). FED riski, faiz indirim tartışmaları, seçim belirsizliği , koalisyon süreci ve yaşana terör olayları, daha çok 2015 yılının başından bu yana yerel piyasadaki satışları derinleştiren gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor. Ancak yılın sonuna doğru yaklaşırken piyasalarda yeni hikayeler doğabilir ve FED riski bir yana, kredi derecelendirme kuruluşlarının bu dönemde ülke notuna ilişkin değerlendirmeleri daha çok konuşulabilir. FED son toplantısında faizleri sabit tuttu ve bu piyasalara kısa vadede nefes aldırdı. Ancak sonrasında belli başlı FED Üyelerinin düşük faiz ortamına karşı olan açıklamaları, FED’in yakın bir tarihte ilk adımı atacağına işaret ediyor. Tüm olumsuzluklar bir yana bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye olan bakış açısı kritik bir önem taşıyor. Bu kuruluşlar yabancı fonlar açısından adeta pusula görevi görüyor. Verilen notlar ülkenin kredibilitesi, yatırım yapılabilirliği ve güvenirliliği konusunda bir anlamda etiketini yansıttığı için böyle bir dönemde yapılması muhtemel bir not indirimi yerel piyasalardaki fon çıkışlarını hızlandırabilir.

Son değerlendirmesini geçtiğimiz günlerde yapan kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, piyasayı şaşırtmadı ve ülke not ve görünümünde herhangi bir değişikliğe gitmedi. Diğer iki kuruluşa nazaran (S&P ve Moody’s) daha olumlu değerlendirme yapan şirket, ülkenin güçlü bütçe dengesi ve mali disiplinine vurgu yaparak, politik riske rağmen bu alandaki sağlam duruşa vurgu yaptı. Fakat siyasi belirsizlik ve cari açık sorununa dikkat çeken şirket, Türkiye’nin 3.çeyrekte büyüme oranının yavaşlayacağını ön görüyor. Ayrıca kurdaki oynaklığın döviz pozisyonları açık olan şirketlere olan olumsuz etkisi kırılganlığı artırıyor değerlendirmesi yapıldı. Önceki incelemesini ekim 2014 tarihinde yapan kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu BBB- ve görünümünü durağan olarak açıklamıştı.

2013 yılından bu yana Türkiye ile herhangi bir antlaşması bulunmayan ABD’li kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s için değerlendirme yaparken temel belirleyici unsurlar, bir ülkenin ekonomik ve politik riskleri olarak öne çıkıyor. 2011 yılında Türkiye’nin kredi notunu aynı seviyede tutan kuruluş görünümü pozitiften durağana çevirmişti ve bu gelişme o dönemde ciddi tartışmaları da beraberinde getirmişti. Türkiye 2012 yılının sonunda antlaşmayı tek taraflı feshetse de S&P Türkiye analizlerine ve değerlendirmelerine devam etti.  2014 yılına gelindiğinde ise Standard & Poor's, Türkiye'nin "durağan" olan not görünümünü "negatif" seviyesine düşürdüğünü açıkladı. Gerekçe olarak da "Türkiye'nin politik ortamı daha az öngörülebilir hale geliyor" değerlendirmesi yapıldı. ‘’Zayıf TL, TCMB'nin 2014 yılındaki yüzde 5 enflasyon hedefini kaçırma olasılığı beklentilerimize katkıda bulundu sözleriyle de bugün yaşanan risklerin o dönemde var olması ülkenin kırılganlığını artırıyor’’ ifadeleri kullanıldı. Dolar ve Euro’nun geldiği noktaya bakıldığında ise TL’deki zayıflığın daha da arttığı bir dönemdeyiz. Diğer derecelendirme kuruluşları arasında notumuzun en kötü olduğu kuruluş S&P. BB+ olan kredi notuyla da Türkiye, bu kuruluşa göre ‘’yatırım yapılabilir seviye’’nin bir altında yatırım yapılamaz seviyede bulunuyor. Kuruluş bu yıl değerlendirmesini ve notunu tekrar 6 Kasım tarihinde açıklayacak. Siyasi belirsizlik ve zayıflayan Türk Lirasının ülke ekonomisine olan etkisi muhtemelen yapılacak açıklamada konu başlıklarını oluşturacak.

Fitch ve S&P’nin yanında piyasaların asıl merak ettiği ve endişe duyduğu değerlendirmeyi bir diğer derecelendirme kuruluşu olan Moody’s 4 aralıkta yapacak. Kuruluş en son 11 Nisan 2014 tarihinde Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyenin en altındaki Baa3 kredi notunu teyit ederken, görünümü durağandan negatife çevirmişti. 7 Ağustos tarihinde not güncellemesi yapmayan Moody’s , görünümü negatife çevirirken gerekçe olarak yabancı ve yerli yatırımcının güvenini olumsuz etkileyen artan politik belirsizlikleri ve Türkiye’nin dış finansman pozisyonlarındaki baskıyı göstermişti. Politik riskin geldiğimiz noktada derinleşmesi içerde zayıflayan TL ve artan terör olaylarının etkisi negatif izlemede olan notumuzun düşürülmesine sebep olabilir. Ay başında bir değerlendirme yapan Goldman Sachs, Moody’sin Türkiye’nin kredi notunu düşürebileceğini bu da ülkenin risk primini yükseltebileceğini belirtti. Eylül başında da Morgan Stanley konuyla alakalı bir rapor yayınladı. Kurum tarafından yapılan açıklamada Türkiye’de eğer 4 Aralık’a kadar hükümet kurulamazsa ülkenin notunun kırılabileceği vurgusu yapıldı. Yüksek enflasyon, maliye politikasındaki bozulma, kırılgan TL varlıkları ve büyük çaplı sermaye çıkışları gerekçe olarak gösterildi. Buradaki kritik konu kuruluşun uzun bir süredir ülkenin görünümünü negatif seviyede izlemeye alması. Bunun anlamı eğer kuruluşun işaret ettiği alanlarda, izleme döneminde herhangi bir iyileşme sağlanamazsa ki ‘’siyasi belirsizlik olsun dış finansman pozisyonlarındaki zayıflama ve enflasyon olsun herhangi bir yol kat edilemedi ‘’ notumuz Aralık ayında düşürülebilir.

Piyasalarda şimdilik FED’in yarattığı iyimser hava devam ediyor ve biz artık iç meselelere dönmüş durumdayız. FED’ in olası faiz artırım hamlesi muhtemelen bu sene sonuna kalacak. Fakat 1 kasımda yapılacak seçimlerin sonrasında tekrardan hükümetin kurulamaması durumunda piyasadaki gerilim artabilir. Böyle bir sonucun ardından kredi derecelendirme kuruluşları da bu olumsuz gelişmeleri göz önünde bulundurup kredi notunu veya görünümü güncelleyebilir. En kritik kararı ise görünümü negatifte tutan Moodys’ın aralık ayında vermesi bekleniyor.

Yazarın Diğer Yazıları